
CHP’nin dış politikasına yön veren eski Washington Büyükelçisi Namık Tan, partisini yanlış yönlendirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Genel Başkan Özgür Özel'e Yunan tezlerini savunduran Tan, Gabon Cumhrubaşkanının ziyaretinde de Türkiye'nin Afrika açılımını küçümseyen açıklamalara imza attı.
Kolombiya’da İsrail’e karşı Lahey Grubu tarafından düzenlenen toplantıda Türkiye'nin İsrail'e karşı yayınlanan bildirideki bir kaç Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS)'ne aykırı olduğu için bir kaç maddeye şerh koymasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konu ile partisi tarafından bilgilendirilmediği ortaya çıkıyor.
OKLAR TAN'A ÇEVRİLDİ
Özel'in söz konusu ifadeleri okları CHP'nin dış politikasına yön veren Dışişleri Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan'a çevirdi. Türkiye’nin Afrika’daki varlığına karşı çıkarken, Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını koruyan “Mavi Vatan” doktrinine de “masal” diyen Tan'ın bu konuda da Özel'i yanlış bilgilendirdiği ortaya çıktı.
BÖLGEDEKİ MEŞRU ÇIKARLARI TEHLİKEYE SOKAR
Türkiye için Ege Denizi'nin, bir deniz alanı olmasının ötesinde tarihsel, ekonomik, stratejik ve güvenlik boyutlarıyla hayati önemi haiz bir egemenlik meselesi olduğunu belirten kaynaklar, Ege Denizi’ni bir Yunan gölüne dönüştürebilecek nitelikte hükümler içeren 1982 tarihli BMDHS'nin yer aldığı herhangi bir uluslararası metni Türkiye’nin imzalaması ya da böylesi bir belgeye taraf olması Türkiye’nin bölgedeki meşru çıkarlarını tehlikeye attığını kaydetti.
HAKKANİYETLİ ÇÖZÜM OLMADIKÇA İTİRAZA DEVAM
Kaynaklar oluşum sürecinden itibaren Türkiye'nin sözleşmenin özellikle karasularının genişliğini düzenleyen 3. maddesi, bitişik bölgeyi düzenleyen 33. maddesi ve adaların rejimini düzenleyen 121. maddesi başta olmak üzere, Ege Denizi’ndeki hak ve menfaatlerine aykırı hükümlerine karşı tutarlı bir şekilde itiraz ettiğini belirtti. Ege’deki sorunlar kapsamlı ve hakkaniyetli bir çözüme kavuşturulmadığı müddetçe Türkiye'nin BMDHS’ye ilişkin tutumunu sürdürmek zorunda olduğuna vurgu yapıldı.
YENİ RİSKLERİ BERABERİNDE GETİRECEK
Yunanistan'ın sahip olduğu adalar sayesinde Ege Denizi’nin yaklaşık yüzde 40’ında karasularına sahip olduğu belirtilirken, karasularının 12 deniz miline çıkarılması halinde, bu oran yüzde 70’e yükselecek, buna karşılık Ege Denizi’ndeki açık deniz oranı yüzde 51’den yüzde 19’a düşecek, Türkiye’nin karasuları ise yüzde 10’un altına ineceği ifade edildi. Bu konunun Türkiye aleyhine dramatik dengesizlik, hukuka ve hakkaniyete aykırı durumun sadece coğrafi bir sıkışmayı değil, aynı zamanda deniz yetki alanlarına ilişkin çok taraflı hukuki, ekonomik ve güvenlik risklerini de beraberinde getireceği kaydedildi.
AFRİKA AÇILIMINI ELEŞTİRDİ
Öte yandan Tan geçtiğimiz hafta Gabon Cumhurbaşkanının Türkiye ziyaretinin ardından Türkiye'nin Afrika açılımını eleştirdi. Türkiye’nin 2002 yılında 12 olan Afrika’daki Büyükelçilik sayısı, 2024 yılında 44’e yükseldi. Buna karşılık olarak, Afrika ülkeleri de Türkiye’de Büyükelçiliklerini artırdı. 2008’de 10 olan Ankara’daki Afrika Büyükelçiliklerinin sayısı 2024 yılında 38’e yükseldi.
BÜYÜKELÇİLİKLER TİCARETİN BÜYÜMESİNİ SAĞLADI
- Türkiye’nin 2002 yılında Afrika’yla ticaret hacmi 4,3 milyar Dolar düzeyinde iken 2024 yılı sonu itibarıyla 36,6 milyar Dolar’a yükselerek yaklaşık 9 kat arttı.
YATIRIMLAR ATIYOR
- Türkiye’nin Afrika’daki yatırımları 2003’te 67 milyon Dolar iken 2024’te 10 milyar Dolar’a ulaştı. Müteahhitlerimiz için önemli bir fırsat oluşturuldu. Türk müteahhitlerimiz, Büyükelçiliklerimizin katkılarıyla, 2024 yılı sonu itibarıyla Afrika’da toplam 97 milyar Dolar değerinde 2.031 proje üstlenmiş durumda.