Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen Türkiye Yüzyılı'nda Yeni Anayasa Konferansı'nda yaptığı konuşmada Kurtulmuş, Türkiye açısından 2023’ün önemli bir dönüm noktası olduğunu, 29 Ekim'de Cumhuriyet'in ikinci asrına girileceğini belirtti.
Genç nesillere bırakılacak en önemli kazanımlardan birinin hem kendisine öz güven içerisinde bakmasını sağlamak hem de önüne yeni hedefler koyabilmek olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu çerçevede Türkiye Yüzyılı hedefi sadece bir siyasi partinin değil, milletin ortak milli hedefi olarak önümüzde duruyor. İnşallah Cumhuriyet'imizin ikinci asrını sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılı haline getireceğiz.'' diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye'nin bulunduğu bölgede güçlü şekilde ayakta durmaktan başka şansı olmadığını ifade ederek, ''Türkiye, hiçbir alanda bir başka ülkeye güvenerek, bir başka paktın kendisine gösterdiği yerde durarak değil, kendi tercih ettiği milli istikametler çerçevesinde yol alarak ve yere sağlam bir şekilde basarak istikametini tayin etmek zorundadır." ifadesini kullandı.
Filistin’de yaşananların herkesin içini sızlattığını, Gazze’de büyük insanlık suçlarının işlendiği bir döneme şahitlik edildiğini aktaran Kurtulmuş, "Dünyanın gözü önünde bir millet, Filistinli kardeşlerimiz, tam manasıyla bir katliama hatta neredeyse bir soykırıma varan katliama tabi tutuluyor." diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye'nin sözünün bölgesindeki gelişmelerde daha güçlü olabilmesi için içeride toplumsal yapısının, ekonomisinin ve dış politikasının çok güçlü olması gerektiğine işaret ederek, yeni anayasa meselesine de Türkiye'nin sağlam toplumsal yapısının bir ihtiyacı olarak bakılması gerektiğini anlattı.
Artık 1982 Anayasası'ndan kurtulmanın vaktinin geldiğini belirten Kurtulmuş, "TBMM Başkanı olarak herhangi bir şekilde 'Şu anayasa metnidir, buyurun buna oy verin.' demek gibi bir durumda değilim. Bizim yapmamız gereken, anayasanın nasıl tartışılacağının zeminini hazırlamak, bu tartışmaların güçlü, demokratik bir ortamda ele alınmasını sağlayarak sonuç almaktır. Biz yönlendirici, ön açıcı, insanların rahat şekilde tartışmasına zemin hazırlayacak bir ortamı oluşturmak durumundayız." diye konuştu.
Kurtulmuş, yapılacak anayasanın yeni, sivil, kapsayıcı, milli ve insan odaklı, milli kültüre uygun, insan hak ve hürriyetlerini esas alan anayasa özelliğine sahip olması gerektiğini belirterek, "Bu beş temel özellik etrafında anayasa çalışmalarını ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde gerçekleştirmek mümkün olur. Türkiye'nin 12 Eylül darbe anayasasından kurtulması mümkün olur. Sadece ruhu itibarıyla değil, dili itibarıyla da iyi Türkçeyle yazılmış, anlaşılır, net ifadeleri bulunan bir anayasayı yapmak TBMM’nin 28. Dönemine nasip olur diye temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye Yüzyılı’nı tanımlarken 'Sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye'nin yüzyılı' dediklerini aktaran Kurtulmuş, "Önümüzdeki dönemde yaşayacağımız birçok olay, bunun ne manaya geldiğini bize çok daha iyi hatırlatacak. İşte görüyorsunuz, Rusya-Ukrayna krizi, Karabağ’ı işgalden kurtaran Azerbaycan'ın harekatı, Doğu Akdeniz'deki hareketlilik, Afrika'daki bölünmüşlük, Afrika’daki siyasi iradesizlik, şu anda Filistin-İsrail çatışması olarak gördüğümüz İsrail’in insanlık dışı saldırılarıyla büyük bir katliama dönüşen rezillik… Bu bölgede olayları seyreden bir Türkiye olarak ayakta duramayız. Gelişmeleri takip eden bir Türkiye asla olamayız. Takip edilen bir Türkiye olmak mecburiyetimiz var." dedi.
Numan Kurtulmuş, ''Dünya 5'ten büyüktür'' sözünün ne kadar doğru olduğunun artık uygulamalı olarak da görüldüğünü ifade etti.
Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ukrayna krizi… BM toplanıyor toplanıyor karar alamıyor. Çünkü orada bir ülke kalkıyor, 'Ben veto ediyorum.’ diyor. Dün, evvelsi gün BM Genel Kurulunda 'Ateşkes sağlansın.' dendiği zaman bir ülkenin eli havaya kalktı. Yani, ‘Katliama evet.’ manasında kalktı. Filistin’deki katliamı durduramıyorsun, insanlık suçunu, vahşeti durduramıyorsun çünkü İsrail’in BM’deki dayısı veto ediyor. Allah aşkına böylesine bir sistem barışı nasıl sağlayacak? Dünyanın neresinde hangi sorunu çözebilir. Bırakın savaşları durdurmayı, göç meselesini önleyebiliyor mu BM? Dünyadaki açlık, kıtlık ve insani krizler meselesini önleyebiliyor mu? Dünyanın birçok yerinde yaşanan çevre kirlilikleriyle ilgili dünyadaki kurum ve kuruluşlara zerre miktarı bir yaptırım gücü var mı? Çökmüş olan bir dünya sistemi… Sayın Cumhurbaşkanımız her platformda, ‘Bu sistem dünyayı taşımaz. Yeni bir sisteme ihtiyaç var. Dünya 5'ten büyüktür. Her ülkenin adil ve hakkaniyetli bir şekilde işin içinde olduğu bir dünya sistemine ihtiyaç var.’ diyor. Şimdi yavaş yavaş dünyanın 5'ten büyük olduğunu, yeni bir dünya sistemi kurulması gerektiğini artık dünyanın insaf sahibi bütün ülkeleri, siyasi yönetimleri görüyor."
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, yeni anayasada aile kurumunun devamlılığının korunmasına yönelik neler yapılacağına ilişkin soru üzerine, ailenin korunmasının bugünkü postmodern dünyanın en önemli meselelerinden biri olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, aile kurumunun, insansızlaştırma, cinsiyetsizleştirme gibi birtakım sapkın ideolojiler üzerinden hedef alındığına işaret ederek, Türkiye’nin aile kurumunun korunması gerektiğinin altını çizdi.
Diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’nin en güçlü yapısının aile kurumu olduğunu bildiren Kurtulmuş, "Ama dünyada tehlike çanlarının çaldığını, aileyi ortadan kaldırmak için birtakım fitne fesat kurumlarının harekete geçirildiğini biliyoruz. Buna karşı da Türkiye’nin tedbir alması lazım.'' ifadelerini kullandı.
''Yeni anayasanın daha detaylı, sistematik gelebileceğini söyleyebilir miyiz?'' sorusuna karşılık Kurtulmuş, yeni anayasanın metninin hem kapsayıcı hem de kısa ve düzgün bir Türkçeyle yazılmış olması gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Bana kişisel olarak, 'En ideal anayasa nedir?' diye sorarsanız, bir cümlelik anayasadır. 'Devlet, adaleti sağlamakla yükümlüdür.' Bu mantıkla, o adaleti nasıl sağlayacağımızı anayasaya derç etmemiz lazım." dedi.
İsrail’in Gazze’deki saldırılarına yönelik Türkiye’nin tutumunun ne olacağı sorusu üzerine ise Kurtulmuş, Türkiye’nin ilk andan itibaren olayın daha fazla yayılmaması, Gazze’ye acil insani yardımın gerçekleştirilebilmesi için büyük gayret sarf ettiğini söyledi.
Kurtulmuş, İsrail’deki yönetimin bu gaddarlıkları yaparken arkasındaki dayılarına güvendiğini belirterek, ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kucaklaşma fotoğrafına ilişkin, "O kucaklaşma resmi sanmasınlar ki İsrail’e güç veren bir resimdir. O kucaklaşma resmi uluslararası sistemin battığının resmidir." değerlendirmesini yaptı.
Numan Kurtulmuş, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan, başta Mescid-i Aksa olmak üzere tüm kutsal mekanlar korunup, yasa dışı yerleşimciler meselesi çözüme kavuşturulmadan Orta Doğu’ya barışın gelmeyeceğini vurguladı.
Kurtulmuş, "Bazıları diyor ya, 'Bu Filistinliler evlerini, yurtlarını sattılar, onun için İsrail buraya geldi.’ Külliyen yalan. Bu, İsrail’in işgalini meşrulaştırmak için söylenmiş, uydurulmuş bir şeydir. Eğer öyle bir şey olsaydı bugün bu insanlar böyle bir direnç gösterebilir miydi?" dedi.
Kurtulmuş, program öncesinde oyuncu Haydar Şişman'ın hazırladığı ''Cumhuriyetin 100. Yılında Kuva-yi Milliye'' resim sergisinin açılışını yaptı.