İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Habertürk TV'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Göksu'nun sorulara verdiği yanıtlardan öne çıkan başlıklar şöyle:
23 Nisan'da sabah yaşananlara baktığımızda birkaç yönden değerlendirmek lazım. Türkiye Cumhuriyeti'nde bir hukuki, iki idari düzenlemeler vardır. Her bayramla ilgili düzenleme çerçevesinde hangi bayramda hangi idari kurumlar çelenk koyacak belirtilmiştir. Dün akşamdan itibaren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın agresif bir tavrı var. Mesela Nagehan Alçı hanımefendiye gösterdiği tepki. 'Mesaj mı alıyorsunuz Tevfik Göksu'dan' diye. Halbuki ben mesaj falan atmadım. Milli Eğitim Müdürüne bir şey söyleyecekseniz, 'Sayın müdürüm yaptığınız iş yanlış' dersiniz. Bunu piara dönüştürmek, agresif bir alana çekmenin bu şehre ne katkısı var? Dün akşamki programda bu şehirle ilgili konuşuldu mu? Deprem, ulaşım konuşuldu mu? Hayır. Bu şehirde depremi, ulaşımı konuşmayacaksınız. 23 Nisan'la ilgili kapanma kararı çıktı. 23 Nisan olduğu için değil, 23 Nisan'da tatil olduğu için. Burası bir hukuk devleti mi? Bir düzen var. 'Bu bayramda şunlar çelenk bırakır' deniyor. Kimlerin nereye bırakacağı belli. AK Parti milli egemenlik konusunda sorunu olan bir parti mi? Hayır! Atatürk bu toplumun ortak değeridir. Hepimiz onun bu topraklardaki yerini kabul etmek ve bunu her fırsatta ifade etmek durumundayız. Burada kimsenin sorunu yoktur. Eksiklik olursa düzeltilebilir.
Kanal İstanbul 45 kilometre uzunluğunda, tabanı 275 metrede başlayan, yaklaşık 22 metre derinliği olan bir kanal olacak. İstanbul içinde herhangi bir metro kanalı İstanbul için hangi riski taşıyorsa taşıdığı risk bu kadar. Şu anda dünyanın en önemli ticari geçişi olan boğazlardan bir tanesine sahibiz. Bizim Boğaz'ımızdan maksimum 1 yıl içinde geçmesi gereken gemi sayısı 25 bin. Bu yıl itibariyle bir ay içinde 40 biçiminde. İleri simülasyonda 2050'de 78-80 bini gösteriyor. Kanal İstanbul şu anda dünyada yapılan gemilerin yüzde 98'inin geçeceği şekilde tasarlanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı istemedi diye vaz mı geçeceğiz? Temel soru ne: İçme suyu azalacak. Sazlıdere Barajı'nın toplam İstanbul suyuna etkisi yüzde 3. Barajdaki eksiklik ne ile telafi ediliyor? Üç tane baraj yapıyor. Sazlıdere Barajı'nda eksilen suyun tam 6 katı fazlası su. İBB Başkanı'nın Melen Projesi'ni başlatanlara teşekkür etmesi lazım. İstanbul'a suyun yüzde 50'si Melen ve Yeşilçay'dan geliyor. Melen olmasa idi biz bu kışın ortasında susuz kalacaktık. Yıllık 1 milyar metreküp su kullanıyor İstanbul. Melen bittiğinde İstanbul'un 1 yıllık suyu zaten karşılanıyor. Efendim Terkos Gölü tuzlanacakmış! Siz aşağıdan yukarıya tuz çıkacağını gördünüz mü? Terkos Gölü, Kanal İstanbul'un üstünde kalıyor. Buradan çıkan hafriyatlar ne olacak? 1.150 milyar metreküp hafriyat çıkacak buradan. Hafriyet direk Karadeniz'e gidecek. Hafriyatın döküleceği yere 30 milyon metrekare rekreasyon alanı yapılıyor. Orada alan üretiliyor. Bir köprünün maliyeti 1.8 milyar TL. Bir köprüde 6 milyar yanlış bilgi veriyor İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Doğruları, hakikati söylemiyor.
İstanbul'da yaklaşık 8 bin hektar donatı alanı var. Bu alanların üzerindeki 2965 hektarın üzerinde bina var. Şu anda İstanbul'un içinde toplam 31 706 hektar planlarda donatı alanı, park, okul, yeşil, kültürel, cami alanı var. Bu alanların yaklaşık 9781 hektarı kamu malı. 8 bin 38 hektarı özel mülkiyet. Yani kamulaştırmanız gereken mülkiyet. Bunu kamulaştırmak için size gerekecek kaynak Kanal İstanbul. Bunların üzerinde 2900 hektarı dolu. Üzerinde bina var. Yarın deprem söz konusu olduğunda depremde ilk yerle bir olacak konutlar bu 2965 hektardaki konutlar. Kanal İstanbul'da üretilecek konutlar rezerv konut. Daha önce Kanal İstanbul'un yeri Silivri'de konuşuluyordu. Adam önceden gidip almışsa riske girmiş durumda. Kanal İstanbul'la ilgili Türkiye'nin ulusal güvenliği, ekonomisi, gücü açısından anlamlı bir proje. Bu projeye karşı olabilirsiniz ama bunu kalkıp ihanetle özdeşleştirseniz olmaz. Devlet burada insanlara iki seçenek sunacak: 'Ben sana konut yapıyorum, konuta mı gitmek istersin, yoksa paranı mı almak istersin'. Bu projenin artısını, eksisini düşünmek lazım. Nasıl katkı sağlarım yerine istemezük. Boğaz Köprüsü'nü istemeyiz, Marmaray'ı istemeyiz. Böyle bir şey var mı?
Kanal İstanbul'un depremle hiçbir alakası yok, bütün uzmanların söylediği bu. Kanal İstanbul'la ilgili Karadeniz'den Marmaray'a hafif bir tatlısu akımı var. Bu tatlısu akımından dolayı metre metre Karadeniz simule edildi. 1 metreküp suda yaklaşık 0.6 miligram normal bir suda olması gereken oksijen değerini koruyor. Bütün simülasyonları yapılmış. En büyük depreme göre simule edilmiş. Bunların raporları var. Hidrolojik, jeolojik simülasyonların hepsi yapılmış. Devlet bütün birimleriyle 8 yıl çalıştı. Bu devlet kalkıp da 13 milyar dolar için bir emlak projesi yapabilir mi? Ticarette lojistik çok anlamlı geldi. İstanbul boğazından geçerken gemi trafiğine bakın. Haftalarca Marmara, Karadeniz açığında bekliyor insanlar. Kendi egemenliğimiz açısından önemli bir şey. Şu an insansız hava araçları yapıyoruz. F-35'ler çok tartışılıyor. Belki 10 yıl sonra bunları konuşmayacağız. Drone teknolojisi çıkacak. Dünyanın hiçbir yerindeki sistem yere değil havaya dayalı bir sistem. Kanal İstanbul 9 tane köprüyü Allah korusun yok edilecekse Boğaziçi Köprüsü var Fatih Sultan Mehmet Köprüsü var. Kalkıp da biz buranın güvenliğini eski askeri parametrelerle konuşursak yanlış olur diyorum. Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 'projeden çekiliyorum' deme hakkı var mıdır? Bir şeye katılırken de, çekilirken de Meclis karar verir. Kanal İstanbul'un finansmanıyla ilgili bir sürü çalışma var. Sayın Bakan bunu yakında kamuoyuyla paylaşacak. Yarın inşallah ilk fırsatta sayın Bakanı arayacağım ve özellikle sizleri davet etmesini isteyeceğim.
Siyasetçinin sözü kendisini bağlar. Seçimde 'İstanbul'da borçlanmak en büyük ihanettir, İstanbul'un gelirlerini yüzde 50 arttıracağım' diyeceksiniz sonra borçlanma töreni yapacaksınız. Borçlanma yetkisi Büyükşehir Belediye Meclisi'nden geçerken sayın Başkanın partisi 'hayır' oyu vermiştir. Partisinin hayır dediği borçlanma oylamasıyla Ak Parti'nin evet oylarıyla geçti. Sonra o yetkiyi aldı ve ona da tören yaptı. Biz teslim ettiğimizde 23 milyar borcu vardı. 2021 yılı sonu itibariyle İBB'nin borcu 43 milyar 402 milyon TL. Şu anda İBB 1 kuruş dahi borçlanamaz. Sermaye gelirinin 1,5 katı olarak borçlanabilirsiniz. Şu anda İBB'nin talep ettiği 301 milyon Euro Bakanlık'ta, Meclis'ten geçmiş biz evet demişiz. 525 milyon Euro Meclis'te. 1 milyar da cari harcamalar için borçlanma bekliyor. Şimdi soruyorum, biz bir tane projenize hayır dedik mi? Her ay soruyorum, daha bir tanesine cevap alamıyorum. Bana en son dedi ki 'Yazılı Tevfik Bey'e cevap vereceğiz'. Sonra bir baktım ki yandaş bir kanalda cevap veriyor. Hakikat her zaman algıyı döver. İBB neyle engellenir? Bir Belediye Meclisi'yle iki merkezi yönetimle. 2019-2020 CHP dönemi. 2 bin 179 dosya gelmiş. Yüzde 29'a CHP hayır demiş, biz sadece 60'ına hayır demişiz. Yüzde 2'sine. Parkı imara açmak istemişler 'hayır' demişiz. Bu 60 dosyanın en az yüzde 50'si 'hayır' dediğimiz değil geri iade ettiğimiz dosyalardır.
2020 yılında İBB demiş ki, 'Benim merkezi idareden gelecek param 15.7 milyar' demiş. Engel olsa kaç para gelmesi lazım? 12-13 gelmesi lazım. Peki ne gelmiş? 17.9 milyar gelmiş, fazla para gelmiş. Hükümetin tasarrufunda değil mi bu? Büyükşehir İller Bankası ve Hazine'den gelir alır. Yüzde 91'i merkezi idareden gelmiş. Kendi ürettiği yüzde 9. Engellenen bir sistem olsa böyle bir tablo olur mu? Cumhurbaşkanlığı'nın onayı gerektiren hepsi onaylanmıştır. İBB Başkanı beni muhatap kabul etmiyor ya, beni muhatap kabul etmemesi İstanbulluları kabul etmemesi demektir. Ben yüzde 70'i temsil ediyorum. İBB Meclisi ve CHP'den 'engelleniyoruz' kelimesini duyuyorsanız bilin ki yalan söylüyorlar.
Efendim Taksim Gezi Parkı mülkiyet meselesi. 2008'de bir yasa çıktı. Türkiye'deki bütün metruk vakıfların mülklerinin kendisine iade edilmesi. Gayrimüslim vakıflara mülklerini iade ettik. 1. Ordu'nun karargâhı neresi? Selimiye Kışlası. Selimiye Kışlası da vakıflara devredildi. Mevzuat gereği metruk, yani sahipsiz vakıfları mer'i hukukumuza göre maliki Vakıflar Genel Müdürlüğü'nündür. Türkiye'de en büyük dönüşüm projesini yapan bir isimim. Hasdal'a askeri kışla yapmak için 1960'larda açılmış davaları bitirmek için uğraştık. Metruk vakıflarla ilgili mülkiyet o kadar karışık ki. Parsel meselelerinden mahkeme sürecine girince yıllarınızı alıyor. Vakıf mevzuatı bizim ülkemizde o kadar önemli ki. AK Parti iktidarı oturup da ben İBB'yi nasıl engelleyeceğim durumda değil. Dış krediler bir usule göre yapılıyor. Onun bir usulü var. Türkiye'nin dış borç stoku var.
Halk ekmek meselesinde İBB her şeyde bir algı operasyonu yapmak istiyor. Bize bir dosya geldi. 117 tane halk ekmek büfesinin süresinin uzatılması isteniyor dendi. Hemen verdik. İBB Meclisi bütün yetkilerini Halk Ekmek A.Ş.'ye devretsin. Devredebilir mi? Niye böyle bir şey istiyorlar? 25 yıllık bir iktidar özlemi var. Bir koalisyon ortakları var. Herkes büfe istiyor. Biz dedik ki, 'Yeni büfe istiyorsanız kaç büfe istediğinizi söyleyin onu da verelim' Bize cevap vermediler. Bir gün baktık 'AK Parti Halk Ekmek'e izin vermiyor'. Derdiniz Halk Ekmek'in daha fazla halka ulaşmasını istiyorsanız. İstanbul'da her sokakta bakkal var. Bakkallara verin, biz de 'dağıtım izni' verelim. İBB Meclisi'nin gündemi iki şekilde oluşur. Bir Başkan gündemi belirler iki Belediye Meclis üyeleri belirler. Bir gün baktık, CHP'den 142 büfe teklifi geldi. Partizanlık yapsaydık reddederdik. 142 teklifini gündeme alıp Hukuk Komisyonu'na havale ettik. Ertesi ay 142 büfeyi geçirdik. Biz 'şehit, gazi, dul ve yetimlere vereceksin, ayrıca ilçe belediyesinden uygunluk alacaksınız' dedik.