Batılı havayolu şirketleri THY ve İstanbul ile ticari olarak rekabet edemeyince, “siyaseti” devreye soktu. ABD ve İngiltere, bir terör istihbaratını gerekçe gösterip, İstanbul’dan yapılacak uçuşlara elektronik cihaz yasağı koydu. Asıl neden ise THY’nin dış hat uçuşlarındaki başarısı. THY dünyadaki yolcuların yüzde 78’ine ulaşabiliyor.
ABD ve İngiltere, güvenlik kaygılarını öne sürerek uçaklarda cep telefonundan büyük elektronik cihaz kullanımını yasakladı. 8 Müslüman ülkede uçakları elektronik cihaza yasaklı 10 kent arasında İstanbul da var. Kahire (Mısır), Amman (Ürdün), Kazablanka (Fas), Doha (Katar), Riyad ve Cidde (Suudi Arabistan), Abu Dabi ve Dubai (Birleşik Arap Emirlikleri), Kuveyt (Kuveyt) ve İstanbul'un bulunduğu listede ne hikmetse İsrail'in Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı yok. Yasağa göre, ABD ve İngiltere'ye doğrudan uçuşlarda yolcular, dizüstü bilgisayar ve tablet gibi cihazlarını valize koymak durumunda kalacak. Yasağın 'terör saldırısı' şüphesiyle konulduğu savunulsa da, uygulamanın arkasında tamamıyla ticari nedenler yatıyor. İstanbul 3. havalimanı tamamlandığında uluslararası transit yolcu piyasasındaki denklemi bütünüyle değiştireceği için, ABD'nin başlattığı ve İngiltere'nin sürdürdüğü pay kapma savaşına önümüzdeki günlerde diğer ülkelerin de katılması bekleniyor.
Tamamlandığında dünyanın büyüğü olacak 3. havalimanı açıldığında, havada 10 saat ve üzeri seyahatler için vazgeçilmez bir transit noktası haline gelecek. Bu uçuşlarda İstanbul'u kullanan Avrupalı yolcular, evlerine 3 saat erken gidebilecek. Birkaç yıl içinde İstanbul, Avrupa'nın ağırlık merkezine dönüşecek. Uçuşlar ucuzlayınca yolcular başta Türk Hava Yolları (THY) olmak üzere ekonomik uçuşları tercih edecek. Türkiye ve havadaki bayrak taşıyıcısı THY, bu yüzden ABD, İngiltere, Hollanda, Almanya ve Fransa merkezli havayolu şirketlerinin en büyük rakibi durumunda. ABD'li havayolu şirketlerinin 'zarar ediyoruz' şikayetleri sonrası Donald Trump yönetiminin elektronik cihaz yasağını devreye sokması en çok da THY'yi etkileyecek.
ABD'nin 'güvenlik' bahanesiyle İstanbul'un havacılıktaki vizyonunu hedef almasının perde arkasında rekabet edememesi yatıyor. Türkiye'nin milli bayrak taşıyıcısı THY'nin dış hat uçuşlarındaki başarısının da tartışılan uygulamada etkili olduğunu rakamlar gösteriyor. Dünyanın en büyük 50 havalimanından 44'üne uçan THY, dünya genelinde uluslararası yolcuların yüzde 78'ine ulaşabiliyor. Gelirlerinin yüzde 90'ını dış uçuşlardan elde eden THY, en önemli yolcu segmentlerinden biri olan dıştan dışa transit yolcuda 2016 yılında 20 milyon yolcuya ulaştı.
ABD'ye yapılan uçuşlardan ciddi oranda pay alan Türk Hava Yolları, Emirates ve Katar Havayolları'nın son yıllardaki başarısı sektöre ilişkin araştırmalarda da görülüyor. Official Airline Guide (OAG)'nin resmi istatistiklerine göre; ABD'deki çeşitli kentlere yapılan en uzun uçuşlar listesinde THY, Emirates ve Qatar Airways ilk 20 içinde bulunuyor. Milli şirket THY, geçtiğimiz yıl taşıdığı 60 milyon yolcunun 3'te 1'ini Atatürk Havalimanı'ndan transit olarak uçurdu. 120 ülkede 296 noktaya uçan THY, birçok olumsuzluktan ötürü direkt uçan yolcu sayısındaki azalmaya rağmen, kayıplarını transit yolcularla telafi etmişti. THY, geçtiğimiz yıl İngiltere'ye iç ve dış transferde toplam 912 bin 728, bu yılın ilk iki ayında ise 130 bin yolcu taşıdı. ABD'ye ise 2016 yılında 984 bin 206, bu yılın ilk iki ayında ise 156 bin 100 yolcuyu transit taşıdı. Rakamlar, THY'nin son iki yılda sadece ABD ve İngiltere'ye taşıdığı aktarmalı yolcu sayısının 2 milyon 53 bin 34 olduğunu ortaya koyuyor. Elektronik cihaz yasağı ile birlikte bu ülkelere doğrudan uçuşlar artık, yolcular için daha çileli hale geldi. Yasak başta 3. havalimanı ve İstanbul merkezli transit hatlar olmak üzere diğer Müslüman ülkelerdeki havayolu şirketlerinin zarar etmesini amaçlıyor. Ekonomik gerekçelerin yanısıra özellikle Müslüman ülkelerin havayolu şirketlerinin hedef alınması da Trump öncülüğünde daha da yükselen İslamafobia'nın farklı bir uygulaması olarak yorumlanıyor.
Amerikan Washington Post gazetesi, elektronik cihaz yasağının gerçek nedeninin güvenlik değil, ekonomik misilleme olduğunu yazdı. Henry Farrell ve Abraham Newman imzalı haberde, Amerikan havayolu şirketlerinin Emirates, Etihad ve Katar havayollarını uzun zamandır aldıkları yüklü kamu desteği gerekçesiyle eleştirdikleri hatırlatıldı. “Bu havayolları, aylardır Başkan Trump'ın misilleme yapabileceğinden sessizce endişeleniyordu. Bu, o misilleme olabilir." ifadelerine yer verilen haberde, yasaktan etkilenen şirketlerin müşteri kaybedebileceği ileri sürüldü. Özellikle uçakta çalışmayı seven birinci sınıf müşterilerin, yasak nedeniyle Amerikan havayolu şirketlerini tercih edebileceğini belirten Washington Post yazarları, geçiş merkezi (hub) niteliğindeki havaalanlarının da ziyaretçi kaybına uğrayabileceğine işaret etti.
Yolcuları İstanbul çıkışlı ya da aktarmalı seyahat etmekten vazgeçirmeyi hedefleyen yasağın yakında diğer Avrupa ülkelerince de alınması şaşırtıcı olmayacak. Zira Almanya'nın, özellikle Frankfurt'a 'yolcu transfer merkezi' olma özelliğini kaybettireceği için İstanbul'daki yeni havalimanına muhalefeti biliniyor. Alman Başbakanı Merkel'in geçtiğimiz günlerdeki ABD ziyareti sırasında Trump ile bu konuyu konuştuğu belirtiliyor. Yasağın ziyaret sonrası açıklanması da bu tezi güçlendiriyor. Aynı günlerde Hollanda televizyonlarında 'İstanbul ve Körfez havaalanlarının yükselişinin tüm Avrupa için bir tehdit olduğuna' ilişkin haberlerin yayınlanması da dikkat çekti.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, ABD'deki mevkidaşına, cep telefonları dışındaki elektronik malzemelerin uçak kabininde taşınmasını yasaklama yönündeki karara ilişkin olarak mektup gönderdiğini, aynı sebeple İngiltere'deki mevkidaşına da mektup yollayacağını söyledi. Bu arada ABD'nin yasak listesinde bulunan Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın, İngiltere'nin açıkladığı listede bulunmaması dikkat çekti.
“Laptopların güvenilir olup olmamasının kontrolü kolayca yapılabiliyor. Buna rağmen böyle bir yasağın konulması 'güvensiz bir ülke' algısı oluşturmaya yönelik. Bu Türkiye ve Arap ülkelerine karşı bir tavırdır. Bu durumda Avrupa pazarında daralma devam edecektir ancak Ukrayna ve Rusya pazarında ise yüzde 25'lik artış bekliyoruz."
“Trump bu uygulamayla Türk ve Körfez menşeili havayolu şirketlerinin ekonomik rekabetini kırmak istiyor. ABD'nin iç güvenlik kurumlarından Homeland Security'nin verilerine göre, cihaz yasağı uygulanan 7 ülke içerisinden 1945 yılından 2015 yılına kadar geçen sürede ABD'de herhangi bir ölümlü terör eylemi yapılmamış. Sayı sıfır. Bu uygulamayla ancak bavul hırsızlığı artabilir. ABD bavul hırsızlığının en çok yaşandığı ülke. Trump bu uygulamayı getiriyor da yolculara hırsızlığı engelleyebileceği hususunda garanti verebilecek mi?"
“Sözkonusu yasak, Türk Hava Yolları gibi yükselen küresel bir markaya dönük, haksız bir uygulamadır. O liste güvenlikten ziyade ekonomik nedenlerle oluşturulduğu izlenimi veriyor. Dünya hava trafiğinde önemli bir yeri olan İstanbul'a, yani Türkiye'ye dönük ticari bir engelleme olarak algılıyoruz. Havacılık sektöründeki serbest ticaret anlaşmaları bu uygulamayla birlikte sekteye uğrayacak, ülke ekonomilerine ciddi zarar görecektir."
: “Endişe gerçekten güvenlikse sözkonusu yasağın Avrupa'daki hiçbir havalimanını kapsamaması dikkat çekici. İstanbul önemli bir 'hub'a dönüşmüşken, bu tür kısıtlamalar yolcu kaybına neden olacak. Rakiplerin de eli güçlenecek. ABD'li havayolu şirketleri son dönemde Amerikan Kongresi'nde oldukça etkin. THY ve Ortadoğu merkezli şirketlerin kendileri için önemli bir tehdit oluşturduğu konusunda Trump yönetimine baskı yapıyorlar."
ABD ve İngiltere'nin, uçakta cep telefonundan büyük elektronik cihaz yasağına tepkiler büyüyor. Aralarında ABD vatandaşlarının da bulunduğu bazı yolcular, kararın ardından uçağın kargosuna vermek zorunda oldukları bilgisayar ve tabletlerinin kırılması durumunda zararı kimin karşılayacağını öğrenmek istiyor. İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan New York'a giden bir ABD vatandaşı, Trump'ın aldığı kararın yanlış olduğunu belirterek, “Dizüstü bilgisayarlar insanların yaşam tarzı haline geldi. Birçoğumuz bilgilerimizi bu cihazlarda saklıyoruz. Bu cihazların uçakta kabin içerisine alınmaması doğru değil. İstanbul'dan New York'a gidiyorum ve 11 saatlik bir uçuşum var. Ben nasıl bilgisayarsız uçacağım? Türkiye güvenilir bir ülke ve Trump, kararından geri dönmeli" dedi.
Tabletini evde bıraktığını ve artık uçakta kitap okuyacağını belirten Tuğçe Uğurlu ise “Laptopumu bagaj riskli olur diye evde bıraktım. Yolcular için durum zorlaşıyor. Los Angeles'e gideceğim ve 14 saatlik bir uçuşum var. Bu saati çalışarak geçirebilirdim ama artık kitap okuyacağım" diye konuştu. Uygulamanın bir an önce kalkması gerektiğini sölyelen Altuğ Özlü ise “Bu çok kötü bir uygulama. Biz çalışan insanlar olarak kabin içerisinde bilgisayar kullanıyoruz. Bu laptopları bagaja verildiğinde kırılacak mı başına bir şey mi gelecek bilmiyoruz. İnşallah bu uygulama kısa sürede kaldırılır" açıklaması yaptı.
2002'de 1 milyon olan transit yolcu sayısını 20 milyona çıkaran THY, Asya, Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin vatandaşları yanında Avrupalıları da dünyanın her yerine taşıyor. Havacılık otoriteleri, yapımı hızla devam eden 3. havalimanının İstanbul'u lider konuma getireceğini ve dünyanın hava haritasını değiştireceğini belirtiyor. Dünya genelinde 296 noktaya hızlı ve ekonomik yolcu taşıyan THY, yeni havalimanıyla birlikte adeta uçuşa geçecek. İstanbul'u dünyanın en önemli transit yolcu rotası haline getirecek 3. havalimanı, barındırdığı potansiyelle kargo taşımacılığı, ticari faaliyetler ve turizm sektörünü de doğrudan etkileyecek. Sadece transit yolcu trafiğinden İstanbul'a her yıl 40 milyon ilave turistin gelebileceği konuşuluyor. Bu yüzden ABD ve İngiltere'nin başlattığı yasak en çok THY'nin büyümesini engelliyor. Türkiye'den ABD'ye direkt sefer yapan tek havayolu şirketi konumunda olan THY'nin yasağa karşı farklı çözümler geliştirmesi bekleniyor.