Türkiye’nin, Rum zulmüne son vermek için 1974’te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 46 yıl geçti. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile hükümet ortağı Necmettin Erbakan’ın girişimleriyle başlatılan harekat, Kıbrıs’ta Türk varlığının sürdürülmesini sağlayan en önemli adım olarak tarihe geçti. Harekatın yıldönümünde KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Yeni Şafak’a konuştu.
***
Kıbrıs Türk’ünün Barış Harekatı’nı büyük bir özlemle beklediğini belirten KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Yeni Şafak’a o günleri anlattı: “1974’te Bülent Ecevit ve hükümet ortağı Necmettin Erbakan’ın talimatıyla Mehmetçik adaya çıktı. Tarihte yeni bir sayfa açıldı. Türk milleti bir kez daha muzaffer oldu. O dönem 14 yaşındaydım. Mehmetçiğin paraşütlerle Kıbrıs’a indiğini gördüm. O tarihi an sırasında hepimiz ağlıyorduk. Türkiye ve Kıbrıs’ın etle tırnak gibi. Bu topraklarda Türk varsa, onurlu bir şekilde yaşayabiliyorsa, Türkiye’mizin sayesindedir. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Gazilerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.”
Kıbrıs’ta büyük bedellerin ödendiğini hatırlatan Tatar, “1960’ta Rauf Denktaş ve Adnan Menderes, Türklerle Rumların eşit statüde olmalarını sağladı. Anlaşmanın üzerinden 60 sene geçtikten sonra 1974 harekatı da dahil, Türkiye büyük fedakarlıklarına devam etti. Bu saatten sonra 1960’ın gerisine gitmek, bizim ulusal utancımız olur” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve ekiplerinin Türkiye’nin garantörlüğünü tartışmaya açtığını savunan Tatar, “Bunu tarihte kimse yapmadı, bunlar yaptı. Hala Rum tarafı bir anlaşma olacaksa, artık eski garantörlükleri ortadan kaldıracak diyor. 1960 anlaşmasının en büyük önemi, Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkı almasıdır. 1976’te Yunanistan ve İngiltere’nin karşı çıkmasına rağmen, Türkiye bu anlaşma sayesinde adaya ayak bastı ve bugünlere kadar gelindi. Bu saatten sonra bu tarihi geri döndürmeye kimsenin gücü yetmez” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Meclis Başkanı olan İsmail Bozkurt, “20 Temmuz sabahı Ankara’daydım. Sabah beni uyandırdılar, ‘Türkiye Kıbrıs’a çıktı’ diye. Ben bu harekatı bekliyordum şahsen. O gün rahmetli Ecevit ile görüşmeye çalıştım, beni rahmetli Erbakan’a yönlendirdiler. Erbakan hoca önce harekatla ilgili kısaca bilgi verdi. Hiç unutmadığım bir şey öğrendim Erbakan hocadan. İslami açıdan çok önemli olan Larnaka’ya kadar olan bölümün alınması gerektiğini söylemişti. Sonra ben Genelkurmay’la görüştüm. 25 Temmuz günü askeri helikopterle Adana Kolordu’ya iki arkadaşla birlikte gittim. Helikoperle Taşucu’na oradan da Girne dağlarının arkasında olan indirme bölgesine indik. O şekilde adaya intikal ettim” ifadelerini kullandı.
“Bizim için beklenen bir gündü. En mutlu bir gündü” diyen Bozkurt, “20 Temmuz bizim için, var olma veya yok olmak demekti. O gün tankların Mağusa’ya yürüyüşünü gözlerimle gördüm. O 2-3 günü nasıl coşkuyla karşıladığımızı, kurtarılan her yerin coşkusunu mutluluğunu heyecanını çok çok hatırlıyorum” dedi.