
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, “Irak ve Suriye’de görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının görev süresinin 3 (üç) yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresine” yönelik AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.
Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Irak ve Suriye’deki mevcut durum hakkında detaylı bilgiler veren TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay tezkere ve ülkemizin dış politikasına ilişkin özellikle CHP’den yöneltilen eleştirilere de sert yanıtlar verdi. Oktay konuşmasında özetle şunları kaydetti:
Ülkemiz, dünyanın çeşitli bölgelerindeki çatışmaların sonlandırılmasında arabuluculuğuna en çok güvenilen ülke konumuna gelmiştir. Türkiye artık dünyada “barışın anahtarı” konumuna gelmiştir.
Ülkemiz kendi güvenliğine yönelik tehditler belirdiği zaman sahada yumuşak gücünün yanı sıra sert gücünü kullanmaktan çekinmeyecektir. “Kadife eldiven içerisinde demir yumruk” diye ifade etmeye çalıştığımız harekât tarzı da tam budur. Tüm emperyalist planların farkında ve aynı zamanda da karşısında dimdik duran bir Türkiye, bir lider Sayın Recep Tayyip Erdoğan vardır.
Yapılan sınır ötesi operasyonlar sadece terörist unsurları hedef almakta, sivillerin zarar görmemesi için azami dikkat gösterilmektedir. Sınır aşan müdahalelerin zamanında ve etkili bir şekilde yapılmaması hem ülkemiz hem Orta Doğu coğrafyası açısından çok büyük ve geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açabilmektedir. Bu kadar yoğun çatışmaların olduğu bölgemizde, “Türkiye güvenli bir liman” olarak kalmayı başarmıştır. Bunda Meclisimizin Hükümete bugüne değin vermiş olduğu yetkiler son derece önemlidir.
Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın henüz tesis edilememesi, PKK / SDG/ YPG ve DEAŞ unsurlarının varlığına ilaveten, ülkemizin güney doğu sınırlarında bir “terör koridoru oluşturulması” hayalinde olan bazı ülkelerin çabaları da maalesef devam etmektedir. Güney sınırlarımızda halen tehditler devam etmektedir. Bu tehditler “zamanlıca ve kararlılıkla” sınır ötesi müdahalelerde bulunmayı zorunluluk haline getirebilmektedir.
Geçmiş dönemde sınır harekatlarını gerçekleştiren bir ülke olarak bugün benzeri tehditlere duyarsız kalmamız düşünülemez. Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren SDG unsurlarının, bölgesel maceralara girmek yerine Suriye merkez yönetimiyle bütünleşme sürecini hızlandırmaları büyük önem taşımaktadır.
CHP iç sorunlarına hapsolmuş
PKK terör örgütü, “Terörsüz Türkiye” süreci kapsamında PKK terör örgütü bir süre önce kendisini feshettiğini açıklayarak silah bırakma sürecine girdiğini ilan etmiştir. PKK’nın kendisini feshinin artık bir söylemden öteye geçerek bir an önce fiiliyata dönüşmesi gerekmektedir. Bu süreci ilgili kurumlarımız yakından takip etmektedir.
ABD Büyükelçisi ile ilgili eleştirilere gelince; gerek Dışişleri Bakanlığı gerek bizlerin girişimleri sonucu kendi mesajını telafi eden başka bir mesajı kısa bir süre içerisinde paylaşmıştır. Türkiye’ye meydan okumak hiçbir büyükelçinin haddine değildir. CHP, kendi iç sorunlarına hapsolduğu için dış politikadaki gelişmeleri takip etmekte zorlanıyor anladığımız kadarıyla. Bunu da anlıyoruz. Türkiye’yi süt dökmüş kedi gibi tanımlamaya çalışanlar var. Türkiye, özellikle dış politikada süt dökmüş kedi gibi değil, kükremiş aslan gibidir. Eğer dışarıda süt dökmüş kedi ve ağlayanları arıyorsanız da CHP’ye bakmanız yeterli. Biz, bir şeye karar verdiğimizde ne yabancı büyükelçilerin kapısında görüş almak için bekleriz ne de bir yerden izin isteriz; gerektiğinde gerekeni yaparız, bu kadar net.






