Afganistan’da çıkarlarını kaybedenler kara propagandaya, çıkar hesabı yapanlar ise pazarlıklara başladı. Ancak ülkenin dostluk, kardeşlik ve dayanışmaya ihtiyacı var. Uluslararası Müslüman Alimler Dayanışma Derneği (UMAD), Afganistan’ın geleceği için ülkeyi yönetmeye talip olan Taliban’a çağrıda bulundu. Yönetim Kurulu ve Yüksek İstişare Kurulu adına UMAD Başkanı Abdulvahap Ekinci imzasıyla yayınlanan bildiride; ABD ve işbirlikçilerinin çekilmesiyle Afganistan’ın yeniden istiklâline kavuştuğu vurgulandı. Ülkede daha fazla kan dökülmesine fırsat verilmeden sağlanan birlik ve istikrar adına gösterilen gayret övülürken, Afganistan topraklarının tüm zenginlikleriyle Afganlara ait olduğu kaydedildi. Açıklamada, şu hususa dikkat çekildi: “Afganistan’ı yine Afgan halkının dirayetli evlatları yönetmeli ve müreffeh hale getirmelidir. Ülkeyi yönetmeye talip olanlar, kendilerini İslam’ın geniş hoşgörüsü içinde dinimize açıktan aykırı olmayan her türlü görüşün temsil edildiği çoğulcu bir yapı kurmakla mükellef hissetmelidirler.”
Kardeşlik hukuku gereği dünyanın dört bir yanındaki âlim ve idarecilerin dostane tavsiye ve hatırlatmalarının mutlaka değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Ülkenin iyi yönetilmesi adına Afganistanlılara yardımcı olmanın, iyi ve güzel kararların desteklenip doğru olmayan karar ve davranışlar noktasında ikaz etmenin, tüm Müslümanların ortak vazifesi olduğu belirtildi. Ülkede yönetimi elinde bulunduranlara yönelik sevincin yanısıra endişenin de hakim olduğu kaydedilerek, “Sevincimiz, onların tekrar ülkelerinde tek hakim haline gelmeleri ve İslam’ı merkeze almak istemeleridir. Endişemiz ise İslam’ı ve onun değerlerini merkeze aldıklarını söyleyip icraatlarıyla İslâm’ı ve İslâmî değerleri dünya kamuoyu önünde küçük düşürecek bir görüntü sergileme ihtimalidir. Bütün dünyanın gözü bu yönüyle üzerinizde olacaktır” denildi.
Açıklamada, şu çağrılar yapıldı:
- İlk günlerde ilan ettiğiniz genel af, gösterdiğiniz müsamaha ve Afganistan’da yaşayan herkesi kucaklayan bir muhtevaya sahip mesajlarınız gönülleri rahatlatmıştır. Bu mesajların tüm ülkeye fiilî olarak da yansıması hepimizin ortak arzusudur.
- Yıllarca mağduriyet ve mahrumiyet yaşamış Afgan halkının, huzur ve refahını her şeyin önünde tutmak gibi bir sorumluluğunuz vardır.
- Afganistan, ülkesinden kaçmak isteyenlerin değil, ülkesine dönmek isteyenlerin vatanı olmalıdır.
- Güçlü ve adil bir yönetim için, kendi içinizde birliğin sağlıklı bir şekilde tesis edilmesi ve yeni bölünmelere kapı aralanmaması en büyük zaferiniz olacaktır. Düşmanlarınızın hile ve tuzaklarını bozacak en büyük hamleniz de bu olmalıdır.
- Sizden, İslam adaletini en güzel şekilde ikame etmeniz, insan haklarına, özellikle de kadın ve çocuk haklarına daha fazla saygı göstermeniz beklenmektedir.
Ülkenin yeniden yapılanmasında halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticilerine de büyük sorumluluk düştüğüne dikkat çekildi. Önyargılarla iletişim kanallarının kapatılmayıp, aksine daha da geliştirilmesi çağrısı yapıldı. Tarihî ve kültürel bağları itibariyle Türkiye’nin, Afganistan yönetimiyle çok yönlü iş birliği yapabilecek imkân ve kapasiteye sahip bir ülke olduğu kaydedildi.
Taliban’dan; ümmetin son asırdaki zaafa uğramış ümitlerini söndürmek yerine yeşertmesinin beklendiği vurgulandı. Bunun ilk adımının da “başta Afganistan’dakiler olmak üzere dünyadaki tüm müminlerin kardeş bilinip, ülkede tüm insanlığa örnek âdil bir yönetim modeli sunulması” olduğu dile getirildi.
UMAD, Afganistan’daki gelişmeler üzerinden İslam ve Müslümanlar aleyhine algı oluşturmak için çokça yalan haber üretilebileceği uyarısı yaptı. Bu konuda duyarlı olmanın tüm Müslümanların en önemli sorumluluklarından biri olduğu vurgulandı. Gerçeği araştırmadan kanaat sahibi olmanın, birlik, beraberlik ve kardeşliği bozan en tehlikeli günahlardan biri olduğu hatırlatıldı.