Türkiye’de eğitim alanında son 20 yılda büyük adımlar atıldı. Okullaşma oranından öğretmen istihdamına, okul sayısından derslik sayısına, mesleki eğitimden üniversite eğitimine birçok alanda ilerleme katedildi. Bütçede aslan payı her zaman eğitime verildi. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile birlikte öğretmenler ilk kez müstakil bir meslek kanununa kavuşmuş oldu. Eğitim bütçesi 10,4 milyar liradan 274 milyar liraya çıkarıldı. Kalkınmanın önemli bir unsuru olarak görülen eğitime yapılan yatırım 714 milyar liraya ulaştı.
28 Şubat sürecinin hasarı en büyük icraatlarından birisi 8 yıllık kesintisiz eğitimdi. Bu sisteme geçilirken politik ideoloji kıstasları esas alınmıştı. İmam Hatiplerin orta kısmı kapatıldı. Kısa vadede mesleki eğitimi bitiren bu sistemin, uzun vadede artçı sarsıntıları bir süre daha hissedilmeye devam etti. 4+4+4 düzenlemesiyle eğitim sistemi bireylerin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin gerektirdiği şekilde düzenlendi. Öğrenciler ilgilerine göre okul seçimi yapabilir hale geldi. Muhalefetin vaat ettiği 1+5+4+3 kademelendirmesi, hem 28 Şubat sürecindeki mağduriyetlerin tekrarlanmasına hem de sadece lise düzeyinde 85 bin öğretmenin norm fazlası olmasına yol açacak. Bu kademelendirme en az 10 yıl öğretmen atanamaması anlamına geliyor.
Türkiye’nin 70’li yıllarına üniversitelerdeki kaos ortamı damgasını vurmuştu. 80’li yılların başında kurulan YÖK ile bu kaos bir nebze de olsa dindi. İçerisindeki ayrıştırıcı unsurların 2000’li yılların başlarında temizlenmesi ile YÖK etkin faaliyet gösteren bir kurum haline geldi. YÖK’ü kaldırmayı vaat eden muhalefet, bu düzenlemeyle Türkiye’ye 70’li, 80’li ve 90’lı yılların kaosunu vaat ediyor.
Son 20 yılda 81 ile üniversite açılıp öğrencilere kendi memleketlerinde okuma imkânı sağlandı. 76 olan yükseköğretim kurumu sayısı 208’e, öğretim elemanı sayısı 74 binden 185 bine yükseltildi. 18-22 yaş arası yükseköğretim okullaşma oranı yüzde 15’ten yüzde 45’e, aynı yaş grubundaki kadınlarda bu oran yüzde 14’ten yüzde 49’a çıkarıldı. Bu anlayışla yaklaşık 2 milyon olan üniversiteli öğrenci sayısı 8,5 milyona çıktı. Üniversite harçları kaldırıldı. Üniversite öğrencilerine sağlanan burs ise 45 TL’den 1250 TL’ye yükseltildi. Açılan üniversitelere de göz diken muhalefet, her şehre üniversite açma anlayışını değiştireceklerini vaat ediyor. Vaat ettikleri düzenlemeyle son 20 yılda her sene artan okullaşma oranı yeniden 2000’li yılların başındaki seviyeye düşecek.
20 yılda öğretmen istihdamı önceki dönemlerde görülmemiş ölçüde arttı. 526 bin 470 olan öğretmen sayısı 1 milyon 9 bin 242’ye çıkarıldı. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenler ilk kez müstakil bir meslek kanununa kavuşmuş oldu. Kanunla öğretmenlerin tazminatı artırılırken, 538 bin 653 öğretmen de yeni unvanlarına kavuştu. Mevcut öğretmenlerin yüzde 58’inin faydalandığı Öğretmenlik Meslek Yasası’nı değiştirmeyi vaat eden muhalefet 516 bin 974 öğretmenin kazanılmış hakkını hiçe sayıyor.
* Muhalefetin 4+4+4’e karşı vaad ettiği 1+5+4+3 modeli sadece lise düzeyinde 85 bin öğretmenin norm fazlası olmasına yol açacak. Bu model en az 10 yıl öğretmen atanamaması anlamına geliyor.
* 70’li yıllarda üniversitelerde var olan kaos, 80’li yılların başında kurulan YÖK’le bir nebze dindi. Muhalefet Yök’ten de rahatsız. YÖK’ü kaldırıp, Türkiye’ye 70’li, 80’li ve 90’lı yılların kaosunu vaat ediyorlar.
* Her şehre üniversite açılması kimi neden rahatsız eder? Muhalefet işte bundan da rahatsız. Bu anlayışı değiştireceklerini vaat ediyorlar. Şayet ellerine imkan geçerse, son 20 yılda her sene artan okullaşma oranını tekrar 2000’li yılların başındaki seviyeye düşürecekler.
Öğretmen ve öğrencilerin refah içinde eğitim ve öğretimi sürdürmesi için birçok somut adım atıldı. 343 bin olan derslik sayısı 700 bine, 56 bin olan okul sayısı 73 bine çıkarıldı. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 36’dan 15’e indirildi. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 30 düzeyinden 20 düzeyine düşürüldü. Taşımalı eğitim kapasitesi önemli ölçüde arttı. Taşınan 662 bin öğrenci sayısı 1 milyon 126 bine ulaştı. Türkiye’de ilk defa 2002-2004 eğitim-öğretim döneminde ücretsiz ders kitabı dağıtımı başlatıldı. 20 yılda toplam 3,7 milyon ders kitabı ve 160 milyon yardımcı kaynak ücretsiz dağıtıldı. Öğrencilerin eğitim ve öğretime daha fazlı katılımının sağlanması için Şartlı Eğitim Yardımları başlatıldı. Bu kapsamda ilk ve ortaöğretimdeki çocukların annelerine 9,83 milyar TL ödeme yapıldı. İlk ve ortaöğretim öğrencilerine verilen eğitim bursu 13 TL’den 663,87 TL’ye yükseltildi. Burs alan öğrenci sayısı da 110 binden 320 bine ulaştı.
Eğitimin her kademesinde okullaşma oranında büyük artış kaydedildi. Okullaşma oranı okul öncesi eğitimde yüzde 11’den yüzde 99’a, ilköğretimde yüzde 99’un üzerine, ortaöğretimde yüzde 44’ten yüzde 95’e çıktı. Yükseköğretimde açıköğretimle birlikte okullaşma oranı yüzde 27’den yüzde 120’ye yükseldi. Kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39’dan yüzde 95’e ulaştı.
Tüm okullara kütüphane kuruldu ve kütüphanelerdeki kitap sayısı 110 milyonun üzerine çıkarıldı. EBA-ÖBA-ÖDS gibi platformlar öğrenci ve öğretmenlerin hizmetine sunuldu. Kullanılmayan köy okulu binaları, köy yaşam merkezleri projesiyle ihtiyaçlar doğrultusunda anaokulu, ilkokul, halk eğitim merkezi olarak dönüştürüldü. Bu kapsamda 2 bin 377 Köy Yaşam Merkezi açıldı.
Çıraklık eğitimi zorunlu örgün ortaöğretim kapsamına alındı. Kalfalık ve ustalık eğitimi alan öğrencilerin bu eğitim sonrasında meslek lisesi diploması almalarına da imkân sağlandı. Mesleki eğitim programlarında öğrenim gören öğrencilere işletmelerin ödediği tutar devlet desteği kapsamına alındı. Mesleki eğitim merkezi çırak ve kalfa sayısı 1 milyon 400 bine ulaştı.
Okullara temizlik malzemesi, kırtasiye, donatım ve küçük onarım için kullanılmak üzere ilk kez doğrudan 7 milyar TL’lik bütçe gönderildi. Okul öncesi eğitim kademesinde yer alan tüm öğrenciler başta olmak üzere 2 milyon öğrenciye ücretsiz öğle yemeği desteği sağlandı.
Muhalefetin alışılmış yıkıcı tutumuna karşılık AK Parti yeni dönemde de eğitimde devrim niteliğinde adımlar atmayı vaat ediyor. Eğitimde fırsat eşitliği güçlendirilecek, okullaşma oranı yüzde 99 ve üzerine çıkarılacak. Eğitimde her anlamda OECD ortalamasının üzerine çıkılması için çalışılacak. Öğretmenlerin yetkinlik ve yeterliliklerini geliştirmelerine öncülük edilecek.
Müfredat dönemin ihtiyaçlarına göre güncellenecek. Erken uyarı ve takip sistemi hayata geçirilerek okul devamsızlığı ve terk oranları düşürülecek. Devlet okullarında ücretsiz öğle yemeği uygulaması yaygınlaştırılacak.
Meslek liseleri başta olmak üzere tüm eğitim kurumlarında patent, faydalı model, marka ve tasarım tescil sayısı artırılacak ve her yıl tescil alınan ürünlerin en az yüzde 10’unun ticarileşmesi sağlanacak. Tüm okullarda tekil eğitime geçilecek, okul sonrası etüt imkânları yaygınlaştırılacak. Organize sanayi bölgesinde meslek lisesi kurulumu yaygınlaşacak, mesleki ve teknik lise mezunlarının istihdamı özendirilecek. Mesleki eğitim merkezlerindeki çırak ve kalfa sayısı 2 milyona çıkartılacak. Böylece küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüm çırak, kalfa ve usta ihtiyacı karşılanacak.
Yükseköğretim kurumlarındaki nitelikli eleman açığını kapatmak amacıyla öğretim elemanı sayısı artırılacak. Doktora eğitimi cazip hale getirilecek ve yıllık doktora mezun sayısı 25 bine çıkarılacak. Doktora yapan öğrencilere 6 ay yurt dışı araştırma bursu imkânı sağlanacak. Mezunların istihdam edilebilirliği artırılacak. Geçmişte yükseköğretimden faydalanamamış, özellikle 35 yaş üstü kadınların yükseköğretime erişimi desteklenecek.