Bitlis Eren Üniversitesinin (BEÜ) ev sahipliğinde Iğdır Üniversitesinin işbirliğiyle organize edilen Yedinci Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi sona erdi.
Iğdır Üniversitesi ile Bilimler Işığında Yaratılış Derneği paydaşlığında ve birçok kurum ve Sivil Toplum Kuruluşunun (STK) desteği ile 19-21 Ekim 2023 tarihleri arasında düzenlenen kongrede yurtiçi ve yurtdışı 48 üniversiteden ve yedi diğer kurumlardan toplam 103 tebliğ sunuldu.
Üç gün devam eden ve Moleküler Biyoloji, Genetik, Biyokimya, Fizik, Bilgisayar ve Makine Mühendisliği, Matematik, Astrofizik, Sosyoloji, Dinler Tarihi, Sanat Tarihi, Uluslararası İlişkiler, Temel İslâm Bilimleri, Biyoloji, Jeoloji, Felsefe, Tıp, Ziraat, Eczacılık, Edebiyat, Antropoloji, Eğitim, Psikoloji alanlarını kapsayan Kongrenin ardından Sonuç Bildirgesi de yayınlandı.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sancak'ın imzasıyla yayınlanan sonuç bildirgesinde Filistin'de insanlık dışı, zalimce, savaş hukukuna uymayan, sivil çocuk ve masumların katledildiği bir soykırımın yaşandığı belirtilerek İsrail'in saldırıları kınandı.
"Kongre esnasında pek çok konuşmacının da ifade ettiği gibi Filistin’de; insanlık dışı, zalimce, savaş hukukuna uymayan, sivil çocuk ve masumların katledildiği bir soykırım yaşanmaktadır. Bu konudaki zalimce uygulamaların bir an evvel durdurulmasını; diplomatik yolların hızla işletilmesini insanlık adına vicdanların sessiz kalmamasını arzu ediyoruz. Bu tür benzer hadiselerin tekrar yaşanmaması için kalben, ruhen ve aklen bu acıyı hisseden bütün insanların insanlık adına bu tür soykırımların önüne geçmesini ve insanlık ölmedi dedirtmesini ve gerekli tedbirlerin almasını talep ediyoruz."
Öte yandan yayınlanan sonuç bildirgesinde yaratılış kongrelerinin esas amacının, alanında ihtisas sahibi bilim insanlarının sundukları bildirilerle Allah’ın kudret sıfatının eseri ve ilimlerin konusu olan kâinat kitabının, yaratılış bakış açısıyla okunup yorumlanmasını sağlamak olduğu belirtildi. Bu sayede bilim camiasının düşünce ufkuna katkı sağlanın; evrim görüşünün ideolojik düşüncelere alet edilmesinin önüne geçmenin; bilimsel verilerle millî ve manevî değerlerimizi güçlendirmenin; gerek ilk ve ortaöğretim ve gerekse yükseköğretim eğitim sisteminin yeniden inşasına zemin hazırlamanın ve kaynak noktasında katkı sağlamanın amaçlandığı ifade edildi.
-1. İslâm dini bilimle çatışmaz. “Din ayrı, bilim ayrıdır” düşüncesi materyalist felsefenin ürünüdür. Bilimle din, akılla vahiy arasındaki çatışma, İslâm medeniyetine ait değildir. Çünkü bilimlerin konusu, Allah’ın kudret sıfatının eseri olan kâinat kitabıdır. Kur’an-ı Kerim ise Allah’ın kelâmıdır ve kâinat kitabının tefsiridir. Bunlar arasında çelişki ve çatışma olamaz. Çünkü her iki kitap da Allah’ın kitabıdır. Çok sayıda ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere, İslâm dini; ilme ve bilim insanına büyük önem vermektedir.
-2. Bilim dünyası yaklaşık 200 yıldır materyalist felsefenin tesiri altındadır. Materyalist felsefe; kâinattaki bütün varlıkları tesadüf, sebepler ve tabiatın eseri olarak görmekte ve sadece laboratuvara giren maddeleri bilimsel veri olarak kabul etmektedir. Bu felsefî görüşte; insanın ruhu, duygu ve düşünceleri dikkate alınmamaktadır. Hâlbuki kâinatın ve insanın yaratılışını anlamada sadece fen bilimleri yeterli değildir. Bunun için bütüncül düşünceye ihtiyaç vardır. Yani maddenin yanında mananın da dikkate alınarak bilimin metotları çerçevesinde yaratılış hakikatinin değerlendirilmesi gerekir.
-3. Bilim, Allah’ın kâinattaki sanat eserlerini inceler. Nobel ödüllü Pakistanlı fizikçi Prof. Dr. Muhammed Abdüsselam; ilimleri; “Allah’ın kâinattaki eserlerini inceleme sanatı” olarak tarif eder. Bilimler, kendi dilleriyle yaratıcının varlığını ve birliğini gösterir. Günümüz bilim camiasında genellikle kâinattan elde edilen bilgilerin takdiminde yaratıcı gizlenmekte; sebepler, doğrudan işi yapan fâil olarak sunulmaktadır. Yaratılış kongrelerinde fiilde fâilin, sanatta sanatkârın, eserde ustanın nazara verilmesinin zarureti dile getirilmiştir. Bir başka ifade ile ilmî metotlarla elde edilen bilgiler; tesadüf ve sebeplerle değil, yaratılış bakış açısı ile verilmelidir. Bilim dili olarak kültür değerlerimizle uyumlu bir dil kullanılmalıdır.
-4. Yaratılış külli ve umumidir. Yaratıcı; bir varlığı belli süreçler içinde yarattığı gibi, bir anda sebepsiz olarak da yaratabilir. Sebepler çerçevesinde yaratılış; Allah’ın isimlerinin tecellisi, hikmetinin gereği ve imtihanın muktezasıdır.
-5. Evrim ve yaratılış konusunda bir kavram kargaşası ve bilgi kirliliği vardır. Herkesin evrimden anladığı ve kastettiği farklıdır. Evrim; farklı anlama gelen otuza yakın tabir ve terimle ortaya konulan bir kavramdır. Bunlardan bir kısmı değişimi, başkalaşmayı ve farklılaşmayı ifade etmektedir. Bunlar teori değil, birer kanundur. Bir türden başka bir türün tesadüfen veya kendiliğinden meydana geldiğini ifade eden evolüsyon ise herhangi bir delile dayanmayan felsefî bir görüştür. Bu bakımdan evrim ile ilgili terminolojinin doğru anlaşılması gerekir.
-6. Eğitimin bütün safhalarında eğitim materyalleri ve kitaplar; madde ve manayı birlikte ele alan bütüncül bakış açısı, dil ve üslubuyla hazırlanmalıdır. Ders kitaplarında hâlâ Antik Yunan’da olduğu gibi, atom ve molekülleri ilâh seviyesine çıkaran materyalist bir eğitim sistemi hâkimdir. Her bir atoma bir ilâh gibi görev yükleyip akıl ve mantığın sınırlarını zorlayan bir eğitim modeli pedagojik formasyona da uygun değildir. Eğitim materyalleri ve ders kitaplarında kâinattaki bütün varlıkların; sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi bir Yaratıcı’nın eseri olduğu vurgulandığında atomdan galaksilere kadar hiçbir şeyde karışıklık ve düzensizliğin olmadığı anlaşılacaktır. Bu durum da akılların aydınlatılmasına, vicdanların tatmin edilmesine ve kalplerin de nurlandırılmasına vesile olacaktır. Bu tür eğitim alan bir genç; bütün varlıklar gibi kendisinin de başıboş olmadığını, bir yaratıcısının bulunduğunu bilecek; bütün nimetleri O’nun gönderdiğini anlayacak, kendisinin sahipsiz olmadığının bilincine vararak her türlü sıkıntı ve üzüntüsünde yanında olan ve her şeye sözü geçen bir İlâha sığınmanın mutluluğunu yaşayacaktır. Gençlerimizi taassuptan ve inançsızlığa sürükleyen şüphelerden kurtarmanın yolu, bütüncül bakış açısıyla yapılan bir eğitime bağlıdır. Kâinattaki varlıkların yapılarını ve mükemmelliklerini ortaya koyan kitap, makale ve belgesellerde materyalist bakış açısı yerine, kadim medeniyetimize uygun mânâ ve dilin kullanılması gerekmektedir.
-7. Bilimler Işığında Yaratılış Kongrelerindeki bildirilerden teşkil edilen kitaplar, gençlerin eğitiminde hayati bir öneme sahiptir. Günümüzde gittikçe artan Darwinizm, sekülerizm ve deizm gibi düşüncelerin genç kuşaklarda sebep olduğu şüphelerin giderilmesinde bu kongrelerde sunulan bildirilerin önemli tesiri görülmüştür. Önceki kongrelerdeki bildirilerden bazıları, ortaöğretim seviyesinde hazırlanarak “Bilimlerin Dilinden” ve “Popüler Bilim Serisi” kitapları şeklinde öğrencilerin istifadesine sunulmuştur. Bu tür çalışmaların devam ettirilmesine karar verilmiştir.
-8. Yaratılışı anlamaya yönelik Proje ve Tezler. Yaratılış kongresine gönül veren bilim insanlarının -özellikle Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler alanlarında- yaratılışı anlamaya yönelik yüksek lisans ve doktora tezleri yönetmeleri, lisans veya lisansüstü seviyede yaratılış hakikatlerini anlatan dersler vermeleri, bilimsel yayın ve projelerinin desteklenmesi hususen teşvik edilmiştir.
-9. Kongre sonrasında yaratılışla alâkalı panel ve konferansların devam ettirilmesi uygun görülmüştür.
-10. Kongre Sonuç Bildirgesi ve raporların ilgili makam, kurum ve kuruluşlara dağıtımı kararlaştırılmıştır.
-11. Daha önceki kongrelerde alınan kararlar doğrultusunda Bilimler Işığında Yaratılış Kongrelerinin her yıl yapılması tavsiye edilmiştir.