Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, güçlendirilmiş parlamenter sistem için toplanan 6’lı masaya, “Hangi sistemi getirirlerse getirsinler Türkiye’yi bir yere götürmezler” mesajı gönderdi. Erbakan, CHP’de Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında rekabet olduğunu, bunun genel başkan yarışına dönebileceği tahmininde bulundu.
Erbakan, özetle şunları söyledi: “Gelir gelmez İstanbul Sözleşmesi’ni getireceğiz”, diyorlar. Biz bu sözleşme için, “Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında cinsiyetsiz toplum oluşturma sözleşmesidir” dedik. Diğer taraftan ise CHP’nin hep genetik özelliklerini söylüyorum. 4-6 yaş çocuklarına Kur’an öğretmek Taliban zihniyetidir, çağdışılıktır, böyle bir şeye müsaade edemeyiz, diyorlar. Din dersi zorunlu ders olmaktan çıksın, diyorlar. LGBT bireylerine haklarını vereceğiz, LGBT’ye karşı çıkmak bir nefret suçudur, LGBT’li olmak bizim iktidarımızda dezavantaj olmaktan çıkacak, diyorlar. Şimdi bütün bunları gördüğümüz zaman tabii hangi sistemi getirirlerse getirsinler, Türkiye’yi bir yere götüremeyeceklerini her zaman ifade ediyoruz.
(6’lı masanın anayasa çalışması) Başbakan ayrı olsun, cumhurbaşkanı olsun diyorlar. Türkiye bundan çok çekti. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, ayrıca bir başbakan, bir cumhurbaşkanı, olmaması gerektiğini söylüyoruz.
Hepsinden önemlisi de hep söylediğimiz bir kaynak ortaya koyamıyorlar. Yani şimdi bazı vaatlerde bulunuyor, iyileştirmeler yapacağım diyor, iyi de parayı nereden bulacaksın kaynağı nereden bulacaksın bu noktada? 60 kere bir araya gelmişler. Ortaya koydukları bir şey yok.
Partilerin kapatılmasının Meclis onayına getirilmesi, bir de milletvekilliği dokunulmazlığının ortadan kaldırılmasının salt çoğunluğa bağlanması da zannedersem gizli ortak HDP’nin taleplerinin yerine getirilmesi gibi gözüküyor. Yani biz bazen HDP varken 6’lı masa bir yere varamaz falan dediğimiz zaman bize diyorlardı ki, ya resmi olarak ortak değil. Yani resmi olarak ortak değil de bir perde arkasında bir dirsek teması da ortaklık olduğu gözüküyor.
“Milli Görüş çizgisinde bir ittifakta buluşulabilir” önerisinde bulunan Erbakan şunları kaydetti: Yani prensipleri ortaya koyup Milli Görüş çizgisinde bir ittifakta buluşulabilir. Tabii benim hep söylediğim halkın sol partiler olarak nitelendirdiği partilerin ve o ittifakın içerisinde olmaması daha hayırlı olur. Çünkü birbirine benzemezler bir araya gelmesiyle ortaya bir sinerji çıkmıyor.
Birinci turun adayları bile belli değil. Evet, biraz fazla ileriye yönelik konuştuk. Yani inşallah ikinci tura biz kalırız kalmazsak da kimler kalacak, hangi adaylar olacak? Yani o zamanki şartlarda tabii değerlendirmek lazım.
Kılıçdaroğlu’nun ABD ve İngiltere seyahatlerini hatırlatan Erbakan, burada yapılan açıklamalarda yurt dışından alınacak borç paranın marifet olarak sunulduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin borç ve faizden çok çektiğini ifade eden Erbakan şöyle devam etti: “Şimdi ne yapacaksınız” dediğiniz zaman, diyorlar ki “Efendim biz daha düşük faizle daha çok borç bulacağız”. Sayın Babacan bunu söylüyor. En sonunda Sayın Kılıçdaroğlu, İngiltere’ye gitti. Orada finans çevreleriyle görüştü. “Ben Cumhurbaşkanı olursam, beş yüz milyar dolar kredi borç getireceğim” dedi. Borçtan ve faizden dolayı sıkıntı çekiyoruz. “100 milyarlarca dolar borç getireceğim” diyerek bunu bir marifet gibi, müjde gibi açıklıyorlar.