Bebekleri özel hastanelerin yenidoğan servislerine yönlendirerek haksız kazanç elde eden şebekeye yönelik ikinci operasyonda kan donduran detaylar ortaya çıktı. Şüphelilerin tapelerinde, İranlı doktorun hemşireye, “CPR yapma boş ver. Zaten 28 haftalık, çek tüpü gitsin, zaten ölecek” dediği tespit edildi.
İstanbul ve Tekirdağ'da düzenlenen operasyonda, bebekleri özel hastanelerin yenidoğan servislerine naklettikten sonra bakımlarıyla ilgili usulsüzlükler yaparak, haksız kazanç sağlayan şebeke 27 Nisan’da düzenlenen operasyonla çökertilmiş 40 şüpheliden 14’ü tutuklanmıştı. Yanlış uygulamalarıyla bazı bebeklerin ölümüne neden olan şebekeye önceki gün yapılan ikinci dalga operasyonda, aralarında doktor, müfettiş ve hemşirelerin de bulunduğu 16 şüpheli gözaltına alındı.
TEKNİK TAKİPLE ORTAYA ÇIKTI
Yapılan teknik takip sonrası yenidoğan yoğun bakım şebekesinin ilişki ağı ve bebeklerin nasıl bilerek ölüme terk edildiğini tüm çıplaklığı ile bir kez daha ortaya kondu. Yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınan 28 haftalık bir bebeğin ölümüne ilişkin İranlı bir doktor ile hastanede görevli hemşire arasında geçen konuşmalar kan dondurdu. Bebeğin genel durumunun kötüleşmesi üzerine hemşirenin aradığı İranlı doktorun hemşireye, “CPR yapma boş ver. Zaten 28 haftalık, çek tüpü gitsin, zaten ölecek” dediği belirlendi. Yapılan araştırmada hastanenin yenidoğandan sorumlu doktorunun İranlı hekimin eşi olduğu, ancak İranlı hekimin, “Ben eşimi erkeklerle muhatap etmem” diyerek bebeklere kendisinin baktığı tespit edildi.
KONUŞMALAR TÜYLER ÜRPERTTİ
İlk soruşturmada ortaya çıkan ve hayatını kaybettiği saatler sonra anlaşılan Afrikalı Opera bebeğin ölümüne ilişkin yeni tapeler de ortaya çıktı. İhmali olduğu tespit edilen hemşireler ikinci dalga operasyonda gözaltına alındı. Bebeğin ölümü üzerine hastanede görevli hemşirelerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda 6 aylık Opera bebeğin yenidoğan yoğun bakıma alınmaması gerektiğini itiraf ettiği tespit edildi.
Hemşire H.D.T.: “Çocuğun ölümünü anlamayacak kadar salak mısınız?”
Hemşire T.T:, “Kaç kere seni aradım. Kalbi yok hissedemiyorum dedim.”
Hemşire H.D.T.: “Çocuğun görüntüsü simsiyah, telefondan belli olmuyor. Çocuk buz gibi, çocuk ölmüş ya. Niye bu hale geldi bu 6 aylık çocuk. Hiçbir sıkıntısı yok, solunum problemi yok, niye öldü?”
Hemşire T.T.: “Biz baktık bayağı hareket ediyordu. Gözleri açıktı hiçbir şeyi yoktu.”
Hemşire H.D.T.: “Ben ailesine ne diyeceğim şimdi. Dün yatırdılar. Altı aylık çocuk. Kalp rahatsızlığı yok hiçbir şeyi yok.”
Hemşire H.D.T.: “Çocuk ölmüş, Zenci diye fark etmemişler. Altı aylık çocuğu öldürmüşler. Çocuğun öldüğünü nasıl fark edemezler. Bu çocuğu yoğun bakıma almakta yasaktı. Çocuk zenci diye nasıl anlamazlar?”
Hemşire H.B.K.: “En kötü dokunulur hareket ediyor mu diye bakılır, bunlar deli mi?”
Müfettiş bilgi sızdırdı
Soruşturmada ilginç bir olay daha yaşandı. Savcının talebi üzerine başlatılan soruşturmada Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen Neonatoloji uzmanı müfettişin gittiği soruşturma yürütülen hastanelerde hemşirelere soruşturma hakkında bilgi verdiği ortaya çıktı. Müfettişin hemşirelere, “Denetim geldi haberiniz olsun. Gizli bir dava. İşten ayrılın kendinizi kurtarın. Örgütleşme gibi bir şey durum tespit edilmiş. Telefonlarınızı dinliyorlar, takibe aldılar” dediği kaydedildi.