Akıllı, erginlik çağına gelmiş, dinen zengin sayılan müslümanların (Kadın ve erkek) Kurban Bayramının 3 günü içinde kurban kesmeleri vaciptir. Zekât nisabı mala sahip kimselere kurban kesmek vacip olur. Ancak kurbanda sahip olunan paranın üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmaz. Zarurî ihtiyaçtan fazla olan mallar nisapta hesap edilir. Hac mevsiminde hac ve umreyi birleştirerek iki nüsükü (İbadeti) bir hac mevsiminde yapanların, yani haccı temettü veya hacc-ı Kıran’a niyet edenlerin kesmeleri vacip olan kurban vardır. Hacıların kestiği bu kurban nevine, genel olarak "Hedy" adı verilir. Peki hacda kurban ne zaman kesilir? Hacda kurban nasıl, bayramın kaçıncı günü kesilir?
Hanefî mezhebine göre kurban, bayramın ilk üç gününde kesilir. Daha önce kesilemez. Tehir edilerek daha sonra kesilmesi durumunda, İmam Ebû Hanîfe’ye göre, ceza olarak ayrıca bir dem (koyun veya keçi kesmek) gerekir. İmam Muhammed ve İmam Ebû Yûsuf’a göre, tehirden dolayı ceza gerekmez (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/616).
Şâfiî mezhebine göre temettu kurbanı, umreyi tamamladıktan sonra hac için ihrama girmeden önce kesilebilir. Bu kurbanın kesiminin son vakti yoktur. Ancak kurban bayramı günlerinde kesilmesi daha faziletlidir (Nevevî, el-Mecmû‘, 7/183-184).
Nâfile olarak kesilen kurbanın, Hanefîler'e göre Kurban Bayramı günlerinde kesilmesi efdal olmakla birlikte daha önce de kesilebilir (Merğinânî, el-Hidâye, 2/492; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/616). Bunların dışındaki adak ve ceza kurbanları, bunları vacip kılan sebebin oluşmasından sonra ister bayram günlerinde isterse diğer günlerde kesilebilir (Merğinânî, el-Hidâye, 2/492; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/616).
Şâfiîlere göre ceza kurbanı, sebebin oluşmasından itibaren hem bayram günlerinde hem de başka zamanlarda kesilebilirken, adak ve tatavvu (mendup) kurbanları, ancak bayram günlerinde kesilebilir (Nevevî, el-Mecmû‘, 7/498-500).
Şâfiîlere göre fevat (ihrama girdiği hâlde Arafat vakfesine yetişemeyen kişinin ertesi yıl haccedip, kesmesi gereken) kurbanı, haccın kaza edildiği yılda kesilir. Hanefîler'e göre ise fevat dolayısıyla kurban kesmek gerekmez (Nevevî, el-Mecmû‘, 7/499; Merğinânî, el-Hidâye, 2/478).
Muhsar, ihrama girdikten sonra iradesi dışında gerçekleşen bir engel dolayısıyla umrede tavafı veya hacda Arafat vakfesini yapamayan kimsedir. Bu kişi o sene hac yapamayacağına kanaat getirdikten sonra hemen kurban keser ve ihramdan çıkar. Ancak Hanefîlerden İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre ihsar hedyi denilen bu kurban ancak bayramın ilk üç gününde kesilir. İmam Ebû Hanîfe ve İmam Şâfiî’ye göre bayramdan önce de kesilebilir. İhsar kurbanının Harem bölgesinde kesilmesi Hanefîlere göre gerekli iken Şâfiîlere göre gerekli değildir. (Merğînânî, el-Hidâye, 2/471)
Hac, sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden haccetme imkanına sahip, akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır. Bu şartları taşıyan kişinin imkan elde edince, geciktirmeden haccı yerine getirmesi gerekir.
Kota sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği halde kurada ismi çıkmadığı için hacca gidemeden ölenler, imkan bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz. Hac yolculuğuna katlanamayacak ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, haccı yerine getirmekle yükümlü değildir.