Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı bu haftaki Cuma hutbesinin konusu "Din samimiyettir istismar ihanettir" olarak belirlendi.
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
Dinimiz İslam’ın özü samimiyettir. Samimiyet, içimizle dışımızın, özümüzle sözümüzün bir olmasıdır. Bütün söz ve davranışlarımızda Allah’ın rızasını gözetmektir. Samimiyet, imanımızı ve ibadetlerimizi her türlü riya ve gösterişten korumaktır.
Rabbimizin rızasından uzaklaştıran kötülüklerden birisi de istismardır. İstismar, insanların inançlarını, duygularını ve zaaflarını kişisel çıkarlara alet etmektir. Dinimizin yüce değerleriyle insanları aldatmaktır. Maddi ve manevi imkânları sömürerek güç elde etmektir. Hâsılı istismar, Allah’a, Kur’an’a, Peygamber’e, insana ve topluma ihanettir.
İstismarcı insanların amacı, asla Allah rızası değildir. Onlar, İslam’ı şahıslar üzerine bina ederler. Hak ve hakikatin yegâne temsilcilerinin kendileri olduğunu iddia ederler. Kur’an’ın ifadesi ile “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Hâlbuki onlar bozguncuların ta kendileridir. Lâkin anlamazlar” Evet, ayet-i kerimelerde de işaret edildiği gibi bu tür kişiler, suret-i haktan görünerek toplumu ifsat ederler. Milli ve manevi değerler üzerinden güç devşirirler. İnsanların iyi niyetlerini suistimal ederler, geleceklerini çalarlar.
Bundan tam yedi yıl önce 15 Temmuz gecesinde, milletimizin birliği ve devletimizin bekası FETÖ tarafından hedef alındı. Ancak o gece, Rabbimizin yardımı yine bizimleydi. Millet ve devlet el ele vererek, bozguncuların karşısında dimdik durduk. Destansı bir direnişle dâhili ve hârici hainlerin emellerini boşa çıkardık.
Nice kardeşimiz bu direnişte şehadete yürüdü. Nice kardeşimiz de gazilik nişanesini bir şeref madalyası olarak bedeninde taşımaktadır.
İstismarcı kişi ve yapıların tuzaklarına bir daha düşmemek için, dinimizi sahih kaynaklardan, ehil ve güvenilir kişilerden öğrenelim. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’i ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in sünnetini doğru anlayıp hayatımıza aktaralım. Ailemizde, insani ilişkilerimizde, ticaretimizde, işimizde, hâsılı hayatımızın her alanında güveni ve samimiyeti esas alalım. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ihmal etmeyelim. Onları ailesine, çevresine, vatanına, milletine ve insanlığa faydalı kişiler olarak yetiştirelim. Ülkemizi ve aziz milletimizi fitne ve fesada sürüklemek isteyenlere karşı her daim yekvücut, tek yürek olalım.
Bu vesileyle geçmişten günümüze, muazzez değerlerimiz uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimize ve ahirete irtihal eden kahraman gazilerimize Yüce Rabbimden rahmet diliyorum. Cenâb-ı Hak, onların bize emanet bıraktığı değerleri yaşayabilmeyi ve gelecek nesillerimize aktarabilmeyi nasip eylesin.