Tarih öncesi dönemlerde inanışa göre bolluğun ve bereketin sembolü, koruyucusu olan ve 1700 yıllık olduğu söylenilen Kybele heykeli, yaklaşık 60 yıl sonra Türkiye'ye getirildi.
Tarihi heykel, gümrük işlemlerinin ardından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü yetkilileri tarafından 23.00 sıralarında teslim alındı.
Kibele, prehistorik dönemlerden itibaren Akdeniz Havzası’nda özellikle Anadolu’da bereket ve bolluğun sembolü ve koruyucusu ana tanrıça olarak tapınım görür. Kibele’nin iki yanındaki aslanlar ana tanrıçanın doğa ve hayvanlar üzerindeki hâkimiyetini gösterir. Antik dönem sosyal ve dini yaşamında kişilerin olmuş ya da olmasını diledikleri istekleriyle ilgili ya da inandıkları tanrısal varlığı onurlandırmak üzere tanrı ya da tanrıçalara adak sunmaları yaygın bir gelenektir. Tanrıyı onurlandırmak üzere tapınaklar ya da kutsal alanlara sunulan materyaller ‘adak objesi’ olarak değerlendirilir. Kişinin sosyal ve ekonomik statüsüne göre adak objeleri basit bir taş parçasından gösterişli bir heykele kadar çok çeşitlilik gösterir. Yazıtında da yer aldığı üzere Sideropolisli Asklepiades’ın Oniki Tanrı Ana’ya sunduğu bu Kibele Heykeli bir adak heykelidir. Heykelin kaidesinde bulunan yazıt bölümünde "Hermeios’un oğlu Sideropolis’li Asklepiades adağı Oniki Tanrı Ana’ya dikti" ifadesi yer alıyor.