Tiyatro Ankebut’un 28 Şubat döneminde yaşananları anlatan yeni oyunu “Bin Yıl” önceki akşam prömiyer yaptı. Nurdan Albamya’nın kaleme aldığı, yönetmenliği Yunus Emre Obut’un üstlendiği oyunda, Cengiz Gül, İslam Çamyar, Kamil Özkaynak ve Kemalettin Caymaz rol alıyor. Albamya geçtiğimiz sene Filistin üzerine yazdığı ve oynadığı “Filistin Hakkında Konuşmalıyız” oyununu sahnelemişti. Oyunu yazma sürecini ve 28 Şubat’ın sanatla anlatılmasının önemini Yeni Şafak’a anlattı.
Tiyatro Ankebut’u kurma amaçlarının, mazlum hikayelerini anlatmak olduğunu söyleyen Nurdan Albamya, kendisi gibi tiyatrocu birisinin yaşadığı hikayeden yola çıkarak metni kaleme aldığını şu sözlerle aktardı: “Geçen sene Filistin Hakkında Konuşmalıyız da Meryem Ebu Najma’nın filistin’de yaşadığı mazlum hikayesini anlattık. Bu sene de ulaşılabilir olması nedeniyle ülkemizden bir mazlumiyet hikayesini anlatmak istedim. Çünkü Meryem Ebu Najma’ya ulaşmakta çok zorlanmıştım. Daha ulaşılabilir hikaye olsun diye düşünürken MAZLUMDER’in 28 Şubat sürecinde davaya dönüşmüş bütün olayları listelediği dosyaları ve yaşananları gün gün yazdıkları web sitesini okumaya başladım. 1997 yılında bir hikayeye denk geldim. Bir tiyatrocunun 28 Şubat kararnamesinden dolayı başına gelenleri anlatıyordu.”
Galanın, İsrail’in Filistin’e saldırıları nedeniyle buruk geçtiğini belirten Albamya, Aliya İzzetbegovic’in “Biz savaş esnasında bile halkımızı eğitmek ve Müslümanlar olarak geride kalmamak için sanat yapmaya, tiyatro yapmaya devam ettik” sözündan hareketle iptal etmediklerini söyledi. Yazar, “İzleyenler, trajedi oyunu beklediklerini, komedi olmasının kendilerini şaşırttıklarını söyledi. Oyunun 28 Şubat panoraması olmasını istediğimizden, aralara gerçek hikayeler serpiştirdik. Seyirciler bunu duyunca, gülerken ağlamaya başladı, alkış ve ıslıklarla defalarca kez oyunu kestiler” dedi.
28 Şubat’ın sanat eserleri arasında hak ettiği değeri bulamadığına işaret eden yazar, “Çok güzel kitaplar yazıldı ama tiyatroda komediye hiç konu olmadı. Müslüman camianın kalbinde yara açan olayları özellikle sanatı, tiyatroyu, sinemayı tekelinde zanneden tarafların konu etmemesinin tek sebebi var; kariyerlerini zedelemek istememeleri. Müslüman bir dil kullanmaktan çekiniyor, unutmak belki de üstünü örtmek istiyorlar. Kendisini tiyatro ve sinemada önemli yerde gören insanlar, Müslümanların yanında durmak istemiyor. Aslında hem Filistin hem de 28 Şubat, Müslümanlık’la değil insan haklarıyla alakalı. Bu olaylar, vicdanı olan herkesin ses çıkarması gereken bir şeyken, sadece başörtülülerin ya da dindar kişilerin meselesiymiş gibi görülüyor. Sinemaya konu olmaması ve tiyatrolara alınmamasının en büyük sebebi sadece Müslümanların derdiymiş gibi görülmesi” diye konuştu.