Refahyol hükümetini yıkan 28 Şubat darbesi, etkisi hâlâ süren izler bıraktı. Dönemin Refah Partisi İstanbul milletvekili Ekrem Erdem: Dini kurumlar olmayınca bütün yollar FETÖ’ye kanalize edilir hale getirildi. 28 Şubat’tan güçlenerek çıkan FETÖ’ydü. Dönemin Kültür Bakanı İsmail Kahraman: Türkiye gelişiyordu. Uyumlu bir hükümet vardı. Dış borçlar azaltılmıştı. Bu güzel gelişmeyi durdurmak için yapılan propagandaları kontrol edemedik.
Türkiye tarihine “post modern darbe” olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat’ın üzerinden 24 yıl geçti. Darbenin önemli tanıkları arasında yer alan dönemin Refah Partisi İstanbul Milletvekili Ekrem Erdem ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman Yeni Şafak’a 28 Şubat sürecini anlattı.
DIŞ PROPAGANDAYI KONTROL EDEMEDİK
- 28 Şubat’ın dış odaklı bir senaryo olduğunu belirten Kahraman, “Çünkü Türkiye gelişiyordu. Uyumlu bir hükümet vardı. Dış borçlar azaltılmış kredi alınmamıştı. Denk bütçe yapılmıştı.Bu güzel gelişmeyi durdurmak için Erbakan Hoca’nın önü kesilsin diye yapılan dışarıdaki propagandaları kontrol edemedik. Elimizde basın yoktu, derdimizi kimseye anlatamadık. 28 Şubat kararlarından sonra bazı kesimler istifa etmemizi istedi. Biz kendi aramızda hükümet olarak istifa etmemizin yanlış olduğuna karar verdik.Milli Güvenlik Kurulu’nun hiçbir yetkisi yoktu ama bizim istifa etmemizi istiyorlardı. Hükümetin devam etmesine karara verildi. Hükümet muhtıradan sonra Temmuz’a kadar devam etti” dedi. Kahraman sözlerine şöyle devam etti: “Erbakan Hoca, bölücü yapılanmalara karşı milli manevi değerlerin korunması gerektiğini söylemişti. Maalesef engel olamadık derin karargâh 5’li çeteyle bir araya geldi. Türkiye’yi yirmi yıl geriye götürdü. Biz elimizden geleni yaptık ancak toplumda yönlendirmeyi yapan karargâh fazlaydı.Eksiğimiz yoktu yanlışımız yoktu. Bu bir oyun ve Türkiye geliştikçe sahneye konur. Halk her şeyden haberdar oldu artık.”
FETÖ’CÜLER BIRAKIN DEDİ
İPİ KOPMUŞ TESBİH TANELERİNE DÖNDÜK
- Düzmece raporlarla partisinin kapatıldığını belirten Erdem, “Akla zarar bir şey. Türkiye’nin en büyük partisini irticai faaliyet diye kapattılar.Ertesi gün Meclis’e gittiğimizde grubun yerinde yeller esiyordu. 157 milletvekiliydik. En büyük gruptu. İpi kopmuş tespih tanelerine döndük. Parti kapanır kapanmaz toplantımıza geçtik. Erbakan Hoca bizi teskin eden bir konuşma yaptı. Arkadaşlarımızın gözü dolmuştu.Biri seni halkın verdiği yetkiden mahrum ediyor. Fazilet Partisi kuruldu ve hemen toparlandık ama ülke çok şey kaybetti” şeklinde konuştu.
Boğaziçi’ndeki zihniyetle aynı
Asker benim yerime yazmış!
- Kendi bakanlığı döneminde Milli Güvenlik Kurulu’nun atadığı tuğgeneral ile arasında geçen diyalogdan bahseden İsmail Kahraman, şöyle devam etti:“Ordumuz bizi korumak için önemlidir. Devletler için önemlidir. Kültür Bakanlığı’na ait bir işte, tuğgeneral beni yok sayarak kendi başına buyruk Nevruz Bayramı’nın nasıl kutlanacağına dair bir yazı yazmıştı. Gördüğüm gibi çok sinirlendim ‘Sen istişare organısın böyle şeylere karışma’ diye yazıyı iade ettim.”