Özellikle son günlerde toplumda popüler olan isimlerin başına gelen şiddet olayları bu konu üzerine daha çok düşünmeye ve konuşmaya sevk etti. Şarkıcı Sıla Gençoğlu’nun eski erkek arkadaşı olan Ahmet Kural’dan şiddet gördüğünü kameralar önünde itiraf etmesi akıllara şiddet görüp gücü yetmediği için sesini duyuramayan kadınları getirdi.
Geçtiğimiz günlerde ise alkollü bir mekânda futbolcu Arda Turan ve şarkıcı Berkay arasında yaşananlar da şiddetin toplumun her kesiminde yaşandığını gözler önüne serdi. Aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinin ardından verilen ifadelerde “Alkollüydüm” savunmalarını bir kez daha hatırlattı.
Şiddeti önleme çalışmalarının en başında alkol tüketimini kontrol etmek olduğunu vurgulayan Psikolog Melike Şimşek, alkolün madde olarak insanın içerisindeki saldırganlık dürtülerini açığa çıkarttığını ve şiddeti doğurduğunu açıkladı. Bazı maddelerin insanı sakinleştirip uyuşturduğuna dikkat çeken Şimşek,
Medyaya yansıyan Arda Turan ve Berkay olayında da şiddet gören kişinin eşi olayın içerisinde karışmıştı. O kişi alkolsüz olsa iletişim kurmayacakken alkol işin içini girince maalesef yakınlık göstermeye başlıyor. Çünkü neden? Alkol, düşünce mekanizmasını etkiliyor direk olarak” dedi.
Yapılan çalışmalar sonucunda kadınların şiddet gördüğünü daha az saklama eğilimi gösterdiğini anlatan Şimşek, “Bunu yüzdeye vurduğumuzda ‘Sıla bile şiddet görüyor’ gibi değil de ‘Sıla çıktı söyledi’ diyen bir çoğunluk var aslında. Sıla’nın bunu söylemiş olması genel olarak kadınların bu şekilde bakmış olduğunu bize gösteriyor” diyerek şöyle davam etti:
Alkolü yasaklamanın bir çare olmayacağına inanan Şimşek, “Mesela son yıllarda uygulanan saat 22.00’den sonra satışın olmaması bence önemli bir gelişme. İkinci bir düzenleme de mekânlara giriş yaşlarında yapılabilir. Çünkü ergenlik dediğimiz şey kişinin beyin gelişimi ve fiziksel-ruhsal gelişiminin tamamlandığı nokta. Bu artık 24 yaşa kadar çıkabiliyor. 24 yaşına kadar ergenlik sürerken bizim 18 yaş sınırı koymamız düşük kalıyor. O nedenle yaş sınırı artırılabilir. Bir de alkollü mekânlarda kişinin aldığı alkol miktarına sınırlama getirilebilir.
Bu tip düzenlemelerle alkol bağımlılığı ve alkolün doğurduğu şiddeti ortadan kaldırabiliriz ya da en aza indirgeyebiliriz” dedi.
Çeşitli bahanelerle başlayan alkol kullanımının bir süre sonra bastırılamayan bir istek haline ve bu isteğin kontrol edilememesi sonucunda da alkol bağımlılığına dönüştüğünü çok sık gördüklerini anlatan Psikolog Burcu Düzoğlu Polat ise “Alkol, sağlıklı iletişime doğrudan negatif etki etki eden bir unsur. Alkolün etkisiyle doğru iletişim kuramayan kişide artık kaba kuvvet belirtileri, kendisini konuşarak değil, agresif tavırlar ve bilinç dışı bir şiddetle ifade etme şekilleri görülmeye başlar” şeklinde konuştu.
Alkol ve beraberinde getirdiği şiddetten dolayı eşler arası iletişimin azalması sonucunda çok kolay kaba kuvvete dönüştüğüne değinen Polat,
Ebeveynlerden birinin alkolün etkisiyle sergilediği bir davranışı, çocuklar problem çözme modeli olarak alıyor ve kriz durumlarında aynı tepkileri geliştirerek onlar da uygulamaya başlıyor” ifadelerini kullandı.
Aile dışında da toplum içinde alkole bağlı şiddet yansımalarını gördüğümüzün altını çizen Polat, “Bu durum özellikle son dönemde toplumda isim yapmış isimlerle birlikte gündemimizi çok daha fazla meşgul eden bir konu haline geldi. Alkolün etkisi ile sağlıklı düşünceden uzaklaşan kişi muhatabıyla iletişim kuramadığı anda kaba kuvvete başvurmayı tercih ediyor. O anda davranışı bilinçli olarak yapmıyor olsa da, daha sonra alkolün etkisi geçtiğinde büyük bir pişmanlık duysa da iş işten geçmiş oluyor” dedi.