Filistinli Mühendis Loay Elbasyouni, Gazze’nin Beyt Hanun kentinde doğmuş. Üniversiteye kadar olan eğitimini Gazze’de tamamlayan Elbasyouni, 1998 yılında öğrenci olarak gittiği ABD'de Kentucky Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği eğitimini tamamlamış. Ardından Louisville Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış olan Elbasyouni, NASA’nın Mars’a gönderdiği Persevarence keşif aracında bulunan “Ingenuity” adlı mini helikopteri tasarlayan ekipte yer almış. Dört yıl boyunca tasarım ve inşa ekibinde başmühendis olarak görev almış olan Filistinli mühendis Loay Elbasyouni, şimdilerde ise Blue Origin tarafından Ay’a Dönüş Programı Artemis kapsamında geliştirilen iniş aracı Blue Moon Lander’ın roket motorlarının elektrik sistemi tasarımında yönetici olarak çalışıyor. İşgal altındaki vatanından uzakta pek çok başarıya imza atmış olan Elbasyouni’nin işgalci İsrail’in Gazze’deki soykırımında pek çok yakınını şehit olmuş. Filistin’e girişine izin verilmeyen Elbasyouni, bir yıldır Gazze’de yaşayan ailesini göremiyor. Gazze’de yaşayan ailesini tahliye etmek için çabalayan Elbasyouni ile bir araya geldik. Hayatını, çalışmalarını, Gazze’yi ve ilk Türk astronotumuz Alper Gezeravcı’yı konuştuk.
İlk okuldan liseye kadar Gazze’de yaşadım. Orada okula gittim. İlk intifadanın olduğu zamanlar İsrailli askerlerin okullarda çocuklara ateş ettiğini hatırlıyorum. Bugünkü gibi zor zamanlardı. 1998’de ABD’ye gittim. Elektrik mühendisliği okudum. O zamanlar da çok zordu. Çünkü ikinci intifada vardı ve babam bana yardım edemiyordu. Üniversitenin harcını ödemek için para kazanmam lazımdı. Ücretleri çok pahalıydı. Okulumu bitirdikten sonra yenilenebilir enerji ve uzay sanayi üzerine çalışmalarımı yoğunlaştırdım ve NASA için çalışmaya başladım. Üniversitede ortam çok politikti. Dünyayı değiştirme ve çevreyi korumaya yönelik hareketler vardı. Yenilenebilir enerji üzerine çok fazla tutkum vardı. Enerji şirketlerine alternatifler oluşturmak istiyordum. Orta Doğu’daki sorunların büyük bölümünün doğal gaz ve petrolden kaynaklandığını düşünüyordum. Irak savaşı zamanıydı. Çocukken de hızlı şeylere ilgim vardı. Arabalar ve uzay gemileri gibi. Bende büyüyünce onlar üzerine çalıştım. Elektrikli arabalar ve yakın zamanda elektrikli uçaklar üzerinde çalışmaya başladım.
İlk başta helikopterin çok küçük bir modelini inşa ettik. Denemelerimizi mars atmosferi similatöründe yaptık. Sonra NASA’da uçacak bir helikopter yapmak için NASA ile kontrat yaptık. Ben elektrik mühendisliği kısmını yönettim. Bir kontrol paneli, kablolar, elektrikli bir motor dizayn ve bunları çalıştırabilecek bir algoritma dizayn ettik. Çok fazla zorluk yaşadık. Bu imkansız gibi bir şeydi. Yeni bir şey dizayn etmemiz gerekiyordu. Uzaya göre bir elektronik sistemi ve farklı bir metot tasarladık. Çok kısıtlı bir bütçeyle az bir zamanımız vardı. Normal bir helikopterden daha küçük ve daha hafif ama yük taşıyabilen bir model geliştirdik. Bu işten çok şey öğrendim.Proje tamamen düzgün değildi mesela. İki fazlı bir çalışmaydı. Bütçe çıkacağını dahi bilmiyorduk. İkinci fazda bütçe çıktı. Biz de sabırlı olmayı öğrendik. Takımla çalışmayı öğrendik. Farklı takımlarla farklı organizasyonlarda çalışmayı öğrendik. Çalıştığımız insanlar her zaman bizimle aynı fikirde değildi. Yapacağımıza inanmayanlar vardı. Rasyonel açıklamalarla tek tek izah ettik. Sonra bir sonraki faza geçtik. Bütçe sağlandı. Şunu söylemeliyim ki ne olursa olsun asla vazgeçmemelisiniz. Yeteneklerinizin sınırını zorlamalısınız. Bugün hâlâ Artemis 5 görevi ve farklı roket mühendislikleri için çalışıyorum. Bu çalışma çok sayıda tecrübe kattı bana. Hiçbir şey imkânsız değildir. Her şeyin bir çözümü vardır. Bazen herkes sizin gibi düşünmüyor olabilir, hatta yapacaklarınızın imkânsız olduğunu düşünebilir ama siz bir yolunu bulmak zorundasınız.
Gerçekten inanılmazdı. Mars’ın yüzeyinde helikopteri gördüğümüz an ve ilk uçuşu yaptığımız an çok özel bir andı. Çok heyecanlandık. Herkesin çok mutlu olduğunu hatırlıyorum. Gün içerisinde arkadaşlarımdan çok sayıda mesaj almıştım. Aslında helikopterin uçacağından şüpheliydim ve bu durumda birini suçlayacaklarını düşünmüştüm. Projedeki tek Filistinliyi suçlayacaklardı, o da ben olacaktım. Neyse ki başarılı olduk. Herkes çok mutlu olmuştu. Bu başarımız için ailem Gazze’de büyük bir kutlama yapmıştı. Çok sayıda kişi amcamın evini ziyaret etmiş, ailemi tebrik etmişlerdi. Babam, annem ve kardeşlerim benimle gurur duymuştu tabii. Hepimiz için çok tarihi bir andı.
Dürüst olmak gerekirse Filistinli olarak her zaman ayrımcılık hissediyorsunuz. İnsanlar bu konuda bilgisiz. Tarih konusunda özellikle ABD medyası çok ayrımcılık yapıyor. Kimse Filistin meselesinin tarihi hakkında konuşmuyor. ABD medyası da. Çok sayıda insan benimle burada röportaj yaptı ama çoğu yayınlamadı. Gazze’den gelen adam Mars helikopteri tasarladı. Bu Gazze’den gelen bir Filistinli için onur duyulması gereken bir şey. ABD özgürlükler ülkesi denir. Halk içinde bu her zaman doğru değildir. Sosyal medyada ırkçı çok fazla yorum alıyorum. Irkımdan ötürü hakaret içerikli mesajlar alıyorum. Ben bunları bitirmek için de mücadele ediyorum. Ama elimden pek bir şey gelmiyor.
Hayatım kendi şirketimi kurmamla başladı. Uzayla ilgili çalışmaların dünyayı değiştirebileceğini düşünüyorum. Hâlâ bunlar üzerine çalışıyorum. En büyük hedefim ve amacım uzayla ilgili teknolojiler üretmek.
Gazze’ye gidemediğim için bir yıldır ailemi göremiyorum. Bu benim için çok zor bir şey. Babam ve annem 12 yıl önce Almanya’ya taşındı. Babam oradan emekli oldu ve Gazze’ye geçen sene annemle geri döndüler. Ömrünün son zamanlarında ülkesini ziyaret etmek istedi. Bu yüzden döndü ama onlar için çok endişeleniyorum.
Türkiye iyi bir uzay programına sahip. Daha önce çok sayıda uydu gönderdiler. Şimdi de astronot Alper Gezeravcı’yı gönderdiler. Bu harika bir şey. Çok sayıda insana ilham olacak. Gelecek nesillere örnek olacak. Aslında uzay çalışmaları yapanlar gelecek için bir ışık yakıyor. Gelecek nesillerin ufkunu genişletiyorlar. Herkese tavsiyem hayallerinizin peşini bırakmayın. Hiç bir şey imkânsız değildir. Olasılıklar sonsuzdur. Burada yapacağımız her şey geleceğe bir örnek olacak. Gelecek nesillere umut verecek. İnsanlar uzay çalışmalarına çok anlam veremiyorlar oysaki Hârezmî gibi Müslüman bilim adamlarının uzaya ilişkin çalışmaları var.
Savaş çok kötü bir şey. Gazze’de soykırım yapılıyor. İnsanların hayatı mahvoldu. Binalar ve alt yapı tamamen yok oldu. İnsanların hayallerini yok ettiler. Hamas’ı değil sivilleri hedef alıyorlar. Okulları, hastaneleri hedef alıyorlar. Okuduğum okul yıkıldı. Babamın eskiden çalıştığı hastane bombalandı. Ailemin tıbbı ihtiyaçlarına erişimi yok. Temiz suya ve gıdaya erişimleri yok. Annem ve babamın ciddi tıbbi bakıma ihtiyaçları var. İnsanların bu tarz eksikliklerden öldüğüne dair rakam yok. İşgalci İsrail, sadece silahlarla değil bu şekilde de öldürüyor. Çok sayıda tanıdığım insan öldü. Geçen gün öğretmenim ilacı olmadığı için öldü. Amcam okulun yakınında oturuyordu. Okulu bombaladıkları sırada öldü. Kuzenim ailemin ihtiyaçlarını karşılıyordu. O da öldü. Ölen ikinci kuzenimdi. Tam sayıyı bilmiyorum ama tanıdığım en az 15 kişi öldü. Çocuklar kirli sudan ölüyor. Olanları açıklamak için “savaş suçu” demenin yeterli olduğunu düşünmüyorum.