
Anadolu Opera ve Bale Festivali, genç yetenekleri sahneyle buluşturmaya devam ediyor. “Genç Yetenek Taramaları” kapsamında Şırnak’tan seçilen 17 yaşındaki Arjin Belge, “Devlet Opera ve Balesi ile sahneye çıkarak hayallerimi gerçeğe dönüştürdüm, müzik olmadan ben olamam” ifadelerini kullanırken, Kırklareli’den Sılanur Özevin, Sanatçıların sahnedeki duruşları ve sesleri bana ilham verdi. Müzik benim için nefes aldığımı, yaşadığımı hissettiren bir gerçek” diyor. Erzincan’dan seçilen 15 yaşındaki Ada Ulucan ise, “Küçük bir şan resitaliyle seçildim ve değerli sanatçılarla sahne almak bana çok şey kattı, tüm bu güzellikleri anneme armağan ediyorum” şeklinde konuşuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü tarafından, 2024 Aralık ayında Şırnak turnesi ile başlatılan 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali, 24 şehirde ücretsiz sahnelediği 51 temsil ile 28 bini aşkın seyirciye ulaşmıştı. 2. Anadolu Opera ve Bale Festivali ise geçtiğimiz 23 noktada düzenlenecek uzun soluklu programıyla geçtiğimiz haftalarda Bayburt’tan başladı. Festival, 2025–2026 sanat sezonu boyunca Bayburt’un yanı sıra; Çemişgezek, Rize ve Çorum, Artvin, Aydın, Batman, Ceylanpınar (Şanlıurfa), Doğubayazıt (Ağrı), Elbistan (Kahramanmaraş), Ezine (Çanakkale), Giresun, Gümüşhane, Isparta, Karaman (Konya), Osmaniye, Sarıkamış (Kars), Siirt, Sinop, Şarköy (Tekirdağ), Tire (İzmir), Tosya (Kastamonu) ve Uzunköprü (Edirne) olmak üzere toplam 23 il ve ilçede opera, müzikal, konser ve çocuk oyunlarını sanatseverlerle buluşturacak. Festival süresince tüm gösterimler her yaştan seyirciye ücretsiz olarak açık olacak.
Ayrıca 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali kapsamında başlatılan ve ilk kez Şırnak’ta hayata geçirilen Genç Yetenek Taramaları bu yıl da devam edecek. Geçtiğimiz yıl yapılan taramalarda yüzlerce gençle tanışıldı. Bu gençlerden altısı, 19 Mayıs’ta düzenlenen 16. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali kapsamındaki “Bütün Umudum Gençliktedir” konserinde sahneye çıktı. “Yetenek Her Yerde – Genç Yetenek Taraması” kapsamında seçilen gençlerle bir araya geldik. Hem sahneye çıkan gençlerin heyecanını hem de hayatında ilk kez operayla buluşan ailelerinin merakını, coşkusunu ve duygularını dinledik.
Arjin Belge: Öğretmen eksikliği olmasına rağmen kendi kendimi geliştirdim
- Şırnak’ta doğup büyüyen 17 yaşındaki Arjin Belge, müzik yolculuğunun ortaokulda başladığını söylüyor. “Evde kendi kendime şarkı söylerdim ama kimseye dinletemezdim. Okuldaki bir ses yarışmasını duyunca ilk kez anneme açıldım. Destek olacağını söylediğinde hissettiğim mutluluğu tarif edemem. Hayatımın ilk fırsatıydı” diyor. Yarışmada birinci olmasıyla sesini duyurma imkânı bulduğunu belirten Belge, koroda yer alması ve solo eserler söylemesiyle müziğin hayatının merkezine yerleştiğini anlatıyor. Ardından Şırnak Güzel Sanatlar Lisesi’ne kabul edilen Belge, ailesinin hep yanında olduğunu vurgulayarak, “Annemin en büyük hayali konservatuarda okumaktı, babamın da ressam olmak… Ama okuyamamışlardı. Buna rağmen ‘sanattan meslek olmaz’ diyenlere hiç kulak asmadılar” ifadelerini kullanıyor. Liseye başladığında kendine çizdiği yolu daha net gördüğünü söyleyen Belge, “Okulumuzda öğretmen eksikliği vardı ama elimden geldiğince kendimi geliştirmeye çalıştım. Her tarzdan, her dilden şarkı dinledim. Bilmesem de ezberledim. O zaman müziğin hayatımın bir parçası olduğunu anladım. Müzik olmadan ben de olamam” sözleriyle yaşadıklarını anlatıyor.

- Hayatının dönüm noktası ise Devlet Opera ve Balesi’nin okullarını ziyaret etmesi olmuş. “Okulumuza Devlet Opera ve Balesi’nin geleceğini söylediler. Bu benim için büyük bir fırsattı. Orada opera ve şan öğretmenim olacak Mehlika Karadeniz Bilgin ile tanıştım. Bize sahnede bir opera okudu ve bu, canlı izlediğim ilk operaydı. O an ‘Opera benim içinmiş’ dedim. Hayatımda yaşadığım en garip ama en özel andı” o anları anlatıyor. Kısa bir süre sonra genç yetenekler arasına seçildiğini öğrenen Belge, bu haberi “hayatımın en mutlu anı” olarak anlatıyor. İstanbul’da sahneye çıkmasını ise şöyle aktarıyor: “Böyle bir sahnede şarkı söylemek hep bir hayaldi. İlk kez çıktığımda elimden gelenin en iyisini yapmak istedim ve başardım. Bu konser bana yeni dostluklar, yeni başarılar ve en önemlisi operayı ve değerli öğretmenimi kattı.” Sahnede tanıştığı herkesin kendisine ilham verdiğini belirten Belge, “En büyük hayalim Devlet Opera ve Bale’ye girip büyük bir opera sanatçısı olmak ve benim gibi gençlere ilham olmak. Kendi kültürümdeki eserleri operaya uyarlayıp sahnede seslendirmek de en büyük hayallerimden biri” açıklamasını yapıyor. Şırnak’ta müzikle iç içe yaşamanın kolay olmadığını da dile getiren Belge, tüm zorluklara rağmen hayallerinden vazgeçmediğini belirterek,“Hayallerimin peşinden gittim ve sonunda Şırnak Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun oldum” diyor.
- Kızımı sahnede görmek tarif edilemez bir gururdu
- Anadolu Opera ve Bale Festivali kapsamında “Umudum Gençliktedir” operasını ilk kez dinleme fırsatı bulan Arjin Belge’nin annesi Zeliha Belge, “Operayı ilk defa canlı dinlediğimde hem çok şaşırdım hem de çok sevdim. Bizim çevrede böyle bir şeyi deneyimleme fırsatı pek olmuyor, o yüzden kızım sayesinde böyle bir an yaşayabildiğim için gerçekten çok mutlu oldum. Kızımı sahnede görmek ise tarif edemeyeceğim kadar özel bir duyguydu. Opera ile ilgilendiğini ilk duyduğumda şaşırmıştım ama ona destek olmak her zaman önceliğimdi. Sahnede duruşu, özgüveni, sesini kullanışı… Hepsi o kadar güzeldi ki izlerken gurur duydum. Hatta kızım çalışırken ben de dinliyor, elimden geldiğince yanında olmaya çalışıyorum. Operayı dinledikten sonra ben de bu sanata ilgi duymaya başladım. Kızım opera ile tanıştıktan sonra hayalleri de şekillendi. Daha önce sürekli değişen, netleşmeyen hedefleri vardı ama şimdi kendine bir yol çizdi ve bu beni çok mutlu ediyor. Ne olursa olsun, başarı ya da başarısızlık… Ben her zaman onun en büyük destekçisi olmaya devam edeceğim” şeklinde duygularını ifade ediyor.
Sılanur Özevin:Kumandayı ve tarağı mikrofona çevirip şarkı söylerdim
- Siirt’te doğup büyüyen 17 yaşındaki Sılanur Özevin, babasının mesleği nedeniyle Kırklareli’ne taşınmış. Lüleburgaz Güzel Sanatlar Lisesi mezunu Özevin, çocukluğunda kumandayı ve tarağı mikrofona çevirip şarkı söylediğini anlatıyor. İlk sahne deneyimini ise şöyle aktarıyor: “Bir etkinlikte ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkısını söyledim ve seçildim. Annem hep yanımda oldu.” Ortaokulda koroya seçilen Özevin, Güzel Sanatlar Lisesi kararının o gün şekillendiğini belirterek, “Sadece doğulu olduğum için ‘Senin ne işin var?’ gibi sözler duydum ama asla yıldırmadılar. Şarkı söylerken akran onayı yerine motivasyonumu buldum” diyor.
- Benim yolum da sahneden geçiyor
- ‘Genç Yetenekler Keşif Programı’nda iki solo parça söyleyen Özevin, programda Devlet Opera ve Balesi sanatçılarını ilk kez canlı izlediğini anlatıyor ve ekliyor: “Sahnede duruşları, seslerinin gücü ve bıraktıkları etki içimde tarif edilemez bir kapı açtı. O an içimden bir ses ‘Benim yolum da sahneden geçiyor’ dedi.”Seçildiğini öğrendiği anı ise “Hayatımın unutulmaz bir dönüm noktası” olarak tanımlayan Özevin, sınırlı eğitim imkânları nedeniyle İstanbul’a yönlendirildiğini ve öğretmeni İlkay Işlak ile tanışmasını bu sürecin önemli bir parçası olarak görüyor. Opera ile ilk derslerinde şaşkın ve tedirgin olduğunu belirten Özevin, “Zaman geçtikçe opera bana kendini açtı; ben de ona. İçimde biriken duygular bir sese, bir nefese dönüştü. İnsan bağ kurmadan sahneye taşıyamaz; ben o bağı opera ile kurdum” diyor. Eğitiminin ikinci ayında İstanbul Devlet Opera ve Bale Festivali kapsamında sahneye çıkacağını öğrenmesi ise hayallerinin beklediğinden erken gerçeğe dönüşmesi anlamına gelmiş: “O an hayatımın dönüm noktasıydı. Sahneye adım attığımda anladım ki, ne kadar zor olursa olsun kalbim hep doğru yerde atıyormuş. Müzik benim için yalnızca bir sanat değil, nefes aldığımı, yaşadığımı hissettiren bir gerçek” diye ekliyor. Özevin, sahnedeki deneyimin aile ve arkadaşlar üzerindeki etkisine de değiniyor: “Ailemin ‘imkân kısıtlı’ bakışı, sahnenin büyüsü sayesinde azaldı. Gururlarını sonuna kadar hissettim. Festival ekibiyle harika dostluklar kurdum ve hayatımda hiç olmadığı kadar sahnede olmaktan keyif aldım.”

- Kendi hikâyemi sesimle anlatmak istiyorum
- “En büyük hayalim, sahnede güçlü bir opera sanatçısı olarak yer almak ve kendi hikâyemi sesimle anlatmak” diyen Özevin, operayla tanıştığı ilk andan itibaren içindeki ışığın peşinden gitmek istediğini söylüyor ve sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Bir gün büyük eserlerde rol alıp sahnede hissettiklerimi insanlara yansıtmak, müzikle kalplere dokunmak ve hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli sahnelere adım atmak istiyorum. Aynı zamanda küçük şehirlerden çıkan gençlere ilham olmak, ‘Oluyor, yapılabiliyor’ dedirtmek en büyük hayallerimden biri. Çünkü inanıyorum ki emek verince ve gerçekten isteyince yol kendi kendine açılıyor. Hayalim, sahnede sadece bir ses değil, bir umut, bir iz bırakabilmek.”
- Kardeşimi sahne ışıkları arasında görmek unutulmazdı
- Anadolu Opera ve Bale Festivali kapsamında ilk kez “Umudum Gençliktedir” operasını izleyen Özevin’in ağabeyi Muhammet Hamza Özevin ise kız kardeşini sahnede görmenin kendisi için bambaşka bir deneyim olduğunu söylüyor: Özevin, “Bizim buralarda opera öyle sık karşılaşılan bir şey değil açıkçası. Salona girerken ne göreceğimi bilmiyordum. Ama Sıla sahneye çıktığı anda her şey değişti. Hem sahnenin atmosferi hem de kız kardeşimi o ışıkların içinde görmek beni çok etkiledi” diyor ve ekliyor: “Her nota, her sahne içimde başka bir duygu uyandırdı. Sadece izlemiyorsun, hissediyorsun. ‘Demek opera böyle bir şeymiş’ dedim kendi kendime. Daha önce denk gelseymişim, belki ben de çoktan merak sarmış olurdum.” Kız kardeşinin sahnedeki varlığının kendisi için ayrı bir gurur kaynağı olduğunu söyleyen Özevin, “Sıla’yı o sahnede görmek bana büyük umut verdi. İnsan kendi ailesinden birinin böyle bir sanata gönül verdiğini görünce daha da farklı etkileniyor. Bu yüzden ilk opera deneyimim benim için unutulmaz oldu” açıklamasını yapıyor.
Ada Ulucan: Şan resitalimle sahneye seçildim
- Erzincan Güzel Sanatlar Lisesi’nde öğrenim gören 15 yaşındaki Ada Ulucan, genç yaşına rağmen sanat yolculuğunda önemli adımlar atıyor. Ulucan’ın hikâyesini daha da özel kılan ise annesinin hem kendisine hem de abisine bakabilmek için sanayide çalışıp motor indirmesi. Opera ile tanışma sürecinin okulda başladığını söyleyen Ulucan, “Hocalarımın yönlendirmeleriyle operayı tanıdım. Kıymetli hocam Nazlıcan Aksoy Çelik sayesinde bulunduğum şehirde ailemden ve arkadaşlarımdan çok olumlu tepkiler aldım. Annemin desteğiyle hayallerimi daha da ileriye taşımayı düşünüyorum” diyor. ‘Genç Yetenekler Keşif Programı’na katıldığını anlatan Ulucan, “Orada küçük bir şan resitali seslendirdim ve uygun görüldüm. Anadolu Opera ve Bale Festivali bana değerli sanatçılarla sahne alma imkânı sundu. Sayın İbrahim Yazıcı ve Sayın Tan Sağtürk ile sahne almak beni her yönden geliştirdi ve birçok bilgi birikimi kattı” diye ekliyor. Festival sürecinde sahnede ve provalarda tanıştığı sanatçıların hayat hikâyelerinden etkilendiğini belirten Ulucan, “Onları dinlediğimde ‘Ben de yapabilirim, bu sürecin altından kalkabilirim’ diye düşündüm” diyor. Gelecek hayallerini de paylaşan Ulucan, “İleride müzik öğretmeni ya da orkestra şefi olabilirim. Bu güzel yolda buraya kadar gelmemi sağlayan ve beni, abimi tek başına büyütüp okutan anneme tüm bu güzellikleri armağan ediyorum” ifadelerini kullanıyor.

- Ücretsiz festival olmasaydı bu deneyimi yaşayamazdık
- Ada Ulucan’ın annesi Dilek Ataş ise, kızını sahnede gördüğü anları şu sözlerle anlatıyor: “İlk duyduğumda hem kendi adıma hem de kızım adına çok heyecanlanmıştım. Ada küçük yaşından beri sanatla iç içe bir çocuktu; sevdiği alanda nasıl büyülendiğini görmek beni de derinden mutlu etti.” Opera sanatına bakışının kızının başarısıyla değiştiğini söyleyen Ataş, “Opera bize hep uzak bir sanat dalı gibi gelirdi. Ama kızım sayesinde bir anda yakınlaştık. Onun sahnedeki heyecanı ve ışığı, bizi de operaya daha çok bağladı” diyor. Festivalin ücretsiz olmasının kendileri için büyük bir fırsat olduğunu belirten Ataş, “Gösterimler ücretsiz ve erişilebilir olmasaydı operaya gelmemiz mümkün değildi. Bu imkan bize bambaşka bir kapı açtı; hem benim hem kızım için her yönden çok iyi oldu” ifadelerini kullanıyor.











