Ferit Arğun, günde 1,5-2 litre civarında bir su tüketiminin önerildiğini söyledi ancak bazı durumlarda miktarın değişkenlik gösterebileceğine dikkat çekti; “Su tüketimi, hava sıcaklığı, kişi metabolizması, günlük alınan besin miktarı, vücut kitle endeksi, yaşadığı bölgenin iklimi ve yaşam koşullarına göre değişiklik gösterebilir. Ama normal koşullarda, bol bol su için ve bunu 1,5-2 litre ile sınırlandırın deriz. Su tüketimini zorunluluk olarak algılamayın ama sudan da eksik kalmayın, su elinizde olsun, erişimi kolay olsun” dedi.
Uzman Doktor Arğun, “Su en başta bilinç durumunuzu etkiler, su içtikçe daha berrak bir bilinçle güne devam edersiniz, yüzünüzdeki kırışmaları engeller, bağırsak sistemini düzenler, metabolizmayı hızlandırır, fazla kilo alımını engeller, böbrek taşı, safra kesesi taşının oluşmasını önler. Uzun süre yetersiz su içen kişilerde, hastalıkları başka hastalıklar takip eder” dedi, “Yeterli su tüketimi, dolaşım sistemi için de önemlidir, dolaşım sistemi, gerekli malzemeyi, gerekli yere, gerekli hızda ulaştırır. Dokular arasındaki hareket kapasitesi, kan içindeki hareket kapasitesi artar, su bu kadar önemlidir. Su böbrek için önemlidir, karaciğerin detoksifikasyonu (Organizmanın, kendisi için zararlı olan toksik maddenlerden temizlenmesi) için önemlidir. Vücut için su yıkama fonksiyonu görür, durgun sudan korkun, su akıcı olmalı” ifadelerini kullandı.
“Çocuklar sizden su istemez, çocukları susuz bırakmayın, iştah sorunu olan çocukta su eksikliği olabilir. Yaşlıların cildi yaşlandığı gibi beyni de yaşlanıyor, algı ve bilinci düşüyor, su seviyesini vücudun algılama seviyesi de düşer. Yaşlılar susamazlar muhakkak su içirin onlara. Yaşlılara ve çocuklara günde 2 litre su verin.”
Şeker hastalarının, sık idrara çıktığını ve kaybı dengelemek için fazla su tükettiğini söyleyen Arğun, "Şeker hastaları, fazla suya ihtiyaç duyan hasta olarak değerlendirsin kendini. Örneğin acile gelen şekeri yüksek hastalara hemen su verilir. Şeker hastaları çok su içtiğini sanır oysa kan şekeri yüksek olduğundan idrara çıkar, idrara çıktığı için de su içer. Çok su içtiği için çok idrara çıktığını düşünmesin, tersi durum söz konusu. Şeker hastaları su tüketimini 2 litreden 5 litreye çıkarabilir, bunu anormal olarak algılamalı” dedi.
Çay ve kahvenin su yerine geçtiği yönündeki yanılgıya da dikkat çekti Arğun, “Çay ve kahve tüketimi fazla olanlar sık idrara çıkar ve su kaybeder. Çay, kahve, sigara, alkol gibi idrara çıkma aralığını sıklaştıran tüketimlerde su ile vücut desteklenmelidir. Çok çay kahve içenler çok da su içmeliler. Çay, kahve, enerji içecekleri su yerine geçmez aksine fazla su tüketimine yönlendirir. Ayran hem protein ile besler hem de su ihtiyacını karşılar. Ayran protein ve su bileşimidir, aldığınız suyu, vücut atmaz. Çay ile aldığınız suyun fazlasını ise idrar ile atarsınız.”
Günlük hayatta kullandığımız pet şişeler, su sebilleri ve damacanalara da dikkat çeken Arğun, “Su sebillerinde bakteri çok kolay ürer, kullanılmamasını kesinlikle öneririm. Özellikle çocuklar için kullanılan suyun cam şişede olmasına özen gösterilmeli. Cam suya ulaşım maliyetlidir ama kesinlikle daha sağlıklıdır. Musluk suyu kullanılabilir, meyve-sebze yıkanabilir ama içilemez”dedi.