
Türk yayıncılığının kalbi Cağaloğlu, yeniden çiçek açtı. Vakıflar Genel Müdürlüğünün restore edip devrettiği 12 dükkanı Fatih Belediyesi Başkanı M. Ergün Turan Kitapçılar Sokağı olarak hizmete açtı. 11 yayıncının ve bir kafenin yer aldığı sokakta yeniden kitap kokusuyla, kültür ve edebiyat sohbetleri yapılacak.
Türk yayıncılığının kalbi 1800’lü yıllardan itibaren Sirkeci’den Beyazıt Meydanı’na doğru uzanan cadde ve dar sokaklarında attı. Her fikrin, her sözün, her itirazın kendine yer bulduğu bu güzergâhta, matbaa işçisinden, gazete ve dergi patronuna, yazarından muhabirine, yayıncısından okuruna kadar her kesim kendine yer buldu. Bugün kısaca Babıali dediğimiz bu tarihi sokaklar Türk yayıncılık ve basın tarihinin de fikir atlası kabul edilir. Gazetecilerin, şairlerin, yazarların, yayıncıların, reklamcıların, fotoğraf ustalarının, mürettiplerin, müvezzilerin, okurların boy gösterdiği bu fikir coğrafyasında değişen İstanbul’la birlikte özellikle son 50 yıldır iş hanları peyderpey kapılarını yayıncılığa kapattı, kitapçılar taşındı, gazete binaları otel oldu, dergilerin bürolarında artık turistik eşya satan dükkan sahipleri boy gösteriyor. Bir zamanlar yayıncıların sıra sıra tabelalarının yer aldığı cadde ve sokaklarda oteller, tatlıcılar, halıcılar, kafe ve restoranlar dikkat çekiyor. Fakat yıllar içinde Cağaloğlu’nun makus kaderine her şeye rağmen direnen bir avuç yayıncı Türk yayıncılığın kalbinin attığı bu semtin sokaklarında ayakta kalmak için mücadele etti. Kimi bir hanın odasında, kimi ara bir sokakta yayıncılık mesleğini ısrarla sürürdü ve semti terk etmedi. Bugün bu yayıncılar Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın Cağaloğlu’nda Kitapçılar Sokağı’nda bir araya geldi. Tarihi dokusu korunarak Vakıfbank Genel Müdürlüğü tarafından yenilenen Şengül Hanım ve Küçük Sokak, dün resmi bir törenle “Kitapçılar Sokağı” adıyla yeniden kapılarını açarak okurlarını ağırlamaya başladı. Türk yayıncılığı bu çarşıda yeniden büyümeyi niyet ediyor. Kitap satışlarının yanında okur ve yazar buluşmalarının da yapılacağı sokakta yazar ve okurlar bir araya gelecek.
Yarım kalan projeye Fatih Belediyesi sahip çıktı
Ama önce Kitapçılar Sokağı’nın 2018 yılına uzanan hikayesinden anlatmaya başlayalım: Mayıs 2018’de gerçekleşen İstanbul Kültür Çalıştayı’nda benim de katılımcı olarak yer aldığım yayıncılık komisyonun başkanlığını öğrencilik yıllarından bu yana piyasada yer alan Pınar Yayınları’nın Yayın Yönetmeni Cevat Özkaya yürütmüş ve bu komisyon yayıncılığın sorunlarını dile getirmişti. Neler yapılabilir konu başlıkları arasında öne çıkanlardan birisi de yayıncılığın kalbi olan Cağaloğlu’nda yeniden bir Kitapçılar Sokağı oluşturmaktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da desteğiyle Cevat Özkaya’nın önderliğinde bu proje için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gidildi ve Çatalçeşme Sokağı’nda pek çok bina kiralanarak önemli bir adım atıldı.Ancak belediye seçimlerinde Ak Parti kaybedince CHP bu projeyi pek çok projeyle birlikte rafa kaldırdı. Bugün ise yarım kalan bu anlamlı projeyi Fatih Belediyesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü yeniden el ele vererek hayata geçirdi.
Babıali’ye sahip çıkalım
Fatih Belediye Başkanı M.Ergün Turan bu süreci şöyle anlatıyor: “Bu bölge yıllardır sadece turistlere yönelik bazı faaliyetlerle anılıyordu. Halbuki Babıali Yokuşu, buradaki hanlar yıllarca Türk matbuatının, yayınevlerinin ve gazeteciliğin merkezi olan yerlerdi. Fakat turizmden dolayı dükkanlarda oluşan yüksek maliyetler, birçok yayınevinin buradan çıkmasına sebep oldu. Belki son 30-40 yılda kaybolmuş değerler tekrar 12 dükkanla da olsa Cağaloğlu’na kazandırıyoruz. “ Vakıflar Genel Müdürlüğünden kiraladıkları bedel üzerinden yayıncılara ve kitap dağıtımcılarına dükkanları tahsis ettiklerini aktaran Turan, dükkanlarda sadece kitap satılmasına izin vereceklerinin de altını önemle çiziyor. Çarşıdaki 11 kitapçının isimleri şöyle: İz Yayınları, İnsan Yayınları, Kitabevi Yayınları, İstanbul Dağıtım, Cağaloğlu Dağıtım, Flamingo Books, Mercan Yayınevi, Kitap Rengi, Mecaz Kitap, Ark Kitapları, MTV Yayınevi.
Büyümesi temennimiz
Basın Yayın Meslek Birliği Derneği Başkanı ve Yeditepe Yayınları sahibi Mustafa Karagüllüoğlu ise projenin hayatı geçirilmesinde rol alan isimlerden biri olarak Cağaloğlu’daki yayıncılığın bu projeyle birlikte daha da hareketleneceğini pek çok yayıncının daha şimdiden buraya dönmek istediğini dile getirdi. Sokakta 11 yayıncının dükkanı ve söyleşilerin yapılacağı bir kafe mekanı mevcut. Bu turistik bir mekanda ekonomik olarak ayakta kalmakta zorlanan yayıncıları buluşturmak öncelenmiş. Bugün 11 yayıncının yer aldığı çarşının önümüzdeki yıllarda yeniden büyüyerek diğer sokaklarda da faaliyet göstermesi en büyük temenni. Yayıncılar arasında ikinci kuşağın devraldığı köklü yayınevlerinden İz ve İnsan yayınları da var. Ayrıca yayıncılık dünyasında 45 yılı geride bırakan kültür yayıncılığın kalbi sayılan Kitabevi Yayınları da yer alıyor. Yine İstanbul ve Cağaloğlu Dağıtım geniş ürün yelpazeleriyle çarşıda yer alan diğer kitapçılar. Çarşının tek kadın esnafı ise ilk gençlik günlerinden bu yana yayıncılık dünyasında yer alan Kitap Rengi’nin sahibi Fatma Ömerustaoğlu.
Her zorluğu rağmen devam edeceğiz
Kitabevi Yayınları’nın sahibi Mehmet Varış, “Biz hep buradaydık ve burada kültür yayıncılığı yapmaya her zorluğa rağmen devam edeceğiz” derken çocukluğu Cağaloğlu’nun taş sokaklarında geçmiş İz Yayıncılığın ikinci kuşak temsilcisi Ali Kahraman 36 yıllık bir yayınevi olarak bu sokağa dönüşü “Davete icabet “ olarak tanımlıyor. Yayıncılığın kalbinin attığı bu sokaklarda büyüdüklerini belirten Kahraman, “Okurlarımız da bizimle birlikte yaşlandı; onlar hâlâ kitabı dokunarak görmek, karıştırmak, üzerine konuşmak istiyor. Biz de bu sıcak bağı yeniden kurmak için buradayız,” diyor. Adem Işık, Mercan Yayınları olarak yeni çıkan kitapların sosyal medyada duyurulacağını, yazar buluşmaları ve okullara yönelik etkinliklerle Kitapçılar Sokağı’na yeniden kültürel bir canlılık kazandırmayı hedeflediklerini belirtiyor.
İyi bir okur kitlemiz var
İnsan Yayınları çalışanı Muhammed Yasin Hoş, 1984’te merhum İlhan Akıncı tarafından kurulan yayınevinin Türkiye’de İslami düşüncenin gelişimine büyük katkı sunduğunu vurgulayarak, bugün Akıncı ailesinin ikinci kuşak temsilcilerinin aynı idealizmle bu mirası sürdürmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiriyor ve ekliyor: “Burada samimi, aile gibi bir ortam var. İnsanlar hâlâ hakikatin peşinde; nitelikli kitabın, iyi editörlüğün değerini bilen bir okur kitlesi var.” İstanbul Dağıtım’ın yöneticisi Cemil Ergün, 30 yıldır Cağaloğlu bölgesinde faaliyet gösterdiklerini belirterek, Kitapçılar Sokağı’na dönüşü maddi değil, manevi bir hareketlilik olarak gördüklerini söylüyor..
Yeniden bismillah diyelim
Cağaloğlu Dağıtım yöneticisi İbrahim Ganioğlu, bölgenin iki buçuk asırdır fikir ve kalem erbabının merkezi olduğunu hatırlatarak, Kitapçılar Sokağı’nın yeniden canlanmasını “bir besmele” olarak görüyor. “Burası yüzyıllardır düşünen, yazan, okuyan insanların mekânıydı. Son yıllarda değişen ekonomik koşullar, yüksek kiralar ve farklı sektörlerin buraya yönelmesiyle bu ruh zayıfladı,” diyen Ganioğlu, kitapçılığın maddi kazançtan çok manevi bir sorumluluk içinde olduğunu vurguluyor.

Alışkanlıklarımız bizi burada tuttu
Yayıncılık serüvenine 23 yıl önce Cağaloğlu’nda başlayan Ark Yayıncılık sahibi Hasan Kurt, bölgedeki dönüşümün yayıncılık dünyasını ciddi biçimde etkilediğini söylüyor. 1980’li ve 1990’lı yıllarda Cağaloğlu’nun matbaacılar, kitapçılar ve ciltçilerle dolu, hareketli bir merkez olduğunu hatırlatan Kurt, “Turizm arttıkça yayıncılık daraldı, birçok yayınevi yüksek kiralar yüzünden bölgeyi terk etmek zorunda kaldı” diyor. Kurt, küçük ölçekli yayınevlerinin başka bir yere taşınmasının kolay olmadığını belirterek, “Alışkanlıklarımız, çevremiz ve buranın ruhu bizi burada tuttu. Ayasofya’ya bakan büromu bırakmak istemedim” ifadelerini kullanıyor. Kitapçılar Sokağı’na taşınmanın yeni bir heyecan oluşturduğunu dile getiren Kurt, “Bu sokak elbette bir hava katacaktır ama kısa vadede büyük bir değişim beklemiyorum, zaman gösterecek” diyor.

Kültürümüz ayakta biz sahip çıkamadık
Kitabevi Yayınevi’nin sahibi Mehmet Varış, Cağaloğlu’nun terk edilmiş görüntüsüne rağmen Türk kültürünün burada hâlâ canlı ve güçlü olduğunu vurguluyor. “Biz kültürde geri kaldık deniyor ama aslında bu doğru değil. Bin yıllık birikimimiz dimdik ayakta, sadece gerekli ilgiyi ve desteği biz gösteremedik” diyen Varış, Babıali’nin boşalmasının esas nedeninin basın-yayın dünyasının dijitalleşmesiyle birlikte mekânsal dönüşüm yaşaması olduğunu belirtiyor. Varış’a göre, Cağaloğlu’nda kültürel canlanma ancak imkân ve destekle mümkün: “Burayı yeniden canlandırmak kolay değil. Biz turizmcilerle rekabet edemeyiz; onlar bir halı satarak giderini çıkarıyor, biz bir kamyonet kitapla bile aynı kazancı elde edemiyoruz. Ama biz yine buradayız — ikinci katta, beşinci katta, onuncu katta- .Nefesimiz yettiği, dizimiz tuttuğu sürece bu sokakta olacağız,” diyerek, Cağaloğlu’na bağlılıklarını bir kültürel direniş biçimi olarak tanımlıyor.

Çarşının tek kadın kitapçı esnafı
Cağaloğlu’nun yayıncılık hafızasının yeni adresi Kitapçılar Sokağı’nda tek kadın kitapçı olan Fatma Ömerustaoğlu, yılların birikimiyle bu geleneğin sürdürülmesinden memnun. Uzun yıllardır yayıncılıkla iç içe yaşayan Ömerustaoğlu, “Kadınlar genelde yayıncılığın arka planında kalır, öne çıkan çok azdır. Bu işi yapmak zor, kimse kolay kolay cesaret edemiyor ama ben kendi ayaklarım üzerinde durduğum, düzenli kira ödediğim, küçük de olsa sıcak bir kitapçım olduğu için mutluyum” diyor. Ona göre, 20 metrekarelik bu küçük dükkân, sadece bir satış noktası değil; aynı zamanda gençlerle, özellikle üniversite öğrencileriyle bağ kurulan bir buluşma alanı. Ömerustaoğlu, kitapçılığın yalnızca ticari bir faaliyet değil, bir kültür aktarımı olduğunun da altını çiziyor. “Bizim öğrencilerimiz yıllar sonra hâkim, savcı, doktor oluyor ama yine buraya uğruyor. Kitap sadece rafta duran bir şey değil, düşünmeye ve paylaşmaya vesile” diyen Ömerustaoğlu, Cağaloğlu’ndan bu yeni sokağa taşınmanın ruhu değiştirmediğini söylüyor. Ona göre bu sokak, yayıncıların bir araya gelmesiyle yeniden nefes alacak ve Cağaloğlu’nun kültür hafızası burada yaşamaya devam edecek.







