Birinci Nekbe’de Filistinlilerin yurtlarından edilmesini küçük bir çocuğun gözünden anlatan “Farha” filminin yönetmeni Darin J. Sallam, film günleri kapsamında Batman’a geldi. 1948’de İsrail askerlerinin, Filistinli bir aileyi öldürmesini ve bir çocuğun işgali gizlendiği kilerde küçük bir delikten izlemesini anlatan yapım, günümüzde yaşanan Gazze soykırımının 48’den beri kapanmayan bir yara olduğunun delili. İlk gösterimini 2021 yılında Toronto Film Festivali’nde yapan film, İsrail hükumetinin tüm çabalarına rağmen 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren kısıtlı sayıda ülkede Netflix üzerinden izlenebiliyor. Dünya tarafından filme gelen tepkileri konuştuğumuz Sallam, Farha’nın hikayesini ve bitmeyen Nekbe’yi anlattı.
Annesinin Suriye’de bir mülteci kampında Farha’nın hikayesini dinlediğini söyleyen Sallam, Farha’yla hiç tanışmadığını, Suriye’de savaş çıkınca orayı da terk etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Bir daha da izlerine ulaşamadıklarını dile getiren yönetmen, “Farha’yı ilk duyduğumda kendime yakın hissettim. Çünkü benim de kapalı yer korkum var ve filmi o yüzden tek mekânda çektim. Film Netflix’te yayınlanmaya başladığında İsrail hükumeti tarafından antisemitist olmakla suçlandı ve yayından kaldırılması için imza kampanyası başlatıldı. 2022’de Ürdün’ü temsilen Oscar’a sunulacakken de imza kampanyasıyla engellendi. IMDB’de filmin reytingini düşürmek için de kampanya yapıldı. 7 Ekim’den sonra film daha çok izleniyor. 1948’te yaşananların bir belgesi gibi üniversitelerde ders niteliğinde gösterilmeye başlandı” ifadelerini kullandı.
Filmi çekmeye başlamadan tepkiler aldığını söyleyen Yönetmen Darin, “Bana, ‘Bu film senin kariyerini bitirir’, ‘Niye iyileşmiş yaraları açıyorsun’ dediler. Bu yara 1948’den beri açık ve kanamaya devam ediyor. Böyle bir film yapmış olduğum için çok mutluyum, çünkü insanlara bu hikayenin 7 Ekim’de değil 1948’te başladığını gösterdi. Farha’dan sonra Filistin sinemasında ‘Nekbe’ türü ortaya çıktı. İnsanlar o hikayeleri anlatan filmler yapmaya başladı. Amerika’da filmin gösterimi yapıldığı zaman, bir kadın çıkıp, ‘Farha benim’ dedi. Onun ardından salonda birçok kişi çıkıp Farha olduğunu söyledi. Bu durumu yaşamış binlerce Farha var aslında. Bu zamana kadar insanların hafızalarından Filistin’i yok etmeye çalışmışlardı, ama şimdi bütün dünya Filistin’e dönüştü. Gazze’deki saldırılar sona erdiğinde binlerce hikaye çıkacak. Umarım bir sonraki filmimin konusu, Farha’nın ya da torunlarının Özgür Filistin’e dönme hikayesi olur” dedi.
Bu filmi yapacak kadar cesur olmasına, ikinci intifadaya küçükken tanıklık etmesinin sebep olduğunu dile getiren Sallam, “İkinci intifadada çocuktum ve Kuveyt’te yaşıyordum. Ne zaman birisi şehit olsa, okulun duvarına onun resmini çizerdim. Zihnimde küçük çocukların tanklara taş atarkenki fotoğrafları var. Çocuklar bunu yapıyorsa, ben daha cesur olmalıydım. Bu filmden dolayı ara ara tehdit alıyorum, ama bu beni korkutmuyor. Başıma bir şey gelecekse zaten gelecek” dedi.
Gazze’nin kuzeyinde deniz manzaralı evlerinin olduğunu ifade eden Darin, bu yaşına kadar hiç Filistin’e gitmediğini şu ifadelerle aktarıyor: “Dedem evi terk ederken, bir hafta sonra dönme ümidiyle külçe altınlarını evin altına gömmüş. Fakat bir daha dönemedik. Oraya gitmek için İsrail’den yazılı bir belge almam gerekiyor, bu da bana doğru gelmiyor. Böyle bir içsel çatışma yaşıyorum. Filistin özgür olduğunda hepimiz gitmek isteriz.”