Bitki çayları faydalı mı zararlı mı?

Yeni Şafak
10:5323/01/2018, Salı
G: 23/01/2018, Salı
Diğer
Bitki çaylarının yararı kadar zararı da olabiliyor.
Bitki çaylarının yararı kadar zararı da olabiliyor.

Halk arasında çoğunlukla ‘doğal ve şifa verici’ olarak bilinen, herhangi bir yan etkisi veya risk faktörü çok da bilinmeyen bitki çayları bazı durumlarda tehlikeli de olabiliyor. Çayların, sağlığa zarar vermemesi için doğru tüketilmesi gerekiyor.

Eskiden sadece aktarlarda bulunan ve hazırlaması daha zahmetli olan bitki çayları, günümüzde hazırlanmış şekilde ve hazırlaması daha kolay marketlerde bulunuyor. Kalp rahatsızlığı olan kişilerde ada çayının bir fincanı bile yan etki yapabilir. Bilinçsiz olarak kullanılan yada birden çok içilen bitki çayları var olan hastalıkları da tetikliyor.

Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, “Özellikle kış aylarında bağışıklığı desteklemek, vücut direncini artırmak veya metabolik hızı yükseltmek için insanlar aktarlara giderek bitki çayları veya poşet bitki çayları alıyorlar. Ancak ‘bitki çayları ‘çok masum’ gibi düşünülerek, insanlar kendilerinde var olan bazı hastalıklara bakmadan tüketebiliyorlar ya da bu hastalıkların farkında bile olmadıklarından, şifa zannederek bol bol içebiliyorlar. Oysa ekinezyadan zencefile, yeşil çaydan adaçayına dek birçok bitki çayı; bazı durumlarda tehlikeli olabiliyor da. Bu yüzden sağlığa fayda yerine zarar vermemek için bitki çayı kullanımına dikkat edilmelidir” diyor.

Beslenme ve Diyet, Fitoterapi Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili, bitki çaylarıyla ilgili önemli uyarı ve önerilerini 8 başlık altında şöyle özetliyor:

Yeşil çay:
En sık tüketilen bitki çaylarından yeşil çayı, hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler dikkatli tüketmeli. Yeşil çay içeriğindeki epigallokateşin galat sayesinde metabolik hızı artırıyor ancak aşırı tüketiminde, içerisindeki kafeinden kaynaklı hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişileri rahatsız edebilir. Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler yeşil çayı bir-iki fincandan fazla tüketmemeli.
Kekik:
Gündelik yaşamda çok sık kullanılan, kendine has koku ve tadıyla şifalı baharatlardan olan kekik bitkisi için “kekiğin de zararı mı olurmuş?” demeyin. Kekik çayı; idrar enfeksiyonlarından sindirim problemlerine, üst solunum yolu enfeksiyonlarından mide rahatsızlıklarına kadar pek çok fayda sağlasa da, tansiyonu düşürücü etkisinden dolayı yüksek tansiyon hastalarında ilacın etkinliğini arttırdığından sanılanın aksine olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle yüksek tansiyon hastalarının eğer kekik çayı içeceklerse bir uzman kontrolünde ilaçtan 2 saat sonra tüketmeleri uygun olabilir.
Ekinezya:
Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisiyle ekinezya soğuk algınlığında çok sık kullanılan bir bitki çayı. Soğuk algınlığı kalıntılarının önlenmesi ve tedavisinde yardımcı. Mevsim değişimlerinin etkilerini hafifletmek, hastalıklara karşı vücut direncini artırmak için ekinezya çayı bir ay düzenli kullanılabilir. Ancak bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Doğum kontrol, alerji ve kolesterol ilaçları ile etkileşimi olduğundan, bu ilaçları kullananlar bir uzman tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanmamalı.


Zencefil:
Zencefilin, soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıkları ile diyabet üzerine olumlu etkileri biliniyor. Ancak bu şifalı bitki, safra salgısını artırdığı için safra kesesiyle ilgili rahatsızlığı olanların uzman kontrolünde tüketmesi şart. Ayrıca hamilelikte; bulantı ve kusmayı önlediği için de zencefil kullanılıyor. Ancak 1 gr üzerinde zencefil alınması adet söktürücü etkisiyle düşük riskini meydana getirebileceği için, uzmana danışarak güvenli doz aralığında kullanılmalı.


Sinemaki çayı:
En tehlikeli örnek sinemaki yaprağı çayı! Zayıflama çaylarında sıkça karışımıza çıkan sinemaki, özellikle kabızlık tedavisinde sıklıkla kullanılıyor. Ancak 3 haftadan fazla tüketilmesi durumunda bağırsakta kalıcı hasara hatta uzun vadede tümörlere bile neden olabilir. Ayrıca sinemaki, bağırsaklarda kronik bir tembellik de ortaya çıkarabiliyor.


Adaçayı:
Soğuk algınlığı tedavisinde adaçayı ve gargarası çok etkili. Sinüsleri ve akciğerleri temizliyor. Adaçayının içinde bulunan cineol isimli bileşen sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı oluyor. Özellikle ağız ve boğaz enfeksiyonlarındaki etkisiyle bilinen adaçayı, uykuya eğilimi artırdığı için sakinleştirici ilaç alanlarda ve gebelikte kullanılmamalı. Ayrıca kasılmalara da neden olduğundan hamilelerin adaçayı tüketmemesi gerekiyor.
Zerdeçal:
Zerdeçalın içerisinde bulunan kurkumin vücudumuzda hasara, kanser ve iltihaba yol açan maddelerin oluşumunu önlüyor. Yapılan çalışmalar kemoterapi ve radyoterapi uygulanan kanser hastalarında tedavinin daha etkili olmasını sağladığını gösteriyor. Ancak zerdeçalı safra kesesinde taş olanlar kullanmamalı. Çünkü safra akışını artırıcı etkisi var.


Kuşburnu:
Kuşburnu, içerisindeki C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini korur ve güçlendirir. Soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi enfeksiyonlu hastalıklar ile romatizma gibi iltihabi hastalıkların doğal tedavisi için de son derece etkili ve kullanışlıdır. Ancak gün içerisinde yaklaşık üç fincandan fazla tüketimi deride kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ağızda ve sindirim sisteminde tahrişe yol açabilir.

#Bitki Çayları
#Yeşil Çay
#Kuşburnu Çayı
#Ada Çayı