
Mim Kolektif'in ilk oyunu "Bobik Nerede" çarşamba günü prömiyer yaptı. Anton Çehov'un "Üç Kız Kardeş" kitabından uyarlanan oyun, Baba Sahne'de iki gün üst üste perde açtı.
“Bobik Nerede”, kızların yıllar geçse de aynı evde ve aynı hayallerle süren yaşamına, yeğenlerinin yokluğu ekseninden, geçmiş–bugün–gelecek çizgisinde bir bakış getiriyor. Bu kez erkek kardeş Andrey, üç kız kardeşin hikâyesi sürsün, Moskova hayalleri devam etsin diye sahneye çıkıyor. Onu da Ahmet Kürşat Öçalan canlandırıyor. Andrey’in yanı sıra Natasha ve Kulygin gibi karakterlere de hayat veriyor. Bu tercih, onun parçalı ve kolay yönlendirilen kişiliğini de yansıtıyor. Bobik ise o ve Natasha'nın hiç görmediğimiz bebeklerinden biri. Bobik sahnede görünmüyor, sesini de duymuyoruz ama varlığını hissediyoruz. Tıpkı kız kardeşlerin umutları gibi, var ama gerçekleşmiyor. Varlığını sorguluyorlar ama bu sorgu bir sonuca varmıyor. Tıpkı Moskova hayalleri gibi. Karakterler geçmişe gidiyor, bugüne dönüyor, geleceği düşlüyor ama soru hep aynı: “Bobik nerede?” Oyun, seyirciye bir cevap sunmuyor; aksine, beklediğimiz şeyin ne olduğuna dair yeni sorular sorduruyor.
Oyun tek perde ve 85 dakika. Metin iyi ki tek perdede toparlanmış. İkinci perde oldukça zorlayıcı olurdu. Zaman içinde gezinen, sorgulayıcı bir metin olduğu için uyanık bir zihin gerektiriyor; dalgın kalmak, oyunun özünü kaçırmak demek. Karakterlerin geçişini ve söylemlerini anlayabilmek, aynı anda dekoru, ışığı ve oyunculuğu da takip etmek hayli zorlayıcı oluyor. Buna metni daha önce okumamış biri olmamı da eklersek, işler epey zorlaşıyor. Öte yandan geç oyun saatleri, akşama kadar yorulan seyircinin oyunda kalmasını epey zorlaştırıyor. Dikkat süremizin azaldığı bir dönemde, bu yoğunluk seyirciyi zorluyor. Performanslara gelirsek, sahnenin en iyisi elbette Ahmet Kürşat Öçalan. Birçok karaktere can veriyor; sahnenin bir köşesinden diğerine koşarken doğaçlamalarıyla metnin yoğunluğunu yumuşatıyor, izleyiciyi güldürüyor. Duygular arasındaki hızlı geçişi, Andrey'in karakterini yakından anlamamızı sağlıyor. İzlediğimiz performans, ustalığın zamanla bir bilgeliğe dönüşeceğine dair şüphe bırakmıyor. Eğer metne hâkim, farklı oyunlarını da izlemiş biriyseniz yeni bir yorumla hazırlanmış bu oyunu izlemenizi tavsiye ederim. Oyun, 21 Kasım'da Ankara'da Tatbikat Sahnesi'nde perde açacak.










