Beyoğlu Gümüşsuyu mahallesindeki Selimiye Altun Camii’nin abdesthane bölümünde, isteyenlerin burada duş alabileceğini belirten bir yazı var. Sosyal medyada çok sayıda beğeni alan yazıda şu ifadeler yer alıyor: “Kardeşim, Sokakta kalıyorsan, temizliğe ihtiyacın var ise cumartesi ve pazar günleri namaz vakitleri dışında kapıyı içeriden kitle, sıcak su var, kova, içinde sabun ve tas var... Banyonu yapabilirsin... Sana sokak insanı, şarapçı, tinerci vs denilebilir ama bütün bunların sebebi biziz, hakkınızı helal edin.”
Milliyet'in haberine göre, yazıyı yazan caminin 15 yıllık imamı Osman Gökrem. Yaklaşık 2 yıl önce duş almak isteyenlere imkan sağlamak için camiinin abdesthane bölümüne şofben bağlattığını belirten Gökrem, “Abdesthaneye sıcak su bağlatma nedenim, sokakta kalan insanların en azından temiz olabilmelerine bir katkı sağlamak. 7/24 sıcak suyumuz ve yıkanmak için sabunumuz mevcut. İsteyen istediği zaman gelip duşunu alabilir.
Bu sokakta yaşayan bir vatandaş da olur, evinde şofbeni bozulmuş biri de fark etmiyor, çünkü imkanı kullanmak isteyen herkese sağladık.
Sadece küçük bir ricada bulunduk. Namaz saatleri içinde meşgul edilmesin. Günde 3-4 kişi gelip banyo yapıyor. Suyu ve sabunu sürekli kontrol ediyoruz. Hatta sabun olmadığı zaman evimin ziline basıp benden istemelerini de söyledim. Geçtiğimiz yaz bir vatandaşımız köpeğini yıkadı. İnanın bu beni çok mutlu etti. Hem bu insanlardaki hayvan sevgisini gördüm hem de banyoyu kullandıktan sonra tertemiz bırakmıştı” dedi.
‘Allah bizden yardımlaşmayı ve paylaşmayı ister’ diyen Gökrem, “Bizler dini, iman ve ibadetten ibaret sanıyoruz. Oysa dinin üç ayağı vardır. İman, itikat ve sosyal yaşam. Bakın Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaşi Veli bir kere bile namazı ağızlarına almamışlardır. Hepsi sosyal yaşam üzerinden bir şeyler anlatmaya ve aşılamaya çalışmışlardır. Sen gelip buraya 5 vakit namaz kılsan da, içinde sevgi yoksa yaptığın şey eksik kalır. Ve bu sevgiyi de insan ayrımı yapmadan beslemek gerekiyor. Şarapçısı da, tinercisi de, gayrimüslimi de, ateisti de hepsi aynıdır, unutulmamalı.
En büyük ibadetlerden birinin yardımlaşma olduğunu vurgulayan Gökrem, “Ben üç yaşında babasını kaybetmiş biriyim. Hep birilerinin elimden tutmasıyla eğitimimi tamamlayabildim. Kuran-ı Kerim’deki ayetlerin birçoğu da sosyal yaşam ile ilgilidir ve Peygamber efendimiz de sosyal yaşamın altını sıkça çizmiştir. Bizim yaptığımız bunların sadece ufak bir kısmı. Beyoğlu’nda sokakta yaşayanların yüzde 75’i beni tanır ve elimden geldiğince de kendilerine yardım etmeye çalışıyorum. Birçoğunun ailesini bulup teslim ettim. Daha geçen hafta bir gencimizin biletini alıp ailesinin yanına Konya’ya gönderdik. Dediğim gibi sosyal yaşamda ibadetlerimizin bir parçası ve bunu unutmamak gerekiyor” diye konuştu.