Türk Uyku Tıbbı Derneği Başkanı Prof. Dr. Fuat Özgen, ebeveyn-çocuk arasında yatıp yatmama konusunda inatlaşmanın yanlış olduğunu belirterek, "Bu durum, çocuğun çocuklukta ve erişkinlikte uyku konusunda problemler yaşamasına yol açar" dedi.
Özgen, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi için uykunun büyük önem taşıdığını söyledi.
Çocukların uykusunun süre bakımından adolesan (ergenlik) döneme kadar azalma eğilimi gösterdiğini anlatan Özgen, doğumda toplam uyku süresinin 16-17 saatken, 5 yaşta 11, 13 yaşa kadar 10, ergenlik döneminde de 9 saate düştüğünü bildirdi.
Uykunun, gün içinde yaşananlarla ilgili bedenin ve zihnin, tamir, yenilenme ve yeni bir güne hazırlanma süreci olduğunu belirten Özgen, her bireyin kendine ait, beynin kurguladığı ve ihtiyaç duyduğu bir uyku süresi bulunduğunu dile getirdi.
Bu sürenin kurgulanan biyolojik ritim içinde alınması gerektiğini anlatan Özgen, ihtiyaç duyulan uyku süresi alınmadığı takdirde uyku yoksunluğunun gerçekleştiğini vurguladı.
Yetersiz uyku ruhsal ve bedensel hastalıkların oluşma riskini artırıyor. Uyku yoksunluğunun gün içinde gerek bedensel, gerekse zihinsel işlevlerde bozulmalara yol açtığına dikkati çeken Özgen, şunları kaydetti:
Ebeveynler, çocuklarına uykunun önemini doğru bir üslupla anlatmalılar. Günümüzde çalışan anne, babaların işten gelip yemeklerini yedikten hemen sonra çocuklarının uyumasını beklediğini aktaran Özgen, çocukların ise bütün gün göremediği ebeveynleriyle vakit geçirmek istediğini söyledi.
Özgen, şöyle konuştu:
Ergenlikte fiziksel, hormonal ve ruhsal yapıdaki değişikliklerin uykuyu olumsuz etkilediğini, günümüzde internet alışkanlığının da uyku düzenini bozan faktörlerin başında geldiğini ifade eden Özgen, "İnternet ve oyun alışkanlığı, gençlerin uzun saatlerini bilgisayar başında geçirmelerine yol açıyor. Gündüz vakitlerini okul ve işte geçiren gençler akşamlarını internet başında harcıyor. Gece geç saatlere hatta sabaha kadar internet, online oynanan strateji oyunları uyarılmışlığı artırarak uyku bozukluğuna yol açıyor. Bu durum okul yaşamını olumsuz etkilediği gibi iş yaşamına atılan gençlerde adaptasyon sorunu ortaya çıkarıyor. Bu kişiler bir türlü normal mesai düzenine alışamıyor" dedi.
Uykunun bölünmesine neden olan alışkanlıklardan (gece çalışmaları) kaçınılması gerektiğine değinen Özgen, uykunun kendi içinde birbirini tamamlayan dinamik süreçlerden oluştuğunu ifade etti.
Sağlıklı bir uyku sürecinin en az bölünmüş uykuyla sağlandığını vurgulayan Özgen, "Akşam saatlerinde uykuyu bozabilecek çay, kahve veya kolalı içeceklerden sakınılmalıdır. Akşam saatlerinde yatma saatlerinden en az iki saat öncesinde yorucu faaliyetleri kesmek gerekir. Bu saatlerde bedensel ve zihinsel gevşemeye fırsat verilmelidir" diye konuştu.