Çocuklar masum tehlike büyük

Merve Akbaş
04:0024/02/2019, Sunday
G: 23/02/2019, Saturday
Yeni Şafak
FOTOĞRAF: SEDAT ÖZKÖMEÇ
FOTOĞRAF: SEDAT ÖZKÖMEÇ

K-Pop, BTS, Army... Son günlerde sıkça duyduğumuz bu kavramlar özellikle gençler arasında çok yaygın olan Kore müziğiyle ilgili. Gençler masumiyetle ‘sadece müzik’ dinliyoruz diyorlar. Ama K-Pop gruplarının sahne şovlarına, cinsel tercihlerine, kıyafetlerine baktığımızda masum yüzlerinin altında büyük tehlikeler yattığını da görebiliyoruz.

BTS, EXO, Big Bang, Twice, SHINee... Bu isimlerin K-Pop gruplarına ait olduğunu bana Üsküdar’daki bir ortaokulda öğrenci olan R.M., J.K., T.A. söyledi. Onlar Kore müziği hayranı 14 yaşında çocuklar. Daha sohbete başlamadan ilk sözleri şu oluyor; “Nasihat mi edeceksiniz?” K-pop’la ilgili dışardan gelen eleştirilere biraz kapalılar. Kendilerine ‘army’ diyorlar. BTS grubunun hayranlarına verilen isim bu. Ama sasaeng (kendine ve gruba zarar verecek düzeyde büyük bir hayranlık için bu kelime kullanılıyor) olmadıklarının da altını çiziyorlar. Yanlarında gelen birkaç arkadaşları daha var. Ama bunlar BTS veya diğer k-pop gruplarını dinlemiyor. Onlara, “Siz antisin” diyorlar. “Aileniz army olmanıza ne diyor?”diye soruyorum. Biri, “babam en başta çok kızdı” diyor. Bir diğeri annesinin de onunla beraber grupları takip ettiğini söylüyor.

BİZE GÜÇ VERİYORLAR

“Peki ya eleştirilere tepkiniz ne?” diye soruyorum. Öncelikle cinsiyetsizlik konusuna inanmadıklarını söylüyor hepsi bir ağızdan. “Yanlış anlaşılıyor, onlar sadece kusursuz görünmeye çalışıyorlar” cevabını alıyorum. Kusursuz olmalarının kontratlarının bir parçası olduğunu söylüyorlar. “Peki buna neden katlanıyorlar sizce?” diyorum genç arkadaşlara. “Bizim için” diyorlar ve devam ediyorlar: “Biz olmasak onlar buna katlanamaz. Onlar bize güç veriyorlar, biz onlara.” 14 yaşındaki bu üç çocuk, oldukça iyi niyetli, saf, çocuksu duygularla yaklaşıyorlar konuya ve saf bir bağlılık sunuyorlar BTS’ye. Gruplara ve hayranlarının davranışlarına baktığımızdaysa K-pop’un sunduğunu yaşam tarzının tehlikelerle dolu olduğunu görüyoruz. Peki nasıl tartışmalar ve sorunlar var?

ELEŞTİRİYE KAPALILAR

Sempatikler, uyuşturucu kullanmıyorlar, yardım kampanyaları düzenliyorlar... Genelde tek bir star yok. Gruplardan oluşuyorlar. Erkeklerden oluşan gruplar daha meşhur ama kızların olduğu gruplar da var. Aileler onların bu masum yüzüne aldanabiliyor. Ancak madalyonun öteki yüzünde farklı tehlikeler var. Çocukların gruplara adeta ‘kör bir bağlılık’ hissetmesi eleştirilerin temellerinden. Army, en ufak bir eleştiriyi bile duymaya tahammülsüz. Grupları, üyelerini çok seviyorlar, onları korumak için sosyal medyada örgütleniyorlar. Bu tür bir bağlılığın nasıl sağlandığı ise ayrı bir soru işareti.

TEK BAĞ MÜZİK DEĞİL

Bu grupları, diğerlerinden ayrışan nokta hayranlarla kurulan ilişkinin sadece müzik üzerinden olmaması. Hayranlarına sürekli mektuplar gönderiyor, online olarak bunları yayınlıyorlar. Bağlılığı canlı tutacak ‘yardım’ kampanyaları düzenleyerek, hayranların toplu hareket etmelerini istiyorlar. Kore’ye gitme hayali olan, kaçmaya çalışan, eğitimini orada sürdürmek isteyen, bu nedenle ailesiyle ciddi sorunlar yaşayan çocuklar olduğu söyleniyor.

Peki bu bağlılık çocukların neleri görmelerini engelliyor? En büyük sorun cinsiyetsizlik konusu. Bu grupların sahnedeki dans şovlarından giysilerinde kullandıkları renklere kadar her detay yapım şirketleri tarafından planlanıyor. Kliplerin her biri temelde birbirine benziyor. Renkli saçlar, özenli kıyafetler, kusursuz ciltler, rengarenk hatta cıvıl cıvıl sayılabilecek arka planlar tam da 12-18 yaş grubunun beğenilerine hitap ediyor. Ancak bu hal ve tavırlarıyla aynı zamanda cinsiyetsiz bir profil de çiziyorlar.


CİNSİYETSİZLİĞE DOĞRU

Tabi onların bu tavırlarının dünyada karşılıkları var. Çoğu Hollywood ünlüsü artık çocuklarını cinsiyetsiz yetiştirdiklerini açıklıyor. Yani belli bir yaşa gelince çocuğun kendi cinsiyetini seçmesini bekleyeceklerini söylüyorlar. İsveç diline giren ‘hen’ kelimesi de çocuklara kız veya oğlan şeklinde hitap edilmesinin önüne geçmesi beklenen yeni bir kavram olarak sunuluyor. Fransa’da artık anne ve baba kelimeleri yerine ebeveyn1 ebeveyn2 ifadelerinn kullanılacak olması da son günlerde önümüze düşen haberlerden. Bu durumda BTS ve benzeri grupların cinsiyetsiz tutumunun tek başına bir hareket değil, bir dizayn girişiminin parçası olduğu söylenebilir.

KORE’NİN OLUMLU İMAJI

Uzun yıllardan bu yana gençlerin, çocukların yönelimleri üzerine çalışan akademisyen Mücahit Gültekin, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra cinsiyet ve cinsellik konusu Batı merkezli teoriler tarafından hararetli bir şekilde tartışılmaya başlandığını hatırlatarak şunları söylüyor: “Bugün bu zihinsel ve psikolojik iklimin dominant olduğu bilgi ve varlık anlayışı çocuklarımızı şekillendirmeye devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında sorunun daha derinlerde olduğunu görebiliriz. Bugün artık verili ve doğal kabul edilen “erkek-kadın”, “insan-hayvan” gibi sabiteler sorgulanıyor. Bu sorgulama ilahi ve müdahale edilemez olarak gördüğümüz “varlık hiyerarşisini” çözmeyi hedefliyor. Sadece K-Pop değil, bugün popüler kültürün bütün araçları tarafından cinsiyet ve cinsellik sözünü ettiğim sorgulamanın taşıyıcılığını yapıyor.” Gültekin, Güney Kore’nin tarihteki olaylar nedeniyle duygusal hafızamızda olumlu imajının bu gruplar için bir avantaj sağladığını söylüyor. Gültekin şunları anlatıyor: “Seküler değerlerin yerli değerlere “ilişerek” gelmesi itibarını kaybetmiş ya da çok lekeli olan Batılı söylemlere yeniden bir canlılık kazandırıyor. Ama diğer taraftan Güney Kore hakkında pek konuşmadığımız gerçekler de var. Örneğin Güney Kore intiharın en fazla olduğu ikinci ülke. Bu ülkede her 100 bin kişiden 40’ı intihar ediyor. İntihar edenlerin yaş ortalamaları 20-25 ve her 40 dakikada bir kişi intihar ediyor. Peki neden? Bu sorunun kapsamlı bir araştırması gerekiyor.”


Neredeyse mahkumiyet

Kore için K-Pop oldukça ciddi bir sektör olduğunu vurgulamak gerek. Müziklerin alt yapısı Amerikanvari pop tınılarını taşıyor. Tabi grup üyelerine de bakmak gerekiyor. K-Pop gruplarının üyeleri zorlu süreçlerden geçiyorlar ve genç yaşta başladıkları eğitimlerin ardından bu alanda çalışan şirketler tarafından seçilerek profesyonel olabiliyorlar. “Kusursuzluk” imajını yakalamak için giydikleri kıyafetlerden mimiklerine, günlük hayatlarındaki davranışlarından aile ilişkilerine kadar kontrol altında bulunuyorlar. Diyet yapmaları da zorunluluk. Üstelik grup üyelerinin kendilerine ait sosyal medya hesapları olması yasak. Gruba ait sayfalar var sadece. Grup dışında hareket alanları yok. Tüm kontrolü ise yapım şirketleri sağlıyor. Anlatılanlara bakarak grup üyelerinin neredeyse bir mahkumiyet hayatı yaşadığı düşünülebilir.


Gangnam’ın gerçek stili

Akademisyen Mücahit Gültekin, geçen yıl bir k-pop grubu olan SHINee’nin üyesi Kim Jong-hyun Gangnam’da kaldığı rezidansta ölü bulunduğunu hatırlatarak şunları anlatıyor: “27 yaşında hayatına son veren Kim’in kız kardeşine yazdığı son mesajı oldukça anlamlıydı: “Çok zordu. Beni artık oyundan atın. Herkese zor zamanlar geçirdiğimi söyle. Bu benim vedam.” Gangnam’a (Güney Kore’nin popüler kültür üretim merkezi) gelen yıldız adaylarının ailelerinden koparılarak çok zorlu ve “profesyonel” bir hazırlanma sürecinden geçirildiğini biliyoruz. Yani o meşhur şarkıda da ifade edildiği gibi “Gangnam Style”ın ne olduğu hakkında daha fazla araştırma yapmaya ihtiyacımız var.”

#Gangnam
#Kore
#Çin