Ülkemizde ve dünyada diyabetli hasta sayısının gittikçe arttığını söyleyen Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, “Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) verilerine göre; 2017’de 451 milyon olan diyabetli hasta sayısının 2045 yılında 693 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde her 9 kişiden biri diyabetli ve yaklaşık 7 milyon diyabet hastası mevcut” diye konuştu.
Diyabetin oluşumu ve ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ertuğrul Taşan şunları söyledi:
“Tip 2 diyabet tip 1 diyabete göre daha sık görülüyor ve oluşturduğu kardiyovasküler komplikasyonlar ile büyük sorun oluşturuyor. Her 10 tip 2 diyabet hastasından 8’i kalp krizi ve inme gibi bu makrovasküler komplikasyonlardan ölüyor. Yine tüm dünyada travmatik olmayan bacak ampütasyonlarının, diyaliz gerektiren son dönem böbrek hastalığının ve körlüğün başlıca sebebi diyabet hastalığıdır.”
Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, “Halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, çok su içme, çok idrara çıkma, vücutta sıvı kaybı, görmede bulanıklık diyabetin sık görülen belirtileri arasında. Ancak kan şekerinde yükselmenin bulguları her zaman belirgin olmayabilir ve hastalık sinsi bir seyir izleyerek bazen yukarda bahsedilen komplikasyonlar ile hasta ilk defa hastaneye başvurabilir” diye konuştu.
Tedavi sürecine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, “Diyabetin tedavisinde kan şekerinin ayarlanması çok önemli ancak yeterli değil. Özellikle tip 2 diyabette tansiyon yüksekliği ve diyabetik dislipideminin de (diyabete bağlı kolesterol) tedavisi şart. Sigara kullanımı varsa mutlaka bırakılması ve obez ise kilo verilmesi gerekiyor. Böylece kardiyovasküler komplikasyonların şiddeti daha etkin olarak azaltılabiliyor” dedi ve ekledi:
“Tip 1 diyabetin tedavisinde insülin, tip 2 diyabetin tedavisinde ise oral antidiyabetik ilaçlar öncelikli olarak kullanılıyor. Tedavide önemli olan, erken teşhis sonrası ilaç tedavisine hemen başlamak ve 3 aylık şeker ortalamasını gösteren hemoglobin A1c düzeylerinin hasta için belirlenen hedefe 3 aylık ölçümlerle en kısa sürede düşürerek tekrar yükselmesini engellemek.”
Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, “Tip 2 diyabeti ve morbid obezitesi olan hastalarda bariatrik cerrahi olarak adlandırılan operasyonlar yapılarak hastanın hem kilo vermesi hem de kan şekerinin regülasyonu mümkün olabilir. Ancak bu operasyonlarla ilgili risk ve komplikasyonların azaltılabilmesi ve diyabet tedavisinde etkin olabilmesi için, olguların mutlaka bir endokrinoloji uzmanı tarafından önceden değerlendirilmesi gerekir. Bariatrik cerrahi, uluslararası ölçütlere uygun hastalarda başvurulması gereken bir yöntemdir” açıklamasını yaptı.