21. yüzyılın ilk yıllarında dünya genelinde akıl sağlığının bozulmasına bağlı olarak gelişen hastalıklara tanıklık edildi. Depresyon akıl sağlığıyla ilgili konularla en çok ilişkilendirilen durum olmasına rağmen insanların karşı karşıya olduğu bir numaralı sağlık sorunu aslında depresyon değil.
İnsanlığın en büyük sorunlarında biri anksiyete. Yani kaygı bozukluğu. Günümüzde yaklaşık 275 milyon insan anksiyete bozukluklarından muzdarip. Bu da dünya nüfusunun yüzde 4’ü kadarına tekabül ediyor. Anksiyeteden muzdarip kişilerin yüzde 62’si (170 milyon) kadınken 105 milyon erkek anksiyeteye sahip.
World Economic Forum’da yer alan bilgilere göre 2030 yılına geldiğimizde akıl sağlığı sorunlarının küresel ekonomiye maliyetinin 16 trilyon dolar olacağı düşünülüyor. Bu durum Dünya Ekonomik Forumu'nun Davos'taki 2019 Yıllık Toplantısı'nın gündeminde. Günümüzün sağlık sistemleri akıl hastalıklarının yüküne tam olarak karşılık veremiyor.
Sonuç olarak da anksiyetesi olan bireylere düzgün ve yeterli tedavi sağlanamıyor. Düşük ve orta gelirli ülkelerde, akıl hastalığı olan kişilerin yüzde 76’sı ila 85’i hiç tedavi olmuyor. Yüksek gelirli ülkelerde ise bu oran yüzde 35-50 arasında.
Anksiyete bozukluğu, psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almakta. Toplumun yüzde 18'ini etkisi altına alan bu problem daha çok arttığında hastalık seviyesine gelebilmekte.
Psikolojide anksiyete olarak bilinen kaygı, tehlikeli durumlarda, “vücuda meydan okumaya hazır olması gerektiğini haber veren” sinyal.
Doğal ve gerekli olan kaygı hissedilmeye başlandığında nefes alış verişi ve kalp atışı hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanmakta. Böylece vücut, tehlikeli durumlara kendini hazırlamış olmakta.
Tehlikeli durumların farkına varmak gerektiğinde kişi bu dürtüyle tetikte beklemekte. Doğal anksiyete olarak adlandırılan bu dürtü sayesinde, trafikte yaşanacak herhangi bir tehlikeli durumda direksiyona ani müdahale etme, sınavda daha iyi performans sergileme gibi durumlara yardımcı olmakta.
Özgüvensiz ve değersiz olduğunu düşünmek
Başkaları ile konuşmanın zor olduğuna inanmak
Toplum içinde konuşmaktan ve yemek yemekten çekinmek
Gergin, kaygılı, sıkıntılı ve tanımlanamayacak şekilde tuhaf hissetmek
İnsanların sözleri ile zihnini meşgul etmek
Çevreden kopmak, kaçmak istemek
Kas ağrısı çekmek
Hızlı nefes alıp vermek
Çabuk gerilmek
Titremeye, sallanmaya başlamak
Umutsuz hissetmek
Devamlı ağlamak istemek
Konsantre olamamak
Çabuk yorulmak
Uykusuzluk çekmek
Hatırlamakta zorlanmak
Üzüntülü durumlara yoğunlaşmak
Saplantı bozukluğu (obsesif kompulsif bozukluk)
Panik atak
Travma sonrası stres
Genelleştirilmiş kaygı bozukluğu
Agorafobi
Sosyal fobi