30 yıllık basın emekçisi Mehmet Duvarbaşı, aşk, ayrılık ve vuslat gibi temaların öne çıktığı kitabı Mühür’le ‘gazeteci şair’ler arasına karıştı.
Öğretmenlik, başka alanlarda emek harcamaya çok müsait olan mesleklerdendir. Birçoğumuz, ‘öğretmen yazar’ ya da ‘öğretmen şair’leri biliriz. Gazetecilik de yıpratıcı olmasına rağmen öğretmenlik gibi özel uğraşlara açık bir meslek. Gazetecilikte 30 yılı geride bırakan Mehmet Duvarbaşı, bir sürpriz yaparak Mühür (Ahenk Kitap) adlı şiir kitabıyla ‘gazetci şair’ler arasına karıştı. Gazeteci Duvarbaşı’nın şairliğini bilmezdik. Demek ki içinde saklı bir şiir aşkı varmış. Mühür’ün şairine ve aşkını yaşatanlara selâm olsun.
Gazeteciliğe şiir molası
Önce meslektaşım ve dostum Duvarbaşı’ndan kısaca bahsedeyim. Aslen Giresunlu (Çamoluk) olan ve 1971’de Kartal’da doğan ‘gazeteci şair’, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. Gazeteciliğe 1991’de adım atmış ve Yeni Şafak’ta da çalışmış. Halen Diriliş Postası’nda yönetmenlik görevinde olan Duvarbaşı, sürekli basın kartı sahibi. Evli ve iki çocuk babası.
Bu ay okuruyla buluşan 88 sayfalık Mühür’e 66 şiir sığdırılmış. Şiirlerde, aşk, ayrılık ve vuslat temaları öne çıkıyor. Şöyle diyor eserinin arka kapağında şair: İstanbul sende kaldı, İstanbul’du gözlerin / Bakan gözler mühürlü sen yoksun diye.
Aşk ve İstanbul
İşportadaki Yürek, Mühür, Bir Şafak Vakti Seni Düşünmek, Gözler, Cemalin Gördüm ve İstanbul’du Gözlerin başlıklı şiirleri dikkat çekiyor Duvarbaşı’nın. Duygularını, yaşadıklarını eserine katmış; içinden geldiği gibi yazmış. “bir garip çocuk edasıyla baktım / kalabalıklardaki yalnızlığıma” (s. 15) dizeleri işaret ediyor bu yönüne. Aşk her zaman önde gidiyor: Aktın yüreğime ettin sirayet / Yaktın ama asla etmem şikâyet / Baktın gözlerime işte nihayet / Kalbimin ortasına mührünü vurdun (s. 15) veya Bir şafak vakti seni düşünmek... / ve isim koymak yıldızlara milyonlarca kez (s. 31). Birçok âşığın peşinde koştuğu İstanbul’a da vurgun şair. Elbette sevgiliyi koynunda taşıyan bir şehir olarak: İstanbul sende kaldı, İstanbul’du gözlerin (s. 47).
Yazımı şu dizeyle mühürleyeyim: Nice nehirler aşıp çayda boğulduk / Sırattan geçmeyen şair olur mu? (s. 68).
Mühür’e kitap satış noktalarından ve internet platformlarından ulaşmak mümkün.
