Sosyal hayat başta olmak üzere birçok alanda etkileri bulunan pandemi, sanat faaliyetlerini de olumsuz etkiledi. Gaziantep’te düzenlenmesi planlanan ancak koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen Uluslararası Göç Film Festivali ise yeni normal düzene uyumlu olarak çevrimiçi yapılacak. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen festivalin tanıtım toplantısı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.
Nuh Tufanı’ndan bugüne göç olgusunun varlığına değinen Bakan Soylu, “Yaşadığımız yerler farklı, inançlarımız farklı, dillerimiz farklı ama hepimiz aynı göç hikâyesinin çocuklarıyız. Hayatımızın her anında göçten izler var. Son yıllarda ne yazık ki göçün hep dramlarını, sıkıntı ve gözyaşlarını konuşuyoruz. Aslında kendimizi korkutuyoruz. Kimseyi görmemeyi, kimseyi duymamayı öğreniyoruz. Galiba hata yapıyoruz. Artık göçün güzelliklerini, hayatlarımıza katkılarını konuşmanın, göçün ruhunu hatırlamanın, insanlığa inanmanın zamanı. Göçün duygusunu, sanatını, insanları nasıl da kaynaştırdığını, medeniyetleri nasıl da zenginleştirdiğini anlatmanın zamanı geldi. Dedik ki, madem göç var, hayatlarımıza katkısı var. Göçün dram ve acılarını bir kenara koyup göçün güzelliklerini, kültür sanata katkılarını sanatla anlatalım istedik ve Uluslararası Göç Film Festivali’ni düzenledik” dedi.
Türkiye’nin göç olaylarında kritik rolü olduğuna değinen Soylu, şunları söyledi: “Göçü üretmeyen ama göçü yönetmekle yüz yüze kalan bir ülke olarak Ortadoğu coğrafyasına tam tamına komşuyuz. Göç sadece pasaport, oturma izni, göçmen yakalama üzerinden yönetilecek bir olgu değil. 21. yüzyıl medeniyeti bu konuda iyi bir sınav vermedi. İnsanların ne yapacaklarını birbirimize sormalıyız. Eğitim yok, adalet yok, sağlığa erişim yok. Gelir elde etmek için kıyasıya mücadele eden silah tüccarlarının arasında kalmış çocuklar, yaşlılar, anneler var. Dünyada en çok mültecinin yaşadığı bir milletin evlatlarıyız. Ne geçmişimize ne sınırlarımıza ne de komşuluğumuza bugüne kadar sırtımızı dönmedik. Komşuluk kültürü kodlarımızda var.”