Eski göçebe kültür yaşam tarzını korumak ve ata sporlarını yaşatmak amacıyla ilki 2014 yılında düzenlenen Dünya Göçebe Oyunları, Kırgızistan’ın üç kez gerçekleşen ev sahipliğinin ardından bu kez Türkiye’de yapılacak. Kovid-19 salgını nedeniyle 2 yıl ertelenen 4. Dünya Göçebe Oyunları, Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa’nın İznik ilçesinde 29 Eylül-2 Ekim tarihlerinde düzenlenecek.
102 ülkeden 3 binden fazla sporcunun katılacağı 4’üncü Dünya Göçebe Oyunları’nda, geçmişten günümüze uzanan farklı geleneksel sporlar sergilenecek. Özel oluşturulan spor alanları çeşitli ve renkli müsabakalara ev sahipliği yapacak. Özellikle atlı oyunlar, ulusal güreşler, geleneksel okçuluk dallarında müsabakaların yer alacağı etkinlikte, 40’dan fazla geleneksel spor dalında etkinlikler gerçekleştirilecek. Sporcuların yanı sıra devlet başkanları, yerli ve yabancı sporseverler de katılacak. Ayrıca ülkeler renkli gösterilerini sergilerken, geleneksel oba kültürü yaşatılacak. Dünya mutfaklarından çeşitli lezzetlere ev sahipliği yapan gastronomi etkinliğinde ise 20 ülkenin mutfağı, kendi ülkelerini temsilen en iyi aşçılar tarafından tanıtılacak. Etkinlikler çerçevesinde el sanatları, sergi ve atölyeleri de olacak. 7’den 70’e herkesin katılım sağlayabileceği etkinlik alanında aynı zamanda 4. Dünya Göçebe Oyunları maskotu da yer alacak. “Ötüken” adı verilen yavru kurt, oyunlar boyunca sahada yer alacak. Bu kapsamda Dünya Göçebe Oyunları Organizasyon Komitesi ve Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı Hakan Kazancı ile konuştuk.
Hakan Kazancı, Kazancı, Dünya Göçebe Oyunları’nın bu sene İznik’te yapıyor olmanın gururunu yaşadığını belirterek, “Bu sene Kültür Başkenti olan Bursa ilimiz ve onun incisi olan İznik ilçemizde, İznik’i tanıtacağız. Tarihi kültürünü, çinisini, esnafını ve vatandaşını da tanıtacağız. Bundan sonra kalıcı olarak güzel bir turizm merkezi olarak İznik’i tanıtmış olacağız” ifadelerini kullanıyor. Dünya Göçebe Oyunları’nın spordan sanata, gastronomiden geleneksel spor deneyimlerine dek pek çok etkinliği içerisinde barındırdığını dile getiren Kazancı, kültürel ve tarihi mirası korumayı ve yaygınlaştırmayı, kültürler arası iletişimi, dostluk ve uyumu güçlendirmeyi, geleneksel oyunları ve yarışmaları dünya çapında yaygınlaştırmayı ve teşvik etmeyi amaçladığını söylüyor.
Kazancı, çocuklara özel sanat etkinliklerinin 4. Dünya Göçebe Oyunları’nın ana unsurlarından biri olduğunu söylüyor. ‘Çocuk obası’ adıyla kurulacak etkinlik alanında çocuklara sanat eğitimleri ve uygulamalı sanat atölyeleri imkânın sunulacağını belirten Kazancı, “Bu etkinliğimiz, aynı zamanda kültürel diplomasiyi, gastrodiplomasini ve spor diplomasisini de kapsıyor” ifadelerini kullanıyor.
Göçebe Oyunlarına sadece spor olarak değil, diğer kültürel değerler olarak da bakmamız gerektiğini vurgulayan Kazancı, “El sanatları kültürümüz ve gastronomi kültürümüz var. Spor, bugün en çok dünyanın ihtiyacı olan barışın bir sembolü aynı zamanda. Sporun birleştirici ve barışçıl özelliğini burada kullanıyor olacağız. 102 ülkeden 3 bine yakın sporcunun katılacak. Hepsinin bir arada olması barışı uygulama noktasına geçişi olacak. Diğer kültürel etkinlikler ve faaliyetler de bunun ayrı bir kazanımını sağlamış olacak” diyor. Gelen katılımcıların oraya sadece spor müsabakalarına gelmesini değil, diğer kültürel değerleri de yaşayarak, görmelerini istediklerini özellikle de çocukların görmesini ve deneyimlemesini istediklerini söylüyor. Çocukların geleneksel sporlara ait oyuncakların yapımını hem gözlemleyebileceğini hem de kendisinin yapabileceği ortamları oluşturduklarını da sözlerine ekliyor.
Kazancı, Dünya Göçebe Oyunları’na sadece Türk Devlet Teşkilatı’ndan katılımcıların olmadığını söylüyor. Misafir olarak gelen diğer ülkelerden sporcuların da olduğunu belirtiyor. Malezya, Amerika ve Rusya’dan dünyanın dört bir tarafından sporcuların geldiğini ifade ediyor.Dünya Göçebe Oyunları’nın Türk Devletleri Teşkilatı’nın almış olduğu kararla ortaya çıktığını ifade eden Kazancı, Türkiye için önemine de şöyle değiniyor: “Bundan önce gerçekleşen üç etkinliğe baktık ve biz Türkiye olarak daha iyisini yapmak zorundayız dedik. Kendi kendimize şart koştuk. Bunu da 29 Eylül Perşembe akşamı zaten göstereceğiz. İnanıyorum ki açılış seremonisine gelecek olan misafirler bundan sonra mutlaka kapanışa da gitmeliyim diyerek kendini şartlandıracak. Sadece açılış seremonisinde 1400 tane dansçı var. 5200 kişilik bir stadyum yaptık. Bunu da başta Türk devletlerine sonra tüm dünyaya yayacağını göstereceğiz. Türk’ün gücünü, büyüklüğünü, çalışkanlığını ve kültürel zenginliğini tüm dünyaya göstermeye çalışacağız.”