Ramazan ayının son haftasına giriyoruz. Dünyanın dört yanında, her halkın kendine özgü gelenekleriyle huzur içinde geçen ramazan ayı, bu yıl bizim için buruk ve hüzünlü. Filistin’de katliam bir an olsun hız kesmeden sürerken, Yemen deniz yolunu tutuyor ve 8 yıldır boğuştuğu ambargo sebepli açlığa rağmen ramazanı ihya ediyor.
Yemen toprak evlerin, yüksek kayalıkların ve susuzluğun ülkesidir. Bir sanat eseri olan nakışlı evleri, her ramazan tekrar boyanır. Şaban ayında, ramazanı karşılamak için insanlar daha çok bir araya gelir ve ramazana bir gün kalana dek bol bol yemek yerler. Camilerin halıları her yıl ramazan başında değiştirilir, yenilenir. Ramazan ayındaysa yaşam gündüzden geceye akar ve öğle namazıyla başlayan hayat, ertesi gün sabah namazına kadar devam eder. Erkekler Efendimizin (sav) sünnetini tekrar ederek ramazan ayı boyunca gözlerine sürme çekerler. İlk gün sürme, cami bahçesinde sürülür ve cami avluları sürmecilerle doludur. İftar yaklaşırken çocuklar komşulara gönderilir ve her komşunun iftar sofrasında sembusek olduğundan, kimsenin aç kalmadığından emin olunurdu. Bizim de eskiden aşina olduğumuz iftar topu geleneği Yemen’de de sürer. Birçok Müslüman ülkede olduğu gibi Yemen’de de oruçlar hurma ile açılıyor. Sofranın eksik olmayanlarından biri kayısı hoşafı. Bu yazıda tarifini vereceğim al shafoot da, özellikle ramazanda sevilerek tüketilen bir yemek. Sahurda ise daha çok domates ve soğanla pişirilmiş fasulye, ballı pankek tarzı yiyecekler, tereyağlı ekmekler tüketiliyor. Adıyla ünlü kahve de yemeklerin sonunda mutlaka içiliyordu. Bir gün Yemen’in de eski günlerdeki ramazan sevincine kavuşmasını, bereket bulmasını dilerim. Hep birlikte nice güzel ramazanlar yaşamak, bu yılki ramazan için duamız oldu. Allah kabul buyursun. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.