İklim krizi sofrada

Ülkü Menşure Solak
04:0020/04/2025, Pazar
G: 20/04/2025, Pazar
Yeni Şafak
Pane patates kızartması
Pane patates kızartması

İklim kriziyle mücadele için hazırlanan yasa tasarısı kamuoyunda tartışma yaratırken, doğayla barışık yaşam biçimleri yeniden gündemde. Atıksız mutfak alışkanlıkları, Anadolu’nun yoklukla yoğrulmuş geleneksel tariflerinde saklı. Şimdi, kavun kabuğundan yemek, kabuklu patatesten kızartma yapma zamanı.

Son günlerde iklim krizi ve buna bağlı olarak gündeme gelen yasa tasarısı sosyal medyayı oldukça çok meşgul ediyor. Hemen her platformda bu konu büyük bir hararetle tartışılıyor, iklim kanununun çıkması istenmiyor. Peki bu meselenin aslı nedir, nereden çıktı iklim kanunu? Bize böcek, yapay et yemeyi dayatacak, özellikle büyük baş hayvanların soyunu mu tüketecekler? Yoksa bunlar birer fantastik komplo teorisi mi? ‘Dayatma’ değil ama geri kalan meselenin doğruluk payı var.


Her davranışımızda temizliği ve tasarrufu öncelemeliyiz

Herkesin dikkatini çekmiştir, son yıllarda mevsimlerde bir kayma var: Nisanda kar yağıyor, ekim yaz ayı gibi sıcak geçiyor, her sene su kıtlığı endişesi yaşıyoruz ve nisan soğukları nedeniyle ağaçlarımız meyve veremiyor. Yer altı su kaynakları o kadar çok ve kontrolsüz kullanıldı ki, Konya gibi şehirlerde onlarca obruk oluştu, yanlış kentleşme sonucu üstü kapanan dereler taştı, sel felaketleri yuvaları yıktı, erozyonu getirdi, toprak verimsizleşti. Bire bin verim almak derdiyle pestisit bastığımız sebze meyveler Avrupa kapılarından geri dönüp bizim sofralarımıza kondu. Suya, havaya, toprağa zehir katan büyük sanayi işletmelerinin katkıları da çabası... Geri dönüşümsüz onlarca ürün, bin yıl toprakta kalacak plastikler, artık ana rahimlerinde mikro partiküller halinde bulunuyor. Çünkü suya, toprağa, havaya karışıyorlar. Gerçeği konuşalım; biz çevreye özen göstermedik, göstermiyoruz ve bütün bunlar bizim hor davranmamızın bedeli. Nihayetinde, incelen ozon tabakasının bize hediyesi, iklim krizi oldu. Bu konuyla ilgili Çevre Bakanlığına bağlı İklim Değişikliği Başkanlığı’nın internet sitesinden geniş bilgi edinilebilir. Yasa nedir, ne istiyor ve neden böyle oldu. Böcek, yapay et meselesine gelince, evet bunların deneyleri yapılıyor. Üç boyutlu yazıcılarda yapay et tasarlanıyor, yenilebilir böcek türleri protein kaynağı olabilir mi bakılıyor. Bütün bunlar robot yapmak gibi bilim insanlarının görevi. Yarın yeterince bitki ve hayvan olmazsa diye düşünmekle kendini sadece bu insanlar yükümlü hissetmemeli. Ve inşallah biz, sünnete uyup her davranışımızda temizliği ve tasarrufu öncelersek zaten böyle bir durumla karşılaşmayacağız.


Yiyeceğimiz kadar alma, yenilebilir her kısmını değerlendirme zamanı

Son 10 yıldayız. 2035’ten önce, o kritik güne gelmeden doğayı korumak, çevre kirliliğini önlemek, tarım ilaçlarının kullanımını azaltmak, organik ve yerele yeniden dönmek zorundayız. Mümkün olduğunca az şeyi çöpe atmalı, giysi, ayakkabı alışverişini azaltmalı, eskiyeni geri dönüşüme göndermeliyiz. Evlerimizde çöpleri ayırmalı, bütün ülkeyi evimiz görüp, evimiz gibi temiz ve düzenli tutmalıyız. Bunlar bizim yapabileceklerimiz. Elbette büyük iş belediyeler ve bakanlıklara düşmektedir. Çevre kirliliğinin birinci derece sorumlusu sağlıksız fabrikalar, işletmeler, ormanlara moloz dökenlerle, ağaç kesenlerle mücadelede onların alacağı tedbirler hepimizin geleceğinde önemli adımlar olacak. Bu konu açıldığında aklıma hep Filistin’de her şeyi yemeğe dönüştüren ve hiçbir şeyi ziyan etmeyen o güzelim insanlar geliyor ve Anadolu’nun taşı aş yapan hünerli elleri. Artık bir şeyi çöpe atmadan önce iki değil üç kere düşünme zamanı. Musluğu açarken kullanacağımız suyu minimuma indirme zamanı. Yiyeceğimiz kadar alma, yenilebilir her kısmını değerlendirme zamanı... Tıpkı büyüklerimizin yaptığı gibi, doğaya canlı bir mahluk olarak saygı duyma, kıymet verme, koruma, kollama ve bunu bir alışkanlığa dönüştürerek kültürsüzlükten her boyutta kurtulma zamanı. ‘Keşke bir damla su olsaydı da milyarlar verseydim’ demeden önceki son çıkışta, artık atalarımızın usul ve miraslarına daha bir tutkuyla sarılalım demişken, bu eski, tutumlu tariflerden bahsetmeden de olmaz. Her ilde mutlaka bayat ekmekler, sebze kabukları, saplarıyla yapılan yemekler vardır. Anadolu insanı, gördüğü bunca savaş ve yokluktan sonra hiçbir şeyi ziyan etmemeyi öyle iyi bilirdi ki, bu özelliği mutfağa da yansıdı. Bugün şöyle bir anılarımızı yoklayıp atılmayan biber saplarıyla yapılan kızartmaya, karpuz kabuğu reçellerine gidelim. Bugün eski, tasarruflu tarifler verelim istedim. Eminim sizin de güzel ailelerinizden kalan tarifler vardır. İletmek isterseniz mutlu olurum. Sağlıklı, mutlu pazarlar diliyorum.


Pane patates kızartması

MALZEMELER:

l 250 gr kısırlık bulgur l 5 patates l 2 yumurta l un ve sıvı yağ

YAPILIŞI:

Patatesleri iyice yıkayıp kabuklarıyla doğrayalım. Sırasıyla un, yumurta ve kısırlık bulgura batırıp kızgın yağda kızartalım. Afiyet olsun.


Kavun – salatalık kabuğu kurusu yemeği

Yaz aylarında kavun kabuklarını ince soyup bir parmak eninde doğrayalım ve ipe dizerek gölgede kurutalım. Daha sonra kırarak bez torbalarda saklayalım. Salatalık kabuğu kurusu haşlamayı gerektirmez çünkü daha incedir.

MALZEMELER
:

l 2 su bardağı kavun veya salatalık kabuğu kurusu l 250-300 gram kuşbaşı et l 1 su bardağı nohut l 3 yemek kaşığı tereyağı veya sadeyağ l 1 adet kuru soğan l 2-3 diş sarımsak l 1 yemek kaşığı domates salçası l 1 yemek kaşığı biber salçası (isteğe bağlı) l 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber l 1 çay kaşığı karabiber l 1 çay kaşığı kimyon l 1 çay kaşığı tuz l 4-5 su bardağı sıcak su

YAPILIŞI
:

Nohutu bir gece önceden ıslatalım veya haşlayalım. Kavun kabuklarını 10 dakika haşlayıp yumuşayana kadar sıcak suda bekletelim. Soğanı ince ince doğrayalım, sarımsakları ezelim. Yağı eritelim ve soğan ile sarımsağı kavuralım. Eti ilave edip kavuralım. Salçayı ekleyelim ve karıştıralım. Kavun kabuklarını ve haşlanmış nohutu ilave edelim. Tuz ve baharatı ekleyelim. 20 dakika kısık ateşte pişirip servis yapalım. Afiyet olsun.


#Sofranın Dilinden
#doğa
#sofra