Halit Bekiroğlu, ÖNDER Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında raporun detaylarını kamuoyu ile paylaştı. İmam hatiplerin bazen tarafgirlik bazen karşıtlık üzerinden tartışılan bir mesele olduğunu kaydeden Bekiroğlu, yüz yıllık mazisi olan bu kurumların en çok konuşulan en çok tartışılan kurumlar olduğunu söyledi.
Hem ÖNDER, hem paydaş STK’lar hem de kamudaki eğitim kurumları olmak üzere eğitimin tüm bileşenleri açısından medyanın bakışını analiz etmeyi önemli gördüklerini belirten Bekiroğlu, “Medyanın imam hatiplere bakışı toplumdaki imam hatip algısını epeyce etkilemektedir” dedi. Bu bakışı irdelemenin basın için de faydalı olduğuna dikkat çeken Bekiroğlu, “Olumsuz haberlerdeki çok abartılı, çok ölçüsüz, saygı sınırlarını aşan dil medyaya da zarar veriyor ama en önemlisi bu okullarda okuyan çocuklarımıza, velilerimize, bu ülke vatandaşına farkında olarak ya da olmayarak çok büyük zararlar veriyor” diye konuştu.
ÖNDER’in her yıl imam hatip algısını özellikle medyanın dili üzerinden değerlendirmesinin faydalı olacağını kaydeden Bekiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bekiroğlu, imam hatip meselesini doğru bir zeminde tartıştığımızda bu eğitim modelinin ülkenin en önemli ortak paydalarından biri olma şansına sahip olduğunu söyledi. Bunu sağladığımızda bu okullara çocuklarını gönderen toplumun her kesiminden insanlara da saygı göstermiş de olacağımızı belirten Bekiroğlu, şu şekilde konuştu:
Konunun, eğitim düzleminde tartışıldığı zaman çocuklarımızın daha nitelikli yetişmesine, gelecekte istihdamına yönelik ve manevi anlamda ülkemize daha çok katkıda bulunmasını konuşmuş olacağımızı belirten Bekiroğlu, “Bu da hiçbir ayrım gözetmeden hepimizin faydasına olacak bir konudur. Bunu siyasi düzlemden çıkardığımızda eğitim çerçevesinde tartıştığımızda imam hatip modelinin ne kadar kıymetli bir model olduğunu hep birlikte keşfetmiş olacağız. Türkiye'nin yurt dışına ve İslam dünyasına sunabileceği, ihraç edebileceği en önemli eğitim modeli imam hatip modeli olarak görülmektedir. Biz bunu uzun süredir savunuyoruz. Milli Eğitimimiz de bu düşüncede. Biz bunu tartışabilirsek bütün ülke vatandaşlarımız da buna olumlu bakacaklar. İslam dünyasında DAİŞ gibi uç hareketlerin olmaması, ifrat ve tefritten uzak mutedil yaklaşımların yolu bu tür modellerden geçer. Meseleyi dar bir tartışma alanına hapsederek, bu özgün modele yazık etmememiz gerekiyor” diye konuştu.
Argetus Araştırma danışmanı Erol Erdoğan da, çalışma çerçevesinde medya çalışanlarının imam hatip meselesine nasıl baktıklarına ilişkin bir araştırma yaptıklarını belirtti. Araştırmanın, 53 medya organında farklı pozisyonlarda görev yapan kişilerin imam hatiplere bakışla ilgili durumlarını ölçmeye yönelik olduğunu kaydeden Erdoğan, “Raporu incelediğinizde, her bir medya mensubu yaptıkları haber kadar taraflı değil. Bulundukları yer veya medya organından dolayı haberlerin daha fazla ayrımcı dil renginde olduğunu görüyoruz” dedi. Araştırmadan hem medya mensuplarının hem de imam hatiplerin alacağı derslerin olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu: ”Medya mensupları, ben olaya nasıl haber bazında yaklaşabilirim diye bakmalı. İmam hatip camiası da ayrımcı bir dile sebep olabilecek ne tür eksikliklerimiz var, hatalar yapıyoruz diye düşünmeli. Rapor bize bu verileri sunuyor. Temennim, imam hatip meselesinin hem medya hem de siyasetçiler tarafından en fazla üç kelime ile gündeme alınmasıdır. Eğitim, din ve gençlik gibi üç pencereden bakmak gerekir. Bunun haricindeki pencereler kapatılmalıdır.”
Ulusal 29 gazete üzerinden yapılan araştırmaya, yıl içinde yayınlanan 45 bin 291 haberden imam hatip ifadesinin tam olarak geçtiği 4 bin 714 haber kaynak teşkil ediyor. Araştırmada bu sayı içindeki bin 101 haber esas alındı. Aralarında Akşam, Aydınlık, Birgün, Diriliş Postası, Cumhuriyet, Dünya, Güneş, Evrensel, Habertürk, Hürriyet, Karar, Milat, Milli Gazete, Milliyet, Ortadoğu, Posta, Sabah, Şok, Sözcü, Star, Takvim, Türkiye, Yeni Çağ, Vatan, Yeni Akit, Yeni Asya, Yeni Mesaj, Yeni Şafak ve Yurt gazetelerinin yer aldığı 29 gazete üzerinden yapılan araştırmada çeşitli başlıklar ortaya kondu. Yapılan kategorilendirmeye göre belirlenen 9 başlık şöyle: Ayrımcı dil, bilimsel başarı, diğer, eğitim sistemi, kültür sanat etkinlik, müfredat, örnek okul örnek öğrenci, sayılar sınavlar ve siyasi polemik.
Çalışmada imam hatiplilere yönelik nefret söylemi ve ayrımcı dil kullanımı da diğer kategorilerle beraber inceleniyor. 2018 yılına ilişkin yapılan çalışmada aynı zaman diliminde 13 yayın organında 60 adet bu yönde haber, köşe yazısı, analiz raporlandı. 2017 yılı araştırmasında 79 haber, yazı ve yorum bu alanda raporlanmıştı, oransal olarak bu yıl ayrımcı dil kullanımının azaldığını ortaya koyuyor. Bu çerçevede örneğin, geçtiğimiz yıl sık sık dile getirilen “Bu kurumlardan IŞİD sempatizanı veya IŞİD militanı” yetiştirildiği yönündeki iddia bu sene sayfalara yansımıyor. Ancak sayısal bir azalmadan söz ederken kullanılan kavramlar ve bu kavramların ötekileştirici dili noktasındaki ayrımcı dil kullanımı devam ediyor. Örneğin, cihatçı nesil, dinci-faşist, dindar ve kindar nesil, Allah ile aldatmak, deist nesil, sapık, yobaz, gerici, ortaçağ yaratığı, zavallı, beyni yıkanmış, niteliksiz öğrenci, kullaştırmak, müritleştirmek kavramları bu yıl içinde kullanıldı.
İmam hatip haberlerinin sıklıkla yapıldığı aylara bakıldığında Nisan, Ocak ve Haziran aylarının başı çektiği karşımıza çıkıyor. Nisan ayı başında gündeme gelen ve ay boyunca devam eden “deizm” tartışmaları Nisan ayında imam hatiplerle ilgili haberlerin zirve yapmasına neden oldu. 3 Nisan 2019 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde “İmam hatipliler deizme kayıyor” haberi ile başlayan süreç, ardından Birgün gazetesi ve diğer gazetelerle devam etti. Gerçek Hayat dergisinin de “Anne ben deist oldum” başlıklı dosya ile konuyu sayfalarına taşıması olayın muhafazakar kesimler tarafından da geniş bir çerçevede tartışılmasına zemin hazırladı.
İmam hatip haberlerinin verilişinde eğitim sistemi başlığı üzerinden bir artış gözlense de konu müfredat olduğunda bu haberlere pek yansımıyor. Diğer kategoriler ve yayınlanan içerik sayısı göz önüne alındığında müfredat hakkında çok fazla kafa yorulmadığı, haber ve köşe yazısı yazılmadığı ortaya çıkıyor. Araştırmanın sayısal verilerine göre müfredat ile ilgili yapılan haberler genellikle laiklik-laiklik karşıtlığı, kız çocukları ve cinsiyet ayrımcılığı, Türkiye’de din öğretimi üzerinden yapılıyor. 2018 yılı içerisinde araştırmaya konu olan toplamda 35 haber, yazı ve yorum yayınlanmış. Bu rakam oransal olarak yüzde 3’e tekabül ediyor.