İsrail işgali altındaki Filistin’in Nasıra kentinin ara sokaklarında küçük ama hayat dolu bir kahve dükkanı sizi bekliyor. On yıl önce Sami Jabbaly tarafından kurulan Liwan Kültür Kafesi o günden beri hem yerel halk hem de turistler için bir çekim merkezi konumuna yükseldi. Kafe, nefis bir kahve eşliğinde, Filistin’in geleneksel tatlılarından, hurma dolgulu bir bisküvi olan ka’ak’ı tatmak için bulunmaz bir köşe. Sami Jabbaly, Liwan ile hedefini, eski kenti canlandırmak, şehirde yaşayan Filistin toplumunu güçlendirmek ve yerel Filistinli zanaatkarları desteklemek olarak niteliyor. Kafe ilk açıldığında, Sami, turistleri de çekmek için bir pansiyon da işletiyormuş. Daha fazla turistin bölgeye gelmesinin, eski şehir merkezine yatırımcıları da çekeceğine inanan Filistinli girişimci, “Amacımız, ticaret erbabını yeniden eski şehire getirmek ve yerel işletmeleri tekrar faaliyete geçmesini teşvik etmekti” diyor. Şehrin yerel halkının yeniden merkeze taşınarak, bölgedeki Filistinli varlığını güçlendirmenin gerçek amaç olduğunu belirtiyor. Nasıra, İsrail işgali altındaki kuzey Celile bölgesinde bulunuyor.
Elbette, Sami’nin bu girişimi İsrail’in dikkatinden kaçmamış. Nasıra’da bir işletmeyi faaliyete geçirmek için birçok şey için izin almak gerektiğini belirten Sami, şartların Filistinli biri için daha da zor olduğunu belirtiyor. İşgalci gücün, kafede Nasıra çevresindeki eski Filistin köylerine yer veren görsellere dahi müdahalede bulunmak istediğini belirtiyor. Bu müdahalenin arkasındaki sebep ise söz konusu köylerin birçoğunun adlarının İbranice olarak değiştirilmesi ve kimilerinin işgalci gücün müdahalesiyle boşaltılarak Yahudileştirilmiş olması. Kafeye gelen turistlerin otomatik olarak soru sormaya başladıklarını belirten Sami, “İnsanlar kafeyi ziyaret ettiğinde ve Filistinliler ve dayanışma hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarında memnuniyet duyuyoruz” sözleriyle çektiği zorluklar karşısında amaca ulaşmanın verdiği mutluluğu dile getiriyor. Her ne kadar işgalci gücün baskısı devam etse de, Liwan, bir fincan acı kahve eşliğinde, sohbet etmek ve Filistin kültürünü tanımak için adeta bir kültür merkezine dönüşmüş durumda.
Filistinlilerin, işgal altında direnişe hayatın normal akışı içinde sanatla direnmeye devam etmelerine dair bir başka hikaye de Gazze’den geldi. Gün geçmiyor ki, İşgalci güce ait savaş uçakları bombalarıyla Gazze’de ocakları söndürmesin, çocuk ve kadın demeden can almaya devam etmesin. Bir Filistinli sanatçı, bu korkunç döngüyü, İsrail tarafından hedef alınıp, yıkıma uğrayan Gazze’deki binalara çizdiği graffitiler ile tepkisini koyuyor. Filistinli sanatçı çizimleri ile failin kim olduğunu yıkıntıların üzerinden tüm dünyaya haykırıyor.
Eski Mısır’da, firavunların ve kedilerin mumyalandığını bilmeyenimiz yoktur. Peki ya Kızıldeniz’de bir Rus turiste saldırıp, ölümüne neden olan köpekbalığının mumyalandığını size söylesem yorumunuz ne olur? Analaşılan o ki, Mısırlı yetkililer, ibret olsun diye, Rus turistin ölümüne neden olduktan sonra yakalanıp öldürülen dev köpekbalığı için geleneksel yöntemleri kullanmaktan çekinmemiş. Sada el-Beled televizyon kanalının haberine göre, Deniz Bilimleri Enstitüsündeki deniz canlılarının mumyalanması alanında 5 uzman, 8 Haziran’da yarım ton ağırlığındaki ve 8 yaşındaki köpekbalığının mumyalama işlemini tamamladı. Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Haşim Medkur da “Mumyalanan köpekbalığı yaklaşık 3 metre ve 25 santimetre uzunluğunda, 500 kilo ağırlığında ve yaklaşık 8 yaşında” değerlendirmesini yaptı. Mumyalanmış köpekbalığının müzede sergileneceğini açıklandı.