
Türk kültürünün sevilen karakterleri Karagöz ve Hacivat’ın hikayeleri, “Hay Hak Karagöz Hacivat” filmiyle beyaz perdeye taşındı. Yarın vizyona girecek film, yıllar sonra köylerine dönen ikilinin iyi niyetle başladıkları her işi ellerine yüzlerine bulaştırmasını konu ediniyor.
Türk kültürünün önemli miraslarından Hacivat ile Karagöz’ün eğlenceli ve düşündürücü hikayelerini anlatan TRT ortak yapımı “Hay Hak Karagöz Hacivat”, yarın izleyiciyle buluşuyor.
Vizyon öncesi filmin ilk gösterimi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla Ankara’da gerçekleşti. TRT Diyanet Çocuk’un ilk sinema filmi olan yapım, yıllar sonra köylerine dönen ikilinin kendilerini unutulmuş bulması ve iyi niyetle başladıkları her işi ellerine yüzlerine bulaştırarak absürt olaylar yaşamasını konu ediniyor.

Çocuk gelişim uzmanları, pedagoglar ve çocuk psikologlarının katkılarıyla hazırlanan filmin yapımcılığını İsa Doğmuş, yönetmenliğini ise Kenan Aktaş üstleniyor. Yeni Şafak’a konuşan Doğmuş, çocuklar tarafından sevilerek izlenen Diyanet Çocuk’un “Hay Hak” çizgi dizisini, aile ile beraber izlenecek bir film olarak hazırladıklarını söyleyerek şunları aktardı: “Durum komedisinin yoğun olduğu ve aileyle beraber izlenecek komedi filmi oldu. Sektör olarak çocuğu tek başına bırakmakla alakalı biraz farklı düşünüyoruz. Ne yapılacaksa aile ile beraber yapılması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü sinema dediğimiz şey en az iki saat beraber eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir ortam. Burada sadece çocuğu sinemaya göndereyim, ben de yan tarafta bekleyim modundan, aile ile beraber izlenecebilecek bir içerik hazırlamaya çalıştık. Esprilerimiz her yaşa uygun olarak hazırlandı. Zaten karakterlerimiz hem yetişkinlere hem çocuklara hitap ediyor.”

SİNEMANIN DOĞASINA EN YAKIN İŞ
Senaryosundan seslendirme sanatçılarına kadar geleneksel bağdan kopmadan hazırlanılan bir iş olduğunu belirten Doğmuş, Karagöz Hacivat karakterinin geçmişten bugüne yaşayan bir karakter olarak devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Karagöz Hacivat’ın beyaz perdede oynayan ilk dıştan canlandırma iş olduğunu belirten Doğmuş, “Normalde biz sinemada ışığı ön taraftan verip perdeye yansıtıyoruz. Ama Karagöz Hacivat oynatıcılarında tersten verip karakterleri tersten oynatmak var. O yüzden sinemanın doğasına en yakın işlerden bir tanesi. Dijital çağda olduğumuz için görsellik çok ön planda. Biz de karakterlerimizi üç boyutlu animasyona çevirdik ve ciddi bir karşılık olduğunu gördük” dedi.
BİRLİK VE DAYANIŞMAYI KEŞFEDİYORLAR
Uzun süre köylerinden uzak kalan Karagöz ve Hacivat’ın döndüklerinde birçok şeyin değiştiğini fark etmeleriyle absürt olayların başladığını ifade eden İsa Doğmuş, filmin hikayesini şöyle özetledi: “Bunlar köyden uzaklaşırken birilerinden de sipariş almışlar. Ama döndüklerinde bu siparişlerin birçoğunun hiçbir kıymeti kalmamış. Hacivat ve Karagöz mizah seviyesi yüksek, iyilik yaparken sakarlıklarıyla meşhur karakterler. Zaten yanlış anlamakla alakalı temaşa sanatında ünleri var. Burada da iyilik yapalım derken sürekli yardım ettikleri şeyler kötüye dönüyor. Bir noktadan sonra bunu telafi etmek istiyorlar. Sonunda birlik ve dayanışmayı keşfediyorlar. Zaten filmimizin teması birlik, beraberlik ve yardımlaşma.”