Cumhur İttifakı ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi'nin adaylarından oyuncu Özlem Balcı memleketi Muğla'dan milletvekili adayı oldu. Siyaset ve Uluslararası İlişkiler mezunu olan ama daha sonra konservatuvar okuyarak oyunculuk yolunda ilerleyen Balcı, yıllar sonra eğitimini aldığı siyaset için kolları sıvadı. Balcı ile adaylık sürecini, sanat camiası için yapacaklarını ve sanat-siyaset ilişkisini masaya yatırdık.
Muğla Seydikemer doğumluyum. Bu memleketin çocuğuyum. Kurtuluş Savaşı'nda Batı Cephesi'nin kahramanı Yörük Ali Efe'nin yanında savaşan Güğlü Mehmet Efe dedem olur. Diğer partilerin adayları genelde dışarıdan. Hem Muğlalı hem Yörük olan aday sayısı oldukça az. Memleketimi düşündüğüm için ben de varım dedim ve aday oldum. Daha önce seçimlerde HDP, MHP'den fazla oy aldı. Bu benim için bir gurur meselesi oldu. Türk milliyetçisi olan Yörük kızı olan ve atalarından, dedelerinden vatanseverliği öğrenen bir insanım. Muğla için ve Türkiye için bir şeyler yapabileceğimi düşündüm ve aday oldum.
Kırsal bölgedeki kadınlarımızın eğitimiyle üzerine odaklanıyorum. El broşürü verdiğim büyüklerimiz, ben cahilim diyor. İstiyorum ki okuma yazma bilmeyen kadın kalmasın. Tüm köylerde, okuma yazma seferberliği başlatmak istiyorum. Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesine de üzülüyorum. Meclis'te söz sahibi olursam öncelikli konularım kız çocuklarımız, kadınlarımız ve eğitim olacak. Sanatçıların da sesi olacağım. Zaten birçok sanatçı arkadaşım şu anda beni destekliyor. Sanatçı arkadaşlarımla muzdarip olduğumuz bazı konulara çözüm bulamadık. Onların sesi olacak, birlikte hareket edeceğim.
Reis filminde Sayın Emine Erdoğan'ı canlandırdığım için, Reis'in yanında olduğum için, Devlet Bahçeli Beyefendi ile fotoğrafım olduğu için, Cumhur İttifakı'ndan olduğum için hep linçlendim. Bir karar verdim ve doğru olduğuna inanıyorum. İnsanlar üretemedikleri zaman mutlaka çamur atar. Tavsiyem, üretmeye çalışsınlar. Çamur atmak yerine alkışlamayı denesinler. Sevene de sevmeyene de saygım var. On senedir evlerine konuk olmuş bir karakter olarak herkes bizi sevmek zorunda değil ama en azından saygı bekliyoruz diyorum.
Oturduğu yerden ahkam kesen sanatçı da başka kesimden insanlarda olabilir. Mesela yol yapımına karşı çıkıp sonra o yoldan, köprüden geçen çok arkadaşımı tanıyorum. O zaman geçme. Geçenlerde devlet hastanesi ziyaretimizde de benzeri bir şey oldu. içimden haykırdım: Devlet hastanesinde devletin imkanlarını kullanıyorsun. Ama onu yapanları kötülüyorsun. Bunlar yediği kaba pislemek oluyor tabir yerindeyse. Bu biraz karaktersizlik, kişiliksizliktir. Demek ki bir işleri güçleri yok, oturdukları yerden bir şey yapamıyorlar. Klavye başında tatlı i su balıklığıgibi... İnşallah onlar da doğru yolu bulacak.