Bugün artık teknoloji, çocukların dünyasına girmiş durumda. Üstelik çocuklar teknolojiyi sadece tüketim ve eğlence için kullanmıyorlar. 12 yaşında çocuk kendi geliştirdiği bir yazılımla yarışmalara katılıyor. TRT 1’in mahallede kurdukları gizli teknoloji üssünde kendi dronlarını tasarlayan gençlerin hikâyesini ekranlara taşıyan “Kod Adı Kırlangıç”, her pazar 17.45’te komedi, teknoloji ve heyecan dolu sahneleriyle her yaştan izleyicinin ilgisini çekiyor. Mahallede yaşanan birbirinden eğlenceli olaylar, çocukların renkli teknoloji dünyası, iyilik ve kötülüğün nefes kesen mücadelesini anlatan dizide Serkan Şenalp, Gizem Arıkan, Korhan Herduran, Mine Teber, Ayhan Taş, Zeynep Kankonde, Cemil Şahin ve Eray Kaman gibi birbirinden başarılı isimler yer alıyor. Dizisinin yönetmen koltuğunda ise Emir Khalilzadeh oturuyor. Yeni Şafak Pazar olarak; geçtiğimiz hafta dizinin setine misafir olduk ve dizinin yönetmeni Emir Khalilzadeh ile Selim karakterini canlandıran Serkan Şenalp ve Sevgi rolünü canlandıran Gizem Arıkan ile konuştuk.
Yönetmen Emir Khalilzadeh Kod Adı Kırlangıç dizisinin teknolojiye meraklı, özellikle de drone alanında hevesli ve yetenekli bir grup çocuğun hikâyesini anlattığını belirterek, “Aynı mahallede yaşayan bu çocuklar hem kendilerini rakip olarak gören kötülerle hem de kendi hedefleri için mücadele ediyorlar. Dizide bu mücadeleyi, iç içe geçmiş hikâyelerle ve sürekli artan bir gerilimle takip edeceğiz. En yeni drone teknolojilerini, üretimden yarışmalara kadar bütün aşamalarıyla göreceğiz. Çocukları heyecanlandıran teknolojik yenilikler, icatlar ve drone dünyası dizinin aslında en görünen yüzü. Tabii bir de büyüklerin dünyası var” şeklinde diziyi anlatıyor.
“Aslında Kırlangıç ekibinin yaşadığı mahalle, mahallenin esnafı, çocukların aileleri, hepimizin çocukluğundan izler taşıyor” ifadelerini kullanan Khalilzadeh, “Dizide geleneksel mahalle dokumuzu, komşuluk ilişkilerini, o samimiyeti, dayanışmayı öne çıkarttık” şeklinde konuşuyor ve sözlerini şu şekil sürdürüyor: “Benim çocukluğumda da böyleydi. Oyun oynarken acıktığımızda herhangi bir komşumuzun ziline basabilirdik. Mutluluğu da hüznü de hep birlikte yaşardık. Tabii bizim zamanımızda drone yoktu. Başka yarışlar yapardık. Ama dizideki rekabet, iyilik, kötülük, arkadaşlık gibi hikâyeleri, kendi çocukluğumuza dönerek oluşturduk. Dizide sadece çocuklar değil, büyükler de kendi dünyalarından izler bulacaklar.” Diziyle birlikte teknoloji kullanımında çocuklara rehberlik etmek, onları yetenekli oldukları alanlara teşvik etmek mesajını verdiklerini ifade eden Khalilzadeh, “Çocuklar icat çıkartırken büyükler destek olsun, yol göstersin” diyor.
Selim karakterini canlandıran Serkan Şenalp, “Dizi, teknoloji ve mahalle hayatının iç içe geçtiği, sıradan insanların başarı hikayelerini anlatmayı hedefliyor ve her yaştan izleyiciye hitap eden bir yapım” ifadelerini kullanıyor. “Çocukluğumda bir mahalle kültürüyle büyüdüm” ifadelerinin kullanan Şenalp, “Bu yüzden dizi, bana çocukluğumun sıcak ve nostaljik havasını hatırlatıyor. Son 10-15 yılda mahalle kültürü hayatlarımızdan yavaş yavaş çıkmaya başladı, ancak benim çocukluğum bu kültürün içinde geçti. Dizi, bu eski günlere bir saygı duruşu niteliğinde. Zamanla unutulmuş mahalle ortamının sıcaklığını, bu dizide herkesin yeniden hissedebileceğine inanıyorum. Bu, izleyicilere hem geçmişin tatlı anılarını hatırlatacak hem de günümüzün hızlı yaşam temposu içinde unutulan komşuluk ve topluluk değerlerini yeniden hatırlatacak bir deneyim sunuyor” şeklinde dile getiriyor.
Şenalp, canlandırdığı Selim karakterini de şu sözlerle paylaşıyor: “Selim karakteri ise çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahip. Dışarıdan sakin ve otoriter görünse de iç dünyasında büyük sırlar ve çatışmalar barındırıyor. Yeni taşındığı mahalleye hızla uyum sağlıyor ve çocuklarla, mahalle sakinleriyle güçlü bir bağ kuruyor. Drone yarışmalarında çocuklara hem mentorluk yapıyor hem de onlara hayallerini takip etmeleri için ilham veriyor. Selim, iki farklı dünya arasında gidip gelen, iki farklı yüzü olan bir karakter olarak, modern zamanların Janusu olarak tanımlanabilir.”
Gizem Arıkan ise Sevgi rolünü canlandırıyor. Arıkan, “Sevgi yeğeni ve annesiyle yaşıyor. Yiğit Efe’nin hem teyzesi hem annesi gibi ona kol kanat germiş. Annesiyle arası çok iyi tatlı ve didişmeli bir ilişkileri var. Çok özverili, çok zeki,sevecen bir kız. Yazılım mühendisliği alanında doktora yapmaya başlamış. Akademik başarısı yaşına göre çok iyi. Mahalleli ile arası çok iyi. Herkesin sevdiği herkesin yardımına koşan birisi. Çocuklarla arası çok iyi. Aklına yatmayan şeyleri araştıran sezgileri kuvvetli birisi. Mahalleye taşınan Selim ile birlikte aklı da kalbi de karışacak” sözleriyle canlandırdığı karakteri anlatıyor. Arıkan, “Sevgi’nin ailesine düşkün oluşu, onlar için her şeyi yapabilecek olması koruyuculuğu bana benziyor. Benim de ailem en hassas noktamdır. Sevecen, neşeli oluşu, mahallelinin onu sevmesi yardımsever oluşu bunlarda benimle benzer noktalar. Okuma aşkı benden daha çok orada ayrılmışız biraz” diyerek canlandırdığı karakterle ortak yönlerini ifade ediyor. Çekimlerin eğlenceli geçtiğini anlatan Arıkan, en çok eğlendiği sahnenin ise makarna yarışması sahnesi olduğunu dile getiriyor.