Ankaralı Mürsel Yetik, 52 yıldır köyünde olup biten ne varsa günlüklerine yazıyor. Köy halkının geçmişe dair tüm bilgilere günlüklerinden ulaştığı Yetik, "Köylüler geliyorlar, örneğin 'benim babam 90'da öldüydü ağabey' diyor. Gelir bana sorar, ben de gösteririm gider mezarını yaptırır veya mezarının başına gider okur. 'Benim düğün ne zaman olmuştu ağabey' diye her şeyi soruyorlar" dedi.
Ankara'nın Polatlı ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki Mürsel Yetik, köyünde çiftçilik yaparak geçimini sağlıyor. En büyük hobisi günlük yazmak olan ve buna askerde başlayan Yetik, 1966'dan beri köyünde yaşanan tüm olayları günlüklerine yazıyor.
50'ye yakın ajandayı bitirdi
52 yıldır düğünlerden cenazelere, köye hangi saatte hangi arabanın girip çıktığına, yatsı namazını kaç kişiyle kıldığından o günün hava durumuna kadar her şeyi not alan Yetik, şu ana kadar 50'ye yakın ajandayı bitirdi. 52 yıldır kullandığı kalemlerini de çöpe atmayıp saklayan Yetik, kendisine hediye edilen defterlerin üzerine de hatıra olarak veren kişinin isimlerini yazıyor. Köy halkı da tüm geçmişe Yetik'in günlüklerinden ulaşıyor.
Hiçbir günü atlamadan her olup biteni yazdığını söyleyen Mürsel amca, "Defter yalan söylemez, insan yalan söyler de beşer ama defter yalan söylemez. Bugün saat 3'e 5 var, akşama kadar daha ne olacaksa yazılacak. Ömür ne zaman biterse yazmak o zaman bitecek. Kimisinde temizlik hastalığı olur, ben de de bu hastalık var" şeklinde konuştu.
Düğün tarihlerini ve ölüm tarihlerini ona soruyorlar
Arşiv değeri taşıyan günlüklerini anlatan Yetik, "Köylüler geliyorlar, örneğin 'benim babam 90'da öldüydü ağabey' diyor. Gelir bana sorar, ben de gösteririm gider mezarını yaptırır veya mezarının başına gider okur. 'Benim düğün ne zaman olmuştu ağabey' diye her şeyi soruyorlar" diye konuştu. Kötü olayları yazıp yazmadığı sorusuna ise Yetik, "Bunu da yazmasaydım, bunu niye yazmışım dediğim hiçbir şey yok. Filancayla atıştık, kapıştık, kalp kırdık olmasaydı iyiydi, filanca geldi aramıza girdi bunları hep yazdım. Hiçbirini silmedim ya da yırtıp atmadım. Zaten buraya okunmayacak şeyler yazılmaz, edebi hayaya sığmayacak şeyler yazılmaz" dedi.