7 Ekim’den beri Gazze’de yaşanan katliama tüm dünya tepki gösterirken, özellikle ülkemiz kültür sanat camiası sessizliğini korumaya devam ediyor. İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) tarafından hazırlanan “Kültür Sanat Camiasının Soykırımcı İsrail’e Karşı Tutumu” başlıklı rapor, işte bu tutumu gözler önüne serdi. Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen raporun tanıtımında, tespitlerin yanı sıra önerilere de yer verildi. Dünya kültür-sanat camiasının 7 Ekim itibarıyla İsrail katliamına karşı gösterdiği tepkiyi açık kaynaklardan tarayan rapor, ülkemiz sanatçılarının duruşunu da derledi. Yeni Şafak’ın özel haberlerinin de kullanıldığı raporda; edebiyat, müzik, sinema, resim ve diğer sanatlar başlıklarına yer verildi. Doç. Dr. Mustafa Aslan’ın yazdığı raporun 12 maddelik tespitler bölümünde İsrail’in sermaye ve medya desteğiyle kültür sanat alanında kurduğu hakimiyete dikkat çekiliyor. Bu hakimiyet nedeniyle, meslek örgütlenmelerinin ve kültür-sanat organizasyonlarının tepki gösteremediğine değiniliyor. Lansmanda yaptığı konuşmada Aslan, “Sanatçıları derecelendirmedik. Biz fotoğrafı çektik. Genel olarak hem Türkiye hem dünyada bu fotoğrafta aksayan yönlere baktık. Türklerin neden Avrupa’dakiler gibi ses çıkaramadığını göreceksiniz” dedi.
Konuşmasında dünya kamuoyunun hastalıklı Siyonizm ideolojisinden bıktığını söyleyen AYBİR Başkanı Prof. Dr. Fatih Savaşan, “Medya ve sermaye gücünü kullanarak kitleleri susturuyor, insanları veya kurumları itibarsızlaştırıyor, ses çıkaran olursa gelir ve itibar kaybına uğratıyor. Türkiye’de biraz zayıf olsa da kültür sanat camiasında ciddi bir tepki var. Fakat mesele meslek örgütlenmelerine, Eurovision, bieaneller gibi organizasyonlara geldiğinde bu güçlü
Gazze karnesilobinin etkili olduğunu gördük. Çıkan sesler bastırılmaya çalışılıyor. Kültür sanat camiasının Gazze’de olan bitene tepki vermek için hiçbir hatırlatıcıya ihtiyacı yok, Onlar da biliyor ki her şey 7 Ekimde başlamadı. Tek umudumuz bu farkındalık” ifadelerini kullandı.
Program kapsamında, gazetemiz çizeri Hasan Aycın’ın “Bir Gün Mutlaka Döneceğiz” isimli çizgi sergisi açıldı, müzisyen Mehmet Ali Aslan ise Filistin için yazdığı eserleri seslendirdi. Toplantı, kültür ve sanat camiasının İsrail soykırımına tepkisinin ele alındığı bir panelle devam etti. Filistin asıllı Hollandalı yönetmen Hany Abu-Assad ve mütercim ve aktivist Ayçin Kantoğlu sanatçının katliam karşısında sessiz kalamayacağını vurguladı. Abu-Assad bu saatten sonra yapılması gereken nedir sorusuna “7 Ekim sonrası endişeye kapıldım ama Filistin halkının, tıpkı Fransız İhtilalinde olduğu gibi önümüzdeki günlerde devrim niteliğinde bir faza geçeceğini ön görüyorum. Ektiğiniz tohumlar bir anda ortaya çıkmıyor. Fransız devriminde olduğu gibi tohumlara ihtiyacımız var. Entelektüel camianın yapması gereken bu tohumları ekmek. Bu tohumların çiçek açtığını göreceğiz” dedi. Rapor, AYBİR’in web sitesi aybir.org’dan detaylı olarak incelenebilir.
Raporda, savaş karşıtı kurumsal tepkilerin daha çok batı ülkelerinden geldiği, Türkiye’deki kültür-sanat camiasından gelen bireysel tepkilerin ise kamuoyu oluşturacak nitelik ve yeterlilikten yoksun olduğu vurgulandı. Buna yönelik önerilerde ise, “Sanatçıların mesajlarındaki anlamın örtük olması (neyi neden kınadıkları ve hangi düşünceye neden destek verdikleri anlaşılmadığından), mesajlar gündem oluşturmada yetersiz kalmaktadır. Geniş kitlelere ulaşarak güçlü bir etki oluşturmak için; sade, yalın ve net ifadeler içeren mesajlar verilmelidir” denildi.