Tarihçi yazar Muzaffer Albayrak, Birinci Dünya Savaşı'nın seyrini değiştiren Kut'ül Amare zaferi olmasaydı, İngilizlerin Anadolu'yu çok kolay işgal edeceğine vurgu yaparak, Kut'ül Amare'nin İngilizler'in bölgedeki ihtiraslarını gemlediğini ve kazanımlarını çok net bir şekilde ötelediğini söyledi.
"Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri", "Sorularla Çanakkale Savaşı", "Savaş Lordu Kitchener", "Kuşatma ve Esaretin Adı Kutülamare", "Çanakkale 1915" ve "Kutülamare 1916" gibi birçok esere imza atan Albayrak, Anadolu topraklarının 100 yıl öncesini ve bugününü değerlendirdi.
Zeytin Dalı Harekatı'nın gerekliliğine işaret eden Albayrak, "İç güvenliğinizi sadece sınırlarınız dahilinde başaramazsınız, bunun için dışarıyı da kontrol ediyor olmanız lazım" diye konuştu.
Albayrak, Türkiye'nin sınırlarının diğer tarafının çok emniyetsiz olduğunu belirterek, gelecek büyük zararların bir şekilde engellenmesi gerektiğini ifade etti.
Ortadoğu'da Osmanlı'dan bugüne sürekli çatışmaların yaşandığını aktaran Albayrak, "Suni devletler yaratılmış, suni hudutlar çizilmiş bir bölge. Böyle olması zaten kaçınılmazdı. Bir de dış güçlerin kışkırtması ve oyunları da işin içerisine girince maalesef hiç istemediğimiz, din kardeşlerimizin olduğu bir coğrafyada, sürekli savaşların, kan dökülmelerin olduğu bir dönemi yaşıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, Ortadoğu'da barış ortamının bir an önce oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, "Esasında 100 önceye baktığımızda bugünle eşleştirebileceğimiz o kadar çok şey var ki. 100 yıl önce bölgede Amerika yoktu sadece ama diğer aktörlerin hepsi yerindeydi. 100 yıl önce orası bir Osmanlı memleketiydi. Anadolu neyse, Suriye ya da Irak memleketleri de aynıydı. Şam, Halep, Bağdat ya da Basra vilayeti bir Ankara ya da Erzurum vilayetinden farksızdı. Osmanlı'ydı hepsi" şeklinde konuştu.
Yabancı devletlerin önceden de Ortadoğu coğrafyasına "bağımsızlık" getirme gerekçesiyle girdiklerini söyleyen Albayrak, İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya gibi ülkelerin bölgedeki nüfuz mücadelesinin bölge halkının kanının dökülmesine neden olduğu yorumunu yaptı.
Kut'ül Amare'nin, Çanakkale'den sonra kazanılmış en büyük zafer olduğunu vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:
"İngiltere'nin muazzam, yenilmez olarak addettiği ordusundan 13 bin kişiyi bir anda esir almışsınız. Böyle bir şey İngilizlerin tarihinde yok. Sadece 1787'de Amerika'nın bağımsızlık mücadelesinde İngilizlerin 6-7 bin askeri Amerikan-Fransız ortak ordusuna karşı esir düşmüş. Peki neden bilinmiyor Kut'ül Amare? Bu bizim tarihimize karşı -toptancı bir deyimle- ihmalkarlığımız, tarihimizi yeterince ve layık olduğu vechiyle öğretemememizden kaynaklanıyor."
Albayrak, o dönemde Çanakkale zaferinin büyük bir moral ve motivasyon kaynağı olduğunu dile getirerek, Osmanlı'nın 1917'de üst üste iki kez İngiliz ordusunu Filistin'de yendiğini anlattı.
TRT 1'de seyirciyle buluşan "Mehmetçik Kutulamare" dizisinin danışmanlığını yapan Muzaffer Albayrak, dönem dizilerinin insanları tarihi konulara yönlendirmedeki payının büyük olduğunu söyleyerek, "İnsanlar aslında tarihi filmleri seviyor ve oradan aldığı bilgiyi kullanıyor. Sosyal medyada, arkadaş ortamında, okulda, işte falan bunlar tartışılabiliyor. Öte yandan tarihi dizilerle ilgili yeni kitaplar ortaya çıkıyor. Bir yandan yayın piyasasını da canlandırıyor" dedi.
Son olarak Vahdettin Engin'le birlikte "Kutülamare Zaferi" kitabını okuyucuyla buluşturan yazar, kitabın Kut'ül Amare'yi bütün yönleriyle ele aldığı bilgisini verdi.
Albayrak, konuyla alakalı "Osmanlı'nın Unutulan Son Zaferi Kutülamare", "Kuşatma ve Esaretin Adı Kutülamare" ve "Kutülamare'de Esaret" gibi kitapları da basan Yeditepe Yayınevi etiketiyle çıkan kitabın, 1914'te Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'na girişinden başlayıp Kut'ül Amare zaferine kadar geldiğini dile getirdi.
Kitapta zaferden sonrasına yer vermediklerini belirten Albayrak, "Ondan sonraki sene, mağlubiyetlerin başladığı sene. Tadında kalsın diye zaferde kesmek istedik. Çünkü maalesef ondan sonra biz hem Kut'ül Amare'yi hem Bağdat'ı kaybettik. Niye 1914'ten başlattık? Çünkü tarihi olayı verirken bir temele oturtmanız lazım. Sadece Kut'ül Amare savaşını vermek onu izah etmekle aynı şey olmazdı" şeklinde konuştu.
Albayrak, tarihte kısa gözük en zaman dilimlerinde çok şey değiştiği yorumunu yaparak, şunları kaydetti:
"Kut'ül Amare İngilizler'in bölgedeki ihtiraslarını gemledi ve kazanımlarını öteledi. Bu çok net. Bağdat'a kadar sonradan gittiler ama belki de Kut'ül Amare olmasaydı, bir sene önce, 1916 içerinde Bağdat'ı ele geçirmiş olsalardı, İngilizler Kut'ül Amare'de yenilmemiş, esir alınmamış olsaydı, İngiliz ordusu gidip Bağdat'ı alsaydı, bu sırada kuzeyden gelen bir Rus ordusu var. Ruslarla birleşerek belki de bizim Suriye Cephesini de düşüreceklerdi, Anadolu'yu da çok daha kolay işgal edeceklerdi."
Kut'ül Amare'nin 100 yıl sonra tekrar hatırlanmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Yazar Muzaffer Albayrak, İngilizlerin itibar kaybını önlemek adına esir 13 bin kişiyi kurtarmak için 22 bin askerini kaybettiği Kut'ül Amare'nin Birinci Dünya Savaşı'nın seyrini değiştirdiğini sözlerine ekledi.