Yazar, seslendirme sanatçısı ve şair Harun Yöndem çok yönlü bir isim olarak çocukluğunda okuma alışkanlığını anlattı.
Çocukken ilk okuduğunuz kitap neydi?
Adını hatırlayamadım, galiba bir masal kitabıydı. Daha sonra okuduğum kitaplardan hatırladıklarım var: Gulliver’in Seyahatleri, Salambo, Bomba.
Okuma alışkanlığı kazanmak için neler yapmalıyız?
İlk önce yeni şeyler bilme ve öğrenme isteği gereklidir. Bu aslında herkeste vardır. Eskiler tecessüs derlerdi, merak yani. Tarafımıza soru soran kişilere kolay bilgi, hazır bilgi sunmak yerine, onu kitaplara yönlendirmeliyiz. Ayrıca yuvalarında ebeveynler kitap okursa çocuklara güzel örnek olur. Aslında bu anlamda aklıma gelen bir film var: Zıkkımın Kökü. Bir yazarımızın hayat hikayesini anlatır. Ders çalışmak için yer arayan yoksul öğrenciye kütüphaneci sahip çıkar. En azından bu filmi okuma alışkanlığı kazanacak bireyler için seyrettirmeliyiz, derim.
Bugün çocuk olsaydınız kitap okur muydunuz?
Elbette okurdum. Çocukluğumda evimizde Kur’an ve Mevlid dışında bir de dini bilgi içerikli kitaplar vardı. Edebi eserler evimize ilk kez benimle girdi. Kütüphaneleri ise yatılı olarak eğitim gördüğüm okullarda gördüm. Bazı kitapları okumakta geç kaldığımı düşünürüm. Bugün çocukları ders çalışmaktan da, kitap okumaktan da uzaklaştıracak çok çekici seçenekler var. Bütün bunlara rağmen kitaba ulaşmak da çok kolay. Kitaba ulaşmak isteyen her çocuk çok şanslıdır.
Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?
Kitap okurum, film seyrederim, tiyatroya giderim. Bazen da yazarım. Çok fazla boş zamanım olduğunu söyleyemem. Çoğunlukla zamanım kıymetli ve sınırlıdır.
Yazar olmak isteyen çocuklar neler yapmalı?
Bazı meslekler için sadece ilgi yetmez, yetenek de gereklidir. Bu da Allah vergisidir zaten. Yani yeteneği sınırlı biri, kendini ne kadar zorlarsa zorlasın büyük bir yazar olamaz. Ancak her insan kendini, düşündüklerini ve sorunlarını ifade edecek kadar yazabilme becerisine sahip olabilir. Bunun için de okumak önemlidir. Mutlaka roman, öykü, şiir, deneme okumalıdır. Sadece günlük gazeteleri okumak veya dergileri takip etmek yetmez. Yazar olmak isteyen yetenekli çocuklara gelince... O çocuklar zaten ortaokul ve lisede öğretmenleri tarafından keşfedilir ve yol gösterilir. Hatta öğretmen bir rehberi olmasa bile çoğu kendi kendine yolunu bulur. Belki bu yolu bulmada biraz gecikir, o kadar. Benim böyle bir öğrencim olsaydı, Türk Dili ile ilgili temel yazım kurallarını iyice öğretir, sonra da kendisini bir usta yazara yönlendirirdim. En azından Türk ve Dünya Edebiyatından kendine bir usta seçmesini öğütler ve yazabileceği bir mecra bulmasına yardımcı olurdum.
Bu röportaj Balıkesir Ahmet Kot Kitaplığının katkılarıyla yapılmıştır.