
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, Albayrak Grubu’nun hat sanatı ile 11. yılının teması olan Âdil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi’ni ziyaret etti. Murat Ülker, kişisel internet sitesinde sergiye dair izlenimlerini paylaştı. Geleneksel sanatların korunarak geleceğe taşınmasının önemine vurgu yapan Ülker, bütün sanatseverlere sergiyi muhakkak ziyaret etmeleri önerisinde bulundu.
Murat Ülker'i Albayrak Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Albayrak karşıladı.

BOŞVERİN HAVAYI, GELİN TOPHANE’YE BU MUHTEŞEM SERGİYİ GEZİN!
"Bu hafta Albayrak Grubunun Tophane-i Âmire’de açılan “Adil-i Mutlak” hat sergisini goyaladım. Doğrusu sergi beni çok etkiledi ve gördüklerimi sizlerle de paylaşmak istedim.
Albayrak Hat Takvimi Eserleri, kurum için artık bir gelenek haline gelmiş. Çok kıymetli bir proje yapıyorlar. 2014 yılından bu yana, her yıl belirlenen bir tema çerçevesinde 13 hattata yazı sipariş ediliyor ve bu eserler ramazan ayında hazırlanıyor. Yılın her ayına bir eser düşecek şekilde düzenleniyor, kapak eserleriyle birlikte basılarak takvime dönüştürülüyor. Sergide gezip gördüğümüz eserler, daha sonra bir takvim olarak ev ve işyerlerinin duvarlarını süslüyor ve büyük ilgi görüyor.
Serginin 2025 yılındaki teması ise, başta Filistin olmak üzere tüm Müslüman aleminin uğradığı zulme dikkat çekmek amacıyla “Adalet” kavramı olarak belirlenmiş. Bu yüzden serginin adı “Adil-i Mutlak”. Sergide, Allah’ın mutlak adaletini tefekkür ettiren eserler yer alıyor. Serginin küratörlüğünü ise Yasemin Darbaz Karaca üstlenmiş.
- Bu sergideki eserlerde yeni yorumlar gördüm, çok mutlu oldum ve sanatçıları takdir ettim. Sergide 13 usta hattatın Kur’an-ı Kerim’de yer alan adalet temalı ayet-i kerimeleri kaleme aldıkları 13 hat eseri, 12 kıymetli müzehhibin tezhip çalışmaları, grafik tasarımcı ve hattat Savaş Çevik’in, “Hat, Kübizm ve Yeni Tasarımlar” adlı yeni eserleri ve yine Savaş Çevik’e ait “De ki: Rabbim adaleti emretti…” enstalasyonu ve çeşitli dijital sanat eserleri yer alıyordu. Bunlardan biri olan “Döngü” adlı kinetik eser, kadim tezhip sanatının zarafetini ve sabrını, dijital dünyanın sonsuz dinamizmiyle buluşturan bir sanat deneyimi sunuyor. Her bir motif izleyicinin hareketiyle form değiştiriyor ve yeniden şekilleniyor. Ben de merak ettim ve bu etkileşimi sergiyi gezerken deneyimleme fırsatı buldum.

Zaman içinde genişletilen ve II. Mahmud döneminde (19. yüzyıl) büyük onarımlar gören yapı, sadece bir üretim alanı olmaktan çıkıp askeri ve sanatsal bir merkez haline gelmiştir. Osmanlı’nın sanayi ve sanat anlayışını birleştiren bu mekân, günümüzde sergilere, kültürel etkinliklere ve sanat projelerine ev sahipliği yapmaktadır.


Fotoğrafını çektiğim bu eser de hattat Aydın Kızılyar’ın imzasını taşıyor. Celî nesih hattı ile Nahl 16/76. âyet yazıyor. “Adaleti emreden ve kendisi de dosdoğru yolda bulunan kimse bir olur mu” mealinde. Nesih, özellikle kitap istinsahında ve basma eserlerde kullanılan bir yazı çeşididir. Kalem ağzı genişliği takriben 1 mm dir. Hat sanatında her cins yazının iri yazısına “celî” olarak isimlendiriliyor. Harflerin çevrelerine siyah renk uygulanmış ve zeminde beyaz renkli harfler daha dikkat çekici bir hale getirilmiş. “bil‘adli” kelimesi ise zerendûd (sürme altın) olarak eserde yer almış.

Bir diğer eser de hattat İbrahim Şengül’e ait. İstifte celî sülüs hattı ile Hucurât 49/9. âyeti yazıyor, “Sulhü adaletle sağlayın” mealinde. Siyah mürekkep ile yazılan bu eserde de “bil‘adli” kelimesi ise zerendûd olarak uygulanmış ve böylece “adalet” teması vurgulanmış.

SARI/LACİVERT daha önce hat sanatında niye kullanılmamış, çok yakışıyor halbuki 😀

Sergide hattat Savaş Çevik’in eserlerini de oldukça ilginç buldum. Savaş Bey hat sanatına yeni bir yaklaşım ve form getirerek üç boyutlu tasarımlar yapmış. Kendisi bu tasarımları şu şekilde açıklıyor:
Bu sergi için beni çok etkileyen Araf suresinin 29. ayetinde geçen, “De ki Rabbim adaleti emretti” ibaresini seçtim. Ve bu ibareyi iki yıldan beri üzerinde çalıştığım makıli yazının daha önce hiç yapılmamış yepyeni bir kompozisyon biçimi ile gerçekleştirmek istedim, diyerek çalışmalara başladığını söyleyen Savaş Çevik, ortaya çıkardığı makılinin bu yeni kompozisyon biçimini “muttasıl makıli” olarak adlandırıyor ve şöyle izah ediyor: “Malum makıli yazı 90 derecelik açılar kullanılan bir yazıdır. Ben de bu tasarımda 90 derecelik açıları kullandım, fakat makıli yazıda harfler arasında belirli bir boşluk olması gerekir ki harf formları ortaya çıksın. İşte ben bu boşlukları tamamen ortadan kaldırdım. Böylece harfler tamamen bitişti ve harf formları kayboldu. Bu şekliyle yazıyı okumak mümkün olmadığı için bir belirginleştirme yolu gerekiyordu. Bu sorunu çözmek için harfleri piramit şeklinde tasarladım. Piramitlerin yüzeylerine ışığın farklı açılarla vurması sayesinde her yüzeyde farklı tonlar oluştu. Böylece harfler, arada hiç boşluk olmamasına rağmen net bir şekilde ortaya çıktı. Klasik hat sanatı genelde siyah-beyaz ve iki boyutlu olurken, bu formdaki eserler tek renkli tasarımı üç boyutlu bir forma dönüştürdü. Bu eserin 3 boyutlu bir heykeli de yapıldı. Gölge-Işık oyunlarıyla ortaya çıkacak olan eser, özel ışıklarla sergide yer alacak.”

A’râf 7/29. âyet-i kerîme

Bu eserinde de ma‘kılî hattı ile “Muhammed” (İsm-i Nebî) yazıyor. Bronz yaldız varak ve onun rengine uygun kahve tonlarıyla tamamlanan bu kelimede, güçlü ve ulvî bir anlam yüklemesi yapılmış. Kûfî yazının bütün harfleri köşeli ve geometrik olan formu ma‘kılî olarak adlandırılıyor. Hatta “Satrançlı kûfî” diye de bilinmektedir.

Bu müstesna tezhip eseri müzehhibe Nihal Tezcan’a ait. Eserin adı “Kızıl Gonca” (Remzi Nebi). Aslında eserin hikayesi var; Peygamber Efendimiz (s.a.v) için yazılmış olan “Bir kızıl goncaya benzer dudağın” parçasından esinlenerek tasarlanmış.

Bir diğer mümtaz tezhip eseri de müzehhibe Ayşe Sayın’ın imzasını taşıyor.

Eğer hala ziyaret etmediyseniz, hafta sonu şahane bir program bence; Tophane-i Âmire’nin tarihi atmosferinde, hat ve tezhip sanatının en güzel örnekleriyle buluşmak için de son fırsat. Adalet kavramını sanatın diliyle hissetmek, gelenekle geleceğin nasıl buluştuğunu görmek için kaçırılmaması gereken bir deneyim. Bu sergiyi ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim!"

Yoğun ilgiden dolayı sergi tarihi uzatıldı
Albayrak Grubu’nun hat sanatı ile 11. yılının teması olan Âdil-i Mutlak, 9 Şubat tarihine kadar Tophane-i Âmire’de sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.

Gördüğü yoğun ilgiden dolayı sergilenme tarihi uzatılan Âdil-i Mutlak Hat Eserleri Sergisi’ne Ziraat Katılım sponsor oldu. Hafta içi ortalama 2.000, hafta sonu ise 4.000 sayısını aşan sanatseveri ağırlayan Âdil-i Mutlak, 9 Şubat tarihinden sonra Türkiye’den dünyaya açılacağı yolculuğuna çıkacak.

13 hat eseri, 12 tezhip eseri, ziyaretçilere interaktif bir katılım sağlayan dijital eserler ve enstalasyon çalışması ile Âdil-i Mutlak, adından söz ettirmeye devam edecek gibi görünüyor.