İstanbul’da fenalaşan hasta hastaneye kaldırıldı. Solunum ve kalp atışı olmadığını gören doktorlar, 40 dakika “Canlandırma” işlemi uyguladı, sonuç alamadı. 11.00’de “Öldü” diye kayda geçen hasta, morga kaldırıldı. 14.30’da cenazeyi almaya morga giden yakınları, şahsın nefes aldığını fark etti. Hasta hemen yoğun bakıma kaldırıldı ancak 10 gün daha yaşayıp öldü.
İlk muayenede, solunumu yoktu. Göz bebekleri büyümüş, kalp atışı durmuştu. Doktorlar, hastayı “eks duhul” olarak değerlendirip hemen canlandırma işlemi uygulamaya başladı. Ancak hekimlerin çabası karşılıksız kaldı ve EKG cihazındaki düz çizgide bir değişiklik olmadı. Gazete Habertürk'ten Zülfikar Ali Aydın'ın haberine göre hasta, saat 11.00’de “Öldü”olarak kayıtlara geçti ve hastane morguna kaldırıldı. Hasta yakınları, ölüm saatinden 3 saat sonra cenazeyi almak için morga gitti. 14.30 sıralarında morga girdiklerinde, ölüm bildiriminden 3 saat 30 dakika sonra hastanın nefes aldığını fark ettiler. Hasta, yoğun bakım ünitesine alındı.
Tıp, bu tip olayları “oto-resüsitasyon” ya da tıp terminolojisindeki karşılığı olarak bilinen “Lazarus fenomeni” olarak adlandırıyor.Yani ölüm gerçekleşiyor ancak bir süre sonra hiçbir müdahale olmadan hasta geri dönüyor ve kalbi atmaya başlıyor.
Lazarus fenomeni, doktorların özenle kaçındıkları olayların başında geliyor. Çünkü hastanın “eks” yani ölü olarak tanımlanıp sonra morgda ya da defin yolunda yeniden canlanması ihtimali, onlar için “hekim hatası” ile suçlanma korkusu demek. Bu korku yüzünden çok da incelenemeyen Lazarus fenomeninin dünya üzerinde bilimsel çalışma ile literatüre geçmiş ve biri Türkiye’de yaşanmış 38 örneği var.