Özgür basın bahane, beşinci kol devrede

00:002/08/2021, Pazartesi
G: 2/08/2021, Pazartesi
Yeni Şafak
Hayat
Hayat

Ruşen Cakır’ın kurduğu Medyascope’un, Amerika Birleşik Devletleri Teksas merkezli Chrest Vakfı’ndan son yıllarda aldığı yüz binlerce dolarlık fon, yabancı tüzel ve özel kişilerin Türkiye’ye yönelik “fonlama” çalışmalarını gündeme getirdi. ..

DR. ALİ DEMİRDAŞ / SİYASET BİLİMCİ

Ruşen Cakır’ın kurduğu Medyascope’un, Amerika Birleşik Devletleri Teksas merkezli Chrest Vakfı’ndan son yıllarda aldığı yüz binlerce dolarlık fon, yabancı tüzel ve özel kişilerin Türkiye’ye yönelik “fonlama” çalışmalarını gündeme getirdi. Anlaşılan o ki; birbiriyle yakından alakalı birçok uluslararası vakıf ve kurum bir ağ seklinde Türkiye’de neredeyse aynı kişi ve kurumlara, aynı amaçlar için para aktarmaya devam ediyor. Chrest Vakfı, ABD merkezli bir vakıf olmasına rağmen ABD dışında sadece Türkiye’de faaliyet gösteriyor, misyonunu da “Türkiye’de cinsel eşitliği yaymak, Türk toplumunda farklı kültürel yapıların birbirine saygısını artırmak ve Türkiye’de sivil toplum kavramını geliştirmek” olarak belirtiyor. Bu alanlardaki projelere yüzbinlerce dolar akıtan vakfın faaliyetleri özellikle Batman, Bingöl, Diyarbakır ve Van’da yoğunlaşmış durumda. Bu illerdeki faaliyetlerde Aydın Doğan Vakfı, Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, Kadir Has Vakfı, Türk Eğitim Vakfı (TEV), gibi vakıfların oluşturduğu Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) büyük rol oynamakta.

  • Vakfın Türkiye’de fonladığı STK’lar arasında George Soros desteğiyle Osman Kavala tarafından kurulan Türkiye Açık Toplum Vakfı’nın bir yan kuruluşu olan Anadolu Kültür Vakfı dikkat çekiyor. Ayrıca, Hrant Dink Vakfı, Medyascope, 140Journos gibi kuruluşlar da son 20 yılda Chrest Vakfından yüzbinlerce dolar hibe almış. Türkiye bağlamında STK fonlama işi o kadar birbirine geçmiş ki, aktarılan paralar izlendiğinde döngüsel bir çember oluşuyor. Örneğin, Soros’un Açık Toplum Vakfı, Osman Kavala’nın başkanlığını yaptığı Türkiye’deki şubesine 2001-2018 yılları arasında 35 milyon dolarlık proje hibesinde bulunmuş. Buna rağmen yine Kavala’nın kurduğu Anadolu Kültür, Chrest Vakfı’ndan 2005-2020 yılları arasında yaklaşık 1 milyon dolar hibe almış. Chrest Vakfı, Hrant Dink Vakfı’na 2009-2021 yılları arasında 1.2 milyon dolar hibede bulunmuş. Mezopotamya Vakfı ise hem Chrest Vakfı hem de Hrant Dink Vakfı’ndan hibe almış.

Chrest gibi vakıfların Türkiye’ye sivil toplum, basın özgürlüğü gibi adlar altında verdiği fonlar, Türkiye’nin hassas olduğu ve milli güvenliğini ilgilendiren konuları tabiri caizse kaşımak için kullanılabiliyor. Örneğin, milyarlarca dolar zarara yol açan Gezi olaylarında yurt dışından yüzbinlerce dolar yardım alan Kavala’nın en ön saflarda olması düşündürücü. Hakeza Hendek olaylarında PKK’ya açık destek veren Umut Işığı Kadın Kooperatifi okul öncesi çocukların eğitimi için Chrest Vakfi’ndan onbinlerce dolar hibe alabiliyor. Aynı kooperatifin MASAK tarafından 2012 yılında açıklanan raporda aldığı fonları ve PKK’nın dağ kadrosunu finanse ettiği detayını görüyoruz. Yine Chrest Vakfı kurucusu Lou Anne King Jensen’in Türk askerinin Hakkari ve Kuzey Irak’taki konumu hakkında dünyaca ünlü strateji araştırma kuruluşu Stratfor’dan bilgi istediği ortaya çıktı. Bu arada, Chrest Vakfı’ndan neredeyse yarım milyon dolar hibe almış olan Ruşen Çakır’ın 2005 yılında “Pentagon’un 50 gazeteciyi maaşa bağlayıp Amerika lehine yazılar yazdırdığını, aralarında 4 Türk gazetecinin de olduğu” şeklindeki haberi ve bunu eleştirmesi ise tam bir ironi oluşturmakta.

  • Chrest gibi vakıfların ortak yanları; demokrasi, insan hakları, kadın hakları gibi başlıklarla misyonlarını yürütüp, ilgili ülkelerdeki ortaklarını fonlamak. Bu başlıklar evrensel gibi görünse de uygulanmaya çalışılan ülkelerin hassas damarlarına dokunup sosyal ve siyasi krizlere yol açabiliyorlar. Bu krizlerle güçlü, merkezi ulus devlet kavramına ve güçlü liderlere karşı duruş ağırlık kazanıyor. Devlet otoritesini zayıflatmak, seçimle gelmiş hükümeti cebren yıkmak gibi girişimlerde de bu tür vakıfların en önde yer aldıklarını unutmamak gerekir.

Bu gibi vakıflar diğer ülkelerde de etkin olmaya çalışmakta fakat tepkilerle karşılaşmaktadır. Örneğin; Açık Toplum Vakfı, Avrupa Birliği üyesi olan Macaristan’da toplum değerlerine karşı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle 2018’de ülkeden kovulmuştur. Aynı şekilde Rusya’da da milli güvenlik sorunu oluşturduğu gerekçesiyle, vakfın görevine son verilmişti. Açık Toplum Vakfı’nın girişimlerinden ABD’nin eski Başkanı Donald Trump da nasibini almıştır. Bu vakıf 2020’de Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi güçlü dünya liderleri aleyhine faaliyetler için 1 milyar dolar bağışladığını açıklamıştı.

  • Sonuç olarak, bu son fonlama mevzusu göstermiştir ki; Türkiye’de 5. Kol faaliyetleri olanca hızıyla devam etmektedir. Bir Youtube hesabı açılarak rahatlıkla yapılabilen gazetecilik faaliyetlerine rağmen “ama Türkiye’de bağımsız gazetecilik zor” diyerek alınan milyonlarca dolarlık hibeleri haklı çıkarmaya çalışmak ise olayın aslında gazetecilikle alakalı olmadığının açık bir göstergesidir. Üzerinde durulması gereken asıl husus yabancı fonların Türkiye’de aktarıldığı kurum ve kişilerin yakından incelenmesidir. Her ülkenin kendi başının çaresine bakmak zorunda kaldığı bu dönemde Türkiye’nin, 5.kol faaliyetlerine karşı daha da dikkatli olması gerekmektedir.
#​Ruşen Cakır
#Medyascope
#ABD
#Teksas
#Chrest Vakfı
#Türkiye