Ruşen Cakır’ın kurduğu Medyascope’un, Amerika Birleşik Devletleri Teksas merkezli Chrest Vakfı’ndan son yıllarda aldığı yüz binlerce dolarlık fon, yabancı tüzel ve özel kişilerin Türkiye’ye yönelik “fonlama” çalışmalarını gündeme getirdi. Anlaşılan o ki; birbiriyle yakından alakalı birçok uluslararası vakıf ve kurum bir ağ seklinde Türkiye’de neredeyse aynı kişi ve kurumlara, aynı amaçlar için para aktarmaya devam ediyor. Chrest Vakfı, ABD merkezli bir vakıf olmasına rağmen ABD dışında sadece Türkiye’de faaliyet gösteriyor, misyonunu da “Türkiye’de cinsel eşitliği yaymak, Türk toplumunda farklı kültürel yapıların birbirine saygısını artırmak ve Türkiye’de sivil toplum kavramını geliştirmek” olarak belirtiyor. Bu alanlardaki projelere yüzbinlerce dolar akıtan vakfın faaliyetleri özellikle Batman, Bingöl, Diyarbakır ve Van’da yoğunlaşmış durumda. Bu illerdeki faaliyetlerde Aydın Doğan Vakfı, Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, Kadir Has Vakfı, Türk Eğitim Vakfı (TEV), gibi vakıfların oluşturduğu Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) büyük rol oynamakta.
Chrest gibi vakıfların Türkiye’ye sivil toplum, basın özgürlüğü gibi adlar altında verdiği fonlar, Türkiye’nin hassas olduğu ve milli güvenliğini ilgilendiren konuları tabiri caizse kaşımak için kullanılabiliyor. Örneğin, milyarlarca dolar zarara yol açan Gezi olaylarında yurt dışından yüzbinlerce dolar yardım alan Kavala’nın en ön saflarda olması düşündürücü. Hakeza Hendek olaylarında PKK’ya açık destek veren Umut Işığı Kadın Kooperatifi okul öncesi çocukların eğitimi için Chrest Vakfi’ndan onbinlerce dolar hibe alabiliyor. Aynı kooperatifin MASAK tarafından 2012 yılında açıklanan raporda aldığı fonları ve PKK’nın dağ kadrosunu finanse ettiği detayını görüyoruz. Yine Chrest Vakfı kurucusu Lou Anne King Jensen’in Türk askerinin Hakkari ve Kuzey Irak’taki konumu hakkında dünyaca ünlü strateji araştırma kuruluşu Stratfor’dan bilgi istediği ortaya çıktı. Bu arada, Chrest Vakfı’ndan neredeyse yarım milyon dolar hibe almış olan Ruşen Çakır’ın 2005 yılında “Pentagon’un 50 gazeteciyi maaşa bağlayıp Amerika lehine yazılar yazdırdığını, aralarında 4 Türk gazetecinin de olduğu” şeklindeki haberi ve bunu eleştirmesi ise tam bir ironi oluşturmakta.
Bu gibi vakıflar diğer ülkelerde de etkin olmaya çalışmakta fakat tepkilerle karşılaşmaktadır. Örneğin; Açık Toplum Vakfı, Avrupa Birliği üyesi olan Macaristan’da toplum değerlerine karşı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle 2018’de ülkeden kovulmuştur. Aynı şekilde Rusya’da da milli güvenlik sorunu oluşturduğu gerekçesiyle, vakfın görevine son verilmişti. Açık Toplum Vakfı’nın girişimlerinden ABD’nin eski Başkanı Donald Trump da nasibini almıştır. Bu vakıf 2020’de Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi güçlü dünya liderleri aleyhine faaliyetler için 1 milyar dolar bağışladığını açıklamıştı.