
Doç.Dr. Handan Yalvaç Arıcı , pişmanlık duygusunun kişiye yeni bir bakış açısı kazandırmasıyla önemli olduğunun altını çizerek şunu söylüyor: “Pişmanlık kişinin kendisiyle yüzleşmesidir. Kur’an temelli pişmanlık tasavvuru, yapılan hatayı fark ettikten sonra tövbe ederek düşünce ve davranış biçimlerini değiştirme gayretini ifade eder.”
Peygamber Efendimiz (Sav)şöyle buyurur: “Her insan hata eder, hata edenlerin en hayırlısı pişman olup tövbe edendir.”
Modern çağ, insanı maddiyata ve bunun üzerinden de mutlu olma yarışına dahil etti. Sonuçta bu yarış bizi pek çok duygu ve düşüncemizi sorgulamadan alıkoydu. Din eğitimi alanında çalışan Doç. Dr. Handan Yalvaç Arıcı’nın Kur’an’da Pişmanlık Psikolojisi kitabının üzerinden çağın dayattığı değerler üzerinden belki de çok da uzaklaştığımız pişmanlık duygusunu ele aldık.

Farsçadan Türkçeye geçmiş olan “Pişman” kelimesinin etimolojik kökeni Sanskritçeye dayanmakta, gerçekleşen bir eylemi peşinden, hemen arkasından anlama, farkına varma ve öğrenme gibi anlamlar içermektedir. Tıpkı zirveye ulaşan bir dağcının geride bıraktığı yolu tüm detaylarıyla görebilmesi gibi, insan da söylem ve eylemlerinin doğruluğunu ya da yanlışlığını zaman içerisinde anlamlandırabilmektedir. Kur’an’da pişmanlık tecrübesi kişinin hatalarının ya da olumsuz davranışlarının farkına varma sürecidir. Dolayısıyla olumsuz bir duygu ya da tecrübe değildir. Örneğin suçluluk duygusunda özsaygı zedelenirken, pişmanlık kişiyle özsaygısını kaybetmeden hatalarını sorgulatır ve içsel dönüşüm sağlar. Bu bağlamda pişmanlık kişinin kendisiyle yüzleşmesidir. Kur’an temelli pişmanlık tasavvuru, yapılan hatayı fark ettikten sonra tövbe ederek düşünce ve davranış biçimlerini değiştirme gayretini ifade eder.
Pişmanlık kişinin gelişimine katkı sağlar
Psikoloji çalışmaları pişmanlığın geçmiş deneyimlerin iç yüzünü anlama, davranışları değerlendirebilmeyi kolaylaştırma, kaçınılması gereken davranışlardan uzak durmayı kolaylaştırma, iç görü kazanma ve sosyal uyumu koruma olmak üzere birçok açıdan bireyin gelişimine katkısı olduğunu göstermektedir. Pişmanlık süreci doğru şekilde yönetildiği zaman birey yanlış davranışlarından doğru olan davranışlara hicret etme yolculuğu yaşar. Bu yolculuk kendisini maddi-manevi kendini yeniden inşa etme, hatalarını telafi etme ve daha bilinçli bir yaşam sürme fırsatı sunar. Ayrıca pişmanlık tecrübesini yaşamak kibir duygusuna karşı güçlü bir kalkan işlevi görür. Kişi kendisini büyük görmeye meyil ettiğinde pişmanlık yaşadığı durumu hatırlayarak insan olduğunu, hatalardan münezzeh olmadığını hatırlar. Dolayısıyla insanın manevi gelişimi açısından tövbe ile hatalardan dönme kararlılığı gösterilen pişmanlık manevi gelişim imkanıdır.
Peygamberler de pişman olur
İlk insan ilk peygamberle insanlığın serüveninde yerini alan pişmanlık duygusu insan gerçeğinin bir parçası olmuştur. Kur’an’da Hz. Âdem, Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Davud ve Hz. Yunus olmak üzere beş peygamberin yanlış eylemleri nedeniyle yaşadıkları pişmanlık tecrübesi ve tövbeleri anlatılmaktadır. Vahiy peygamber prototipleri üzerinden pişmanlık duygusunun nasıl aktif hâle getirileceğini uygulamalı olarak gözler önüne sermektedir.
Pişmanlık toplumun dönüşümünü sağlar
Pişmanlık, yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de yaşanan bir tecrübedir. Pişmanlık duyulan hatalardan vazgeçmek bireye veya topluma yeniden inşa olma imkânı verirken, pişmanlık duyulması gereken eylemlerde ısrar etmek bireyi ve toplumları kaçınılmaz bir sona sürükler. Kur’an’da, yanlış eylemleri nedeniyle pişman olup tövbe etmeyen toplumların helak olduğu ve olacağı vurgulanırken, Yunus kavminin tövbesinin bir toplumu felaketten nasıl kurtardığı örnek olarak verilmektedir. Tarihsel süreçte toplumsal akıl ve sağduyularını kullanarak kendilerini refaha götürecek gerekli değişimi yapmayan toplumlar derin pişmanlıklar yaşamak durumunda kalmışlardır. Dolayısıyla toplumsal pişmanlık, bir toplumun geçmişteki eylemlerinden vazgeçmesi ve dönüşüm içerisine girmesidir. Bu dönüşüm çabası bir toplumun kaderini belirleyebilecek güçlü bir etkiye sahiptir.
Geri dönüşü olmayan pişmanlıklar
Kur’an’da Allah’a şirk koşmak, Allah’a ve peygamberine itaatsizlik, Allah’ın ayetlerini inkâr ve yalanlamak, Kur’an’a uymamak, ahireti inkâr etmek, doğru yolda olmamak, yanlış önderlere tabi olmak, yanlış dost edinmek, salih ameller işlememek, Allah yolundan çevirmek için çaba göstermek, Allah’tan gafil olmak ve zalim davranmak olmak üzere 12 eylemin ahirette geri dönüşü olmayan bir pişmanlık yaşatacağı bildirilmektedir. Kur’an, ahirette pişmanlık duyanların dileklerini; dünyaya dönerek iyi ameller işleme isteği, amel defterlerinin kendilerine verilmemesi, ölümün son olması arzusu ve toprak olarak kalma talebi şeklinde ifade eder. Bununla birlikte ahirette pişman olanların taleplerinin reddedileceğini ve isteklerine olumlu yanıt verilmeyeceğini belirtir. Çünkü olumlu veya olumsuz davranışlar sürekli tekrarladıkça bu davranışlar zamanla kişinin karakterinin bir parçası hâline gelir. Alışkanlıklar kemikleştikçe değişime karşı direnç artar. Kötü eylemleri yaşam tarzı hâline getiren bir bireyin iyiliğe yönelmesi zorlaşır. Ahirette pişmanlık duyanların dünyaya dönmelerine izin verilse bile bir süre sonra kökleşmiş davranışları yeniden ortaya çıkacaktır. Çünkü bu eylemler artık sadece alışkanlık değil, kişiliğin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ayrıca insana eylemlerini değiştirme ve dönüştürme imkânı dünyada verilmiştir. Ahiret ise bir değerlendirme yeridir; bu bağlamda ahirette değişim için bir imkân daha verilmeyecek ve talepler geçersiz kalacaktır. Dolayısıyla tövbesi olan pişmanlıklar insan için imkandır.