Riyah isimli tayın Kudüs’te başından geçenleri anlatan “Tay 2: Ebabil Takımı” 12 Ocak’ta vizyona giriyor. Yönetmenliğini Nurullah Yenihan’ın senaristliğini Ayşe Sevim ve Ayşe Şahinboy Doğan’ın, proje danışmanlığını ise Hatice Özdemir Tülün’ün yürüttüğü yapım, Kudüs’ün düşlediğimiz günlerini izleyiciye sunuyor. Çoğumuzun, İsrail’in 1948’den bu yana Filistin halkı üzerindeki zulmü ve Kubbetüs Sahra saldırılarıyla aklımızda kalan Kudüs, filmde fetih sonrası yaşamı ve kültürüyle anlatılacak. Bir casusluk hikayesi çerçevesinde şekillenen yapım, entrikaların yanı sıra bölgedeki huzur, kültürel değerler çerçevesinde ele alınıyor. Hayvanların kendi dünyalarında kalmayıp, entrikayı çözmek için insanlara kahramanca yardım etmesi işleniyor.
Kudüs’teki soykırım ve işgal girişiminin sürdüğü bugünlerde, yaşananları çocuklara yapımlarla anlatmanın sorun olabileceğine dikkat çeken senaristlerden Ayşe Sevim, animasyonun amacını şu ifadelerle anlattı: “Başladığımızda olaylar soykırıma dönmemişti. Kudüs çok eski bir yara. Orayı işgal altında bir yer olarak göstermeyi tercih etmedik. Tay’ın önceki filminden uzak bir tarihe de geçemezdik. Fetihler yeni yapılmış, insanlar mutlu. Hayalimiz, ailelerin yönlendirmesi olmadan çocuğun keyifle seyretmesi. Bu çizgi film, soykırımı anlatmıyor. Bu çizgi film Kudüs’ün mutlu günlerinde geçen bir hikayeden bahsediyor. Niyetimiz çocukların seveceği, arka planda Müslüman bir coğrafyanın bulunduğu, karakterlerin hassasiyetlerinin olduğu bi senaryo oluşturmaktı.”
Çizgi filmin bir siyer çalışması olduğuna işaret eden Sevim, “Çocuklar neyi sever diye düşündüğümüzde, Ebabil kuşlarını tercih ettik. Hayvanlar arası ekip çalışması oldu. Az olmanız, güçlüye karşı geri durmanızı gerektirmez diyoruz. Ebâbil kuşları örneğiyle, karakterlerimiz cesaretleniyor. Çocuk bunu hayatına yerleştirirse, adaletsizlikle karşılaştığı zaman cesaret gösterebilir.”
Ülkemizde Kudüs’ü miniklere anlatacak beyaz perdenin ilk yapımı olan “Tay 2: Ebabil Takımı”nın geç kalınmış bir anlatım olduğunu, fakat animasyon üretecek ortamların ancak oluştuğuna değinen senarist Ayşe Şahinboy Doğan, “Bosna’yı, 28 Şubat’ı, Çeçenistan’daki zulmü, kendi iç meselelerimizi de anlatamadık. Yahudiler 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bir sistemle Hollywood’da hikayelerini anlatacak filmler üretmeye başladı. Bir eserle bunu başarmak zordur. Sistematik şekilde davanızı, hassasiyetlerinizi, değerlerinizi anlatan hikayeler üretirseniz, toplumsal algıyı oluşturursunuz. Üretmeye devam edersek sistemi oturtmuş olacağız” dedi.
Tay’ın, Kudüs’e gitmesi fikrini veren isim olan proje danışmanı Hatice Özdemir Tülün, 2022’de başladıkları projeyi şöyle özetledi: “2023’ün başında senaryomuz tamam-lanmıştı. Sonrasında karakter çizimlerimiz başladı. 7 Ekim yaşandı, senaryoyu değiştirelim diye bir derdimiz olmadı. Çocuklar Kudüs’ü sahiplensin istedik. Yetişkinler olarak filmden, 75 yıldır anlatılamayan şeyi bir saatte anlatmasını bekliyoruz. Büyük ilgi görsün, tepki alsın o zaman değerlidir diye düşünüyoruz. Ne kadar ilgi görürse görsün, bu çabada olmaya devam edeceğiz. Şubat ayında Avrupa’da vizyona gireceğiz. Üçüncü filmimizin de çalışmaları başladı. Tay bu kez Endülüs’e gidecek.”