Op.Dr. Sonbahar, reflüde ameliyata götüren nedenleri şöyle sıraladı:
“
Mide fıtığı eşlik ediyorsa:
Reflü hastalığına sıklıkla mide fıtığı eşlik edebiliyor. Mide fıtığının bazı türlerinde fıtık boğulması ve acil ameliyat riski oluyor. Bu tür fıtıklarda reflünün şiddetine bakılmaksızın hastaya ameliyat öneriliyor.
İlaç tedavisine rağmen yakınmalar geçmiyorsa:
Reflüye bağlı olarak yemek borusunda yanma, ekşime, ağza acı su gelmesi gibi yakınmaları olan hastaların bu yakınmaları genellikle PPI (proton pompa inhibitörü) denilen, asit üretimini azaltan ilaçlarla kontrol altına alınabiliyor. Fakat bazı hastalarda tüm diyet uygulamaları ve ilaçlara rağmen yakınmalar devam ediyor. Bu grup hastalar ancak ameliyattan fayda görüyor.
Yemek borusu içinde doku hasarı saptanmışsa:
Reflüye bağlı yakınmaları diyet ve düzenli ilaç kullanımıyla kontrol altına alınmış olan hastaların kontrol endoskopisinde yemek borusunda doku hasarı (ülser veya mukozal tahriş) görülebiliyor. Bu hastalara da ileride yemek borusu kanseri gelişme riski sebebiyle ameliyat öneriliyor.
Kanserleşmeye doğru giden doku değişimleri varsa:
Reflü olduğunda yemek borusuna kaçan asit salgısı yemek borusunun iç yüzeyini döşeyen mukozada hasara yol açabiliyor. Bu durum kronik bir duruma geldiğinde, yemek borusunda barrett özofagus olarak nitelendirilen ve kansere dönüşme ihtimali olan değişikliklere yol açıyor. Eğer bir hastada bu tür değişiklikler oluştuysa yemek borusunu reflüye karşı daha iyi korumak gerekiyor. Bu durumda da ameliyat öneriliyor.
Hasta sürekli ilaç kullanmak istemiyorsa:
Reflü hastalarında diyet ve ilaçların yardımıyla yakınmalar geçebiliyor. Bazı hastalar bu ilaçları ömür boyu kullanmak zorunda kalabiliyor. Ömür boyu ilaç kullanmak ya da diyet yapmak istemeyen hastalar yaşam konforunu arttırmak için kalıcı çözüm arayabiliyor. Bu grup hastalara da ameliyat öneriliyor.”