Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) destekleriyle uluslararası öğrenciler tarafından hazırlanan 2. Uluslararası Öğrenciler Kısa Film Festivali’nin ödülleri sahiplerini buldu. Festivalde En İyi Film Ödülü, Suriyeli Balqees Altala’nın yönettiği Romantic Date adlı kurmaca filme verildi. Film, savaşın ortasında hayata tutunmaya çalışan Leila ile Wael’in derin aşkını ve bu aşkın Leila’ya yaşama gücü veren umuda dönüşümünü anlatıyor. Altala, “Romantic Date aracılığıyla, sesi duyulmayan Suriyeli kadınların gücüne ışık tutmak istiyorum” ifadelerini kullanıyor.
İstanbul’da Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) destekleriyle uluslararası öğrenciler tarafından hazırlanan 2. Uluslararası Öğrenciler Kısa Film Festivali›nin ödül töreni geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Uluslararası Öğrenciler Kısa Film Festivali, YTB’nin uluslararası öğrenciler politikasının bir parçası olarak, ülkede öğrenim gören uluslararası öğrencilerin kültürel üretimlerini desteklemek, anlatı kapasitelerini güçlendirmek ve sanatsal ifade becerilerini teşvik etmek amacıyla düzenleniyor. Festival, Türkiye’de eğitim alan uluslararası öğrencilerin girişimiyle hayata geçirilirken, Türkiye’nin dış politika öncelikleri ve yükseköğrenime uluslararası boyut kazandırma vizyonu çerçevesinde, donanımlı öğrencilerin ülkeye kazandırılmasına yönelik önemli bir platform niteliği taşıyor. YTB İstanbul Ofisi bünyesinde kurulan Sinema Atölyesi’nin bir çıktısı olan Uluslararası Öğrenciler Kısa Film Festivali, ilk kez geçen yıl düzenlenmişti. 13 Mart–17 Nisan 2025 tarihleri arasında başvuruları alınan bu yılki festivale jüri tarafından seçilen 29 film yarışma programına alınırken, Sinema Atölyesi bünyesinde çekilen 4 kısa film de özel gösterimle izleyiciyle buluşturuldu. Yeni Şafak Pazar olarak; Suriyeli yönetmen Balqees Altala’nın yönettiği festivalde En İyi Film Ödülü’ne layık görülen Romantic Date adlı kurmaca filmini konuştuk.
Hikâyeleri ne haberlerde anlatılan ne tarihe yazılan kadınlar
Balqees Altala, “Romantic Date, Leila ve annesinin hikâyesini anlatıyor ve onun Suriye’nin zorlu koşulları arasında yaşamını ayakta tutan Wael ile paylaştığı derin aşkı tasvir ediyor. Bu aşk, acıların ortasında bir umut ışığı olarak Leila’ya çevresindeki zorlu gerçeklikle yüzleşme gücü veriyor. Aşk, her zaman insanların ruhlarını ve duygularını maddi dünyanın ötesinde birbirine bağlayan insanlığın en derin ifadelerinden biri olmuştur. Ancak Leila için aşk sadece bir duygu olmanın ötesindeydi; sorumluluk yükü ile yaşam arzusu arasında gidip gelen, sürekli direncini sınayan bir gerçeklikte bir umut sığınağıydı” sözleriyle filmin hikâyesini anlatıyor. “Romantic Date aracılığıyla, sesi duyulmayan Suriyeli kadınların gücüne ışık tutmak istiyorum” ifadelerini kullanan Altala, “Hayata sabır ve cesaretle yaklaşan, ancak hikâyeleri ne haberlerde anlatılan ne tarihe yazılan kadınlar. Gölgelerde yaşayan bu sıradan kadınlar aslında krizler arasında hayatta kalma yükünü taşıyan dayanıklılık direkleridir. Hikâyeleri sadece mücadelelerini vurgulamak için değil, aynı zamanda koşullara meydan okuma kabiliyetlerini, hayata tutunmalarını ve acıya rağmen umut inşa etmelerini sergilemek için anlatılmayı hak ediyor” diyor.
Sinema yalnızca hikâyelerimizi anlatmaz kimliğimizi yansıtır
Romantic Date fikrinin ortaya çıkışından post-prodüksiyonun son aşamasına kadar geçen sürecin, özellikle dış mekân çekimlerinin getirdiği zorluklar nedeniyle oldukça meşakkatli olduğunu söyleyen Altala, “Ancak bu, tamamlanmış bir filmi hayata geçirme konusundaki ilk denemem olduğu için en keyifli ve ilham verici deneyimlerden biriydi” diyor. Hikâyeye karşı derin bir sorumluluk duygusu ve sinemaya olan sarsılmaz tutkusunun bu yolculuğun arkasındaki itici güç olduğunu vurgulayan Altala, “Çünkü sinema yalnızca hikâyelerimizi anlatmakla kalmaz; kimliğimizi yansıtır ve insanlığımızı en saf haliyle ifade eder” açıklamasını yapıyor.
Bu ödül sinemanın değişim gücüne olan inancımı pekiştirdi
Uluslararası Öğrenciler Kısa Film Festivali’nin (ISSFF) yalnızca sinema eserlerini sergileme alanı olmadığını, aynı zamanda dünya genelindeki film öğrencileriyle bilgi alışverişi ve yaratıcı iş birlikleri kurma fırsatı sunduğunu belirten Altala, ISSFF’yi “çeşitli sinematik deneyimlerin ve bakış açılarının ilham verici ve pozitif bir atmosferde buluştuğu canlı bir platform” olarak tanımlayarak, kazandığı ödülün sadece eserinin takdir edilmesi anlamına gelmediğini, aynı zamanda sinemanın kültürler arasında köprüler kurma ve sesi duyulmayanları görünür kılma gücüne olan inancını pekiştirdiğini vurguluyor. “Bu ödül beni son derece mutlu etti ve sinema alanındaki yolculuğuma daha büyük bir tutkuyla devam etmem için büyük bir motivasyon sağladı” diyen Altala, çalışmasının takdir edilmesinin yanı sıra seçtiği yolun değerini bir kez daha gördüğünü ve mesaj taşıyan filmler üretme konusundaki kararlılığını güçlendirdiğini ifade ediyor.
